“The fact that you're impossible doesn't stop me from loving you.✨”-
Okula doğru yürümeye başladım. Maalesef 1 hafta uzaklaştırılmam çoktan bitmişti ve lanet olası o okula gidiyordum! Yareni ve arkadaşlarını asla görmek istemiyordum.
Onları nasıl dövdüğümü bile hatırlamıyordum. Bu zamana kadar ezilen hep bendim. Her ne kadar buna sinir olsamda sesimi dahi çıkaramazdım. Çünkü sesimi çıkaramayacak kadar dahada çok eziktim.
Sahiden bir şeyler ters gidiyor gibiydi. Kesinlikle hafıza kaybı yaşıyordum çünkü bu olanlar normal değildi. Her şey bir yana daha geçen gün kendimi bir anda Ateşin karşısında bulmuştum. Ne ara kalkıp onun yanına gitmiştim hatırlamıyorum. Bir anda oluyor ve ben o süreci yakalayamıyorum.
Derin bir nefes vererek okula girdim. İlk gideceğim yer Fırat hocanın yanıydı. Onunla konuşurken belki ilk derse yetişemezdim ve böylece 1 derse girmemiş olurdum.
Aslında derslere girmeyi seviyordum. Sınıfa girmememin nedeni Yareni görmemekti. Bir şey olacağından değildi, sadece onlara görünmek istemiyordum.
Beklemeden rehberlik odasına girmiştim. Fırat hoca masasında oturuyordu. Beni farketmesiyle başını kaldırdı ve bana baktı.
"Günaydın hocam.." Hafif bir gülümsemeyle konuştu.
"Günaydın Elvin.. Otur bakalım." Eliyle sandalyeyi gösterirken dediğini yapmıştım.
"Şu olayı anlat nasıl oldu?" Direkt konuya girmesiyle Fırat hocaya baktım.
"Hocam size dediğim gibi benim bir suçum yok.." Fırat hoca bıkkınlıkla nefesini vermişti. Bana inanması tabiki de zordu ama ben gerçekleri söylüyordum.
"Elvin olayı anlat sadece.." Dediğinde başımı aşağı yukarı salladım.
"Yaren yine her zaman ki gibi bana takılıyordu. Arkadaşlarıyla birlikte dalga geçmeye başladılar. Sonrasında Yaren çantamı alıp çöpe attı. O an hiçbir şey yapamadım. Onları o hale getiren kişi Ekindi!" Fırat hoca kaşlarını kaldırıp bana baktı. Suratında anlamsız bir ifade vardı.
"Ekin? O kim.." Diye sordu.
"Bizim sınıfta." Fırat hoca bir anlığına duraksadı. Sanki hafızasını yokluyormuş gibiydi.
"Sizin sınıfta Ekin diye birinin olduğunu hatırlamıyorum.." Sessizliğimi sürdürürken, Fırat hoca bilgisayardan bir şeyler baktı. Ardından gözlerini bana çevirmişti.
"Ekin diye birisi yok Elvin.. Benimle dalga mı geçiyorsun?" Dedi.
"Hayır dalga geçmiyorum hocam.. E-ekin yaptı onu nasıl tanımazsınız?" Fırat hoca hafif çatık kaşlarla bana bakıyordu.
"Tanımıyorum çünkü okulda Ekin diye birisi yok.." Duyduğum sözlerle sessiz kaldım. Kayıtlarda nasıl Ekin olamazdı? Bu çok saçmaydı! Her gün Ekinle aynı sınıftaydık..
"Elvin sen iyi misin?" Fırat hoca tekrar konuştuğunda düşüncelerimden sıyrıldım.
"Hocam siz emin misiniz?" Diye sordum.
"Kayıtlara baktım Ekin adında herhangi bir öğrenci yok.." Bu saçmalıkta neyin nesiydi şimdi?
"Her ne kadar Yarenin yaptığı hoş olmasada onlara bunu yapmaman gerekirdi Elvin.. Bunu senden asla beklemezdim." İçli bir nefes vermiştim. Beni anlamıyordu! Onlara zarar veren kişi ben değildim!
"H-hocam ben bir şey yapm-"
"Tamam sorun değil.. Ama lütfen bir daha olmasın." Gözlerimi bir süreliğine yumdum ve cevap vermedim. Bana neden kimse hiçbir konuda inanmıyordu? Ne ailem, ne öğretmenlerim.. Kimse inanmıyordu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Loss of Memory | Johnny Depp
ChickLitKafanızın içinde birden fazla ses duyduğunuz oldu mu? Ya da vücudunuzun ele geçirildiğini hissettiğiniz? Eğer bu soru bana sorulmuş olsaydı sanırım cevabım şu olurdu: "Onlar tek kafamın içinde değiller, onlar her yerdeler ve ben onlarla hayatımı yaş...