Felix'in bakış açısından
Birden herkes bayılıyor gibi duruyordu. Emiliano da dahil ama ben ve bay Umbra baygınlık geçirmiyorduk ne oluyordu onlara?"Demek farklı olan sensin."
"Ben? Ben ... Ne farkı ?"
"Ah ah ... Yeteneğin ne ? Bilmem kaç kuşak öncesinden kalan o yeteneği umarım sende canlandırmadılar."
"Sizi gerçekten anlamıyorum. Ne yeteneği , ne kuşağı ?"
"Hmm..." Baygın yatan Emiliano'ya bir bakış attı. "O saçma sapan peri soy adını hak etmiyormuşsun gibi duruyor."dedi. Gülümsüyordu , sanki fazlasıyla bilgili bir edayla , bu benim endişeme endişe katmaktan başka bir şey yapmıyordu tabiki .
"Bakın , yetenek dediniz. Benim yeteneğim günlerce durmaksızın uyuduğum anları saymazsak kitap okuyabilirim ama peri soy adı mevzusunu da anlatmaya çalıştığınız bir şeyler varsa onu da anlayamıyorum. Şuan bu kadar sakin olmamamız gerektiğine de eminim ! Onlar ne yedi ne çorbası ve kendi oğlun o da ..."
"Tamam sakin ol , sakin. Evet benim oğlumun da ihtiyacı vardı o da diğerleriyle ve seninle aynı yemeği yedi . Sofradaki tek farklı yemek benimdi. Şimdi ,sen neden diğerleri gibi bayılmadın , çünkü sen trendeyken bayıldın ve gördün . Anlat bana , ne gördün ?"
Düşününce nefesim kesilmeye ve gözlerim dolmaya başladı . Hatırlamak istemiyordum.
"Hiç ! Ben hiçbir şey görmedim ! ""Yalan sevmem ."
Nefes nefeseydim sanırım stresten olmalı , hızlı nefes alıp vermekten başım bile dönüyordu ama dik durmak zorundaydım. En azından diğerlerini korumak için .
"Ben de sır sevmem ve burada fazla var."
"Hah. Güzel kelime oyunu ."bileğindeki saate bakar. " Ben gidiyorum , sen burada kalıyorsun . Geri döneceğim yardım et arkadaşlarına acı çekiyorlar."dedi ve bir cevap beklemeden odadan çıktı .
Kilitlenme sesinden sonra bunların gerçek olduğuna emin olmak adına duvara yumruğumu geçirdim. Fazla acımış da olsa hala emin değildim. Arkadaşlarımın yanına gittim , neyse ki hızla yere düşmek yerine sandalyelerinde kalmışlardı. Onları sırayla yere sürükledim. Ne yapmam gerek emin değildim. Neden bu kadar sakin kalabiliyordum çok daha ayrı mevzu ama anlamıştım, trendekiler sanırım bir rüya değildi ve şuan onlar da mı benzer şeyler yaşıyordu? Masadaki suyu aldım ve direk üstlerine döktüm . Tık yoktu , ölmüşler miydi acaba , hayır , hayır ölmezler ,ölmezler ... Hangi vicdansız böyle bir şey yapar hem.
Sırayla nabızlarını kontrol ettim. Normal duruyordu ve bir iç çektim. Ne yapabilirdim ki ? Burda cam felan da yoktu , sanırım dar alanlara karşı fobim olmaması şuan bir avantajdı yine de bu olayların karmaşıklığını açıklayamıyordu.
Adiyan'ın bakış açısından
"Yok anlatmadı Umbra amca."Umbra bir kahkaha attı. "Neden onu korumaya çalışıyorsun? Onu tanımıyorsun bile çocuğum."
"Ama kötü biri olmadığına eminim! Fazla saf biri o ."
Umbra , Adiyan'ın yanağını sıktı. "Seni oğlumdan daha çok severim bilirsin ama bu yaptığın saygısızlık hoş değil ."
"İzninizle gitmek istiyorum."
Umbra daha fazla sakin kalamayacaktı , sinirle elini masaya vurdu. "Senin kızartmanı yapmak istemiyorum evladım, her şeyi anlat ve git."
Kaşlarımı çattım ve güldüm sinirden.
"Biliyordum. En başından beri rol yapıyorsun, sakin ve iyi bir kişiliğin yok değil mi?"Aetherlind sinirle araya girdi .
"Ne bu saygısızlık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırların Sonuçları
FantasyOkuyup değerli düşüncelerinizi belirtmeniz beni mutlu eder : ) + SPOİLER İÇEREN AÇIKLAMA: Bazen ... Bildiğini sandığın, anladığını sandığın herşey çok başkadır. Belki de bunca zamandır yaşadığını sandığın bir hayat çok başkadır ama sen fark bile e...