9.bölüm

289 29 17
                                    

"Onu merak ettikçe ona sürüklenirsin."

İki saat önce...

Hasan karşılarındaki dev gibi adamın bakışından bir parça ürkse de asla geri adım atmayacaktı. İçinden sürekli bunu tekrarlıyordu. "Sakın Hasan, sakın asla onun Artemis'e dokunmasına izin verme! Asla!" zihninde bu düşünce yankılanırken Artemis'in parmaklarına kenetli parmaklarını daha da sıktı. 1.90'lık adamın karşısında nasıl bir savunma geliştirebilirdi?Bu soruya ne cevap vereceğini bilemiyordu ama ne olursa olsun deneyecekti. Adam o tok sesiyle yeniden konuşmaya başlayınca irkildi, sürüklendiği soru denizinden çıktı :

-Neden kaçıyorsunuz?

Hasan işte o an fark etti adamın esmer yüzünün ortasındaki iki buz gibi bakan mavi gözü. Adamın bakışları da en az cüssesi kadar korkutucuydu. Yutkundu Hasan. Korkmayacaktı. Korkmamayı öğrenmişti, öğretmişti zihnine çok zaman önce. İşte tam bu nedenle korkusuzca dimdik baktı adama:

-Sana ne bundan? Kaçıyoruz işte, dedi.

Adam, Artemis ve Hasan'a doğru bir adım attı. Hasan Artemis'i biraz daha arkasına çekerken boşta kalan elini yumruk yaparak sıktı. Gelmesi muhtemel saldırıya hazırlıyordu kendisini. Adam attığı adımları devam ettirmeden durdu ve :

-Bak bak, çok da cesuruz. Ne o, kızı mı kaçırdın yoksa?,dedi.

Aralarındaki mesafeyi ölçtü Hasan. Yaklaşık bir buçuk metre. Çok yakınlardı. Hasan bedenindeki tüm kasların gerildiğini hissediyordu. Adamın üstüne atlarsa Artemis ne kadar uzaklaşabilirdi? Bu adamı alt edebilir miydi? Kendi cüssesini düşündü. Yanında ufacık kalsa da onca zaman spor yapmış bedeni güçlüydü Hasan'ın. Kendisini , bedenini tanırdı. Daha önce de bu kadar iri olup kof çıkan adamlarla kavga etmişti. Ama adamın kas yapısına bakınca çok da boş biri olmama ihtimalini de gözardı edemezdi. En kötüyü düşündü. Midesine yumruk atsa onu yavaşlatma şansı olurdu büyük ihtimalle. Kafasında uçuşan onca ihtimale karşın soruya cevap verdi. Sesi alaycıydı:

-Bak sadece geçiyoruz. Bırak gidelim,sadece geçip gidelim,dedi.

Adam omuzlarını dikleştirdi. İfadesi daha da sertleşti. Hasan'ın alaycılığını algılamıştı:

-Bana bak delikanlı! Benim köyümdesin. Benimle doğru konuşacaksın,dedi.

Artemis, Hasan'ın yüzündeki her kasın nasıl gerildiğini görüyordu. Yüzüne tıpkı trendeki adama saldırdığı anda beliren ifade gelip yerleşmişti. O bakıştaki deliliğin gelebildiği noktayı biliyordu genç kız. Artemis genç adamın elini başparmağıyla okşadı, dokunuşunun onu bir parça sakinleştirmesini umarak:

-Sakin ol, lütfen, diye fısıldadı.

Hasan onun dokunuşuyla bir an duraksadıysa da hamlesinden geri adım atmadı. Adamdan gözlerini ayırmadan aynı alaycılıkla:

-Burası senin köyün anladık. Biz de sadece geçiyorduk. Rahat bırak da geçip gidelim, dedi. Tam bu anda adamın bir an dağılan dikkatinden faydalanan Hasan Artemis'in elini bıraktı ve adamın midesine doğru sert bir yumruk savurdu aynı anda da Artemis'e bağırdı:

-Koşşşşşşş!

Ancak Hasan'ın tüm gücüyle savurduğu sol yumruğu adam tarafından yakalandı tek hamlede arkaya alınıverdi. Hasan'ın direktifiyle koşmaya başlayan Artemis ise Hasan'ın arkasından gelmediğini sezdiği an duraksadı ve arkaya baktı. Gördüğü manzara karşısında şaşkın kalakaldı genç kız. Hasan , adam tarafından adeta kıskıvrak yakalanmıştı. Adam bir eliyle genç adamın sol kolunu arkada tutarken diğer eliyle de Hasan'ı boynundan kenetlemiş ona hareket alanı tanımadan duruyordu. Hasan öfkeden kızarmış yüzüyle bağırdı:

TAMAMLANMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin