12.bölüm

195 21 16
                                    

 "Sende bir şey var"

Şarkısını bitiren Artemis rüyadan uyanır gibi gözlerini açtığında karşısında kendisini ,farklı farklı duygulardan geçseler de, aynı hayranlıkla izleyen iki çift göz buldu. Önce Hasan'a sonra Kıvanç'a baksa da gözleri yeniden Hasan'a dönüp kilitlendi. Çünkü şefkat denen duyguyu dedesinden tanıyan Artemis için tanımsız olan duygu Kıvanç'ın gözlerinde değil Hasan'ın gözlerindeydi. Hasan Artemis'in utançla kızaran yanaklarını fark edince birkaç dakikadır içinde olmadığı gerçek zamana yeniden düştü. Tıpkı şarkıdaki gibi. Artemis gitarı yere bırakıp gözlerini Hasan'da takılı kaldığı duygudan kopardı. Çünkü o duyguda daha fazla kalırsa kaybolacakmış gibi hissetmişti:

-Kusura bakmayın Kıvanç Hocam, gitarı dün gece fark etmemişim. Görünce dayanamadım. Sizden izin almalıydım,dedi.

Onun ayağa kalkmasına yardım etmek için hamle yaptı Hasan. Elini uzattı ona. Artemis Hasan'ın elini yakaladı ve yerden doğruldu. Kıvanç:

-O gitar eski eşimindi. Çok zaman olmuş senin gibi bir genç kadının parmaklarının onun üzerinde dolaşmadığı,dedi.

Artemis'in yüzünde hüzün duygusu bulutlandı. Gözleri yere indi:

-Özür dilerim, ben, ben sizi üzmek istemedim, dedi.

Kıvanç hikayesini nispeten bilen Hasan'ın yüzünde kendisine dair endişeyi görünce gülümsedi:

-Yok, yok. Üzülmedim. O konudaki üzüntümü çok gerilerde bıraktım. Sadece buruk bir tat kaldı damağımda. Eski eşim, Nisan, iyi gitar çalardı. Fena da söylemezdi. Ama sanırım bu gitar ona benim hediyem olduğu için eşyalarını toplarken geride bırakmış. Beni bu denli geride bırakmaya kararlı biri için sürekli acı çekmem mümkün değil galiba,dedi.

Artemis:

-Aslında değerli bir gitar. Sanırım özel yapım. Yanılıyor muyum?,dedi.

Kıvanç Hasan'a bakarak güldü:

-Senin Ay Tanrıçası çok başka bir kız Orion, bu zamanda böylesi zor bulunur. Evet Artemis. Özel yapım. Eskişehir'de çok değerli bir ustaya yaptırmıştım,dedi.

Hasan yanında dikilen kıza baktı. Artemis'in yanakları al aldı. Tekrar Kıvanç'a baktı:

-Farkındayım, Kıvanç Hocam. Artemis her seferinde beni şaşırtmayı başarıyor. Kimsede olmayan bir şey var onda. Ne olduğunu anlayamadığım bir farklılık,dedi.

Artemis konuşmanın içeriğinden rahatsız olmuştu. Başını salladı:

-Bence abartıyorsunuz. Biraz ilgi alanlarım farklı diye beni bu kadar abartmayın. Herkes gibiyim işte,dedi.

Hasan güldü:

-İlgi alanların, rengin, adın, sözcüklerin. Şimdilik bildiğim farklıklıların bunlar. Yolun daha başında sayılırız üstelik,dedi.

Artemis gülümsedi. Hasan yine o gülümsemenin içinde kaybolmak istedi. Bu kız her gülümsediğinde içine işleyen o duyguya kapılmak, onunla kaybolmak istedi. Artemis:

-Hala abarttığınızı düşünüyorum. Neyse ben sizin bana bırakıp kaçtğınız kahvaltı bulaşıklarını yıkadım. Şimdi Hasan, ne yapıyoruz karar versek iyi olacak. Daha fazla burda kalamayız sanıyorum,dedi.

Hasan başını salladı:

-Haklısın, ben de geceden beri ne yapsak, nasıl kendimizi bu daralan çemberden kurtarsak diyordum ki Kıvanç Hoca sanırım bizi kurtaracak bir çare buldu,dedi.

Artemis şaşkın Kıvanç'a baktı:

-Hocam, zaten yeterince iş olduk başınıza. Daha fazla bela açmayalım,dedi.

TAMAMLANMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin