“Don't you see I'm dying in pain?”
-
Saatlerce yatakta oturmuş düşüncelerimin içerisinde kaybolmaya esir tutulmuştum. Her şeyin neden bu kadar berbat olduğunu düşünüyordum. Fakat asla bir sonuca varamıyordum.
Ne günah işledim de bu kadar kötü şeyler yaşıyordum? Yoksa bu geçmem gereken zorlu bir sınav mıydı? Dayanamıyordum artık.. Bu cehennem de yaşamaya ufak dahi bile olsa gücüm kalmamıştı.
Parmaklarım bir süre kolumda ki kesik izlerinin üzerinde gezindi durdu. Artık canım acımıyordu, onlara alışmıştım. Kendime zarar vermek sanki bana zevk veriyor gibiydi. Bilmiyorum belki bu psikopatca olacak ama acıdan hoşlanmaya başlamıştım.
Eski Elvin değildim.. O saf, masum, mutlu kız çocuğu artık yoktu. Belki şu an hala özgüvensiz, kendini savunamayan biri olabilirdim ama bir şeyler değişmişti bende.
Ne değiştiğini bilmiyordum ama içimde bir şeyler hissediyordum. Sanki farklı biri vardı içimde.. Farklı bir Elvin..
Çantamda ki küçük jileti çıkardım ve kesik olan izlerin tekrar üzerini kesmeye başladım. Kafamda ki sesler kendime zarar verme mi söylüyordu. Kendime zarar vermek neyi düzeltirdi bilmiyorum ama bunu içimde ki Elvin çok istiyordu.
Kanlar kolumdan aşağıya doğru süzülmeye başladığında arsızca gülümsedim ve jileti çantama koydum. Oturduğum yerden kalkıp içeriye gitmiştim. Ateşi gördüğümde kolumu arkama gizledim. Onun görmesini istemiyordum.
Ateş beni fark ettiğinde bir süre gözlerime baktı sonrasında gözleriyle beni süzdü. Koltuğa doğru yürürken sözleriyle duraksamıştım.
"Tişörtün de neden kan var?" Tişörtüme baktığımda kanı gördüm. Kanın bulaştığını asla fark etmemiştim. İşte bu kötü olmuştu! Ateş ayağa kalktı ve arkamda sakladığım kolumu tuttu. Ardından kolumu yavaşça oradan çekip bakmıştı.
"Neden yaptın bunu kendine?" Suratına baktığımda her zaman ki o yüz ifadesiyle karşılaştım. Kaşları çatık ve sanki her an bana bağıracakmış gibiydi. Gözlerimi hızla ondan kaçırdım. Cevap vermemeyi tercih etmiştim.
Bunu yapmak bana zevk veriyor diyemezdim. Benim psikopat olduğum düşünürdü..
Kolumu tutmayı bırakıp odasına doğru adımlar atmıştı. Olduğum yerde öylece durup onu beklemeye başladım. Adım seslerini duyduğumda ona bakmıştım. Elinde sargı bezi ve birkaç şey daha vardı.
Beni koltuğa otutturup kolumda ki kanları pamukla silmişti. Sessizdi.. Hiçbir şey söylemiyordu. Ne diyebilirdi ki zaten? Belki de küçük bir ergen olduğumu düşünüyordu.
Kanı temizledikten sonra sargı beziyle kolumu sarmıştı. Kaşları hala çatık görünüyordu. Onun bu yüz ifadesine alışkındım bu yüzden bunu umursamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Loss of Memory | Johnny Depp
ChickLitKafanızın içinde birden fazla ses duyduğunuz oldu mu? Ya da vücudunuzun ele geçirildiğini hissettiğiniz? Eğer bu soru bana sorulmuş olsaydı sanırım cevabım şu olurdu: "Onlar tek kafamın içinde değiller, onlar her yerdeler ve ben onlarla hayatımı yaş...