9. Bölüm: Kalbinin sesini dinle !!

43 3 5
                                    

"Hayatta her ne kadar bir şeyden kaçmak istesen de ondan her ne kadar uzaklaşmanın sana iyi gelebileceğini düşünsende sen kalbinin sesini dinle çünkü beyin her zaman yanıltır..."

Karanlıklar ve tuhaflıklar ile dolu olan kolidordan neyse ki çıkmayı başarmıştım evden tek bir ses bile çıkmıyordu kimsenin olmadığına hem fikir ilerlerken salona gelip ışığı yaktığımda bir kez daha başımdan aşağı kaynar suların döküldüğünü hissettim.
Hemşire yerde öylece hareketsiz yatıyordu Allahım lütfen bu yaşananlar artık bir kabus olsun bıktım bu saçma sapan halüsinasyonlardan derken bunun bir rüya olmama ihtimali aklımı karıştırıyordu ya rüya değilse ya hemşireyi ben bu hale getirdiysem diye suçluluk duymaya başladım belki ölmemiş olabilirdi çünkü daha korkudan nabzına bile bakamamıştım soğukta kalmış birisi gibi tir tir titriyordum haklı olarak bende sinirlendim içimden çünkü ya beni bu hale kim getirmişti ??

Gece oldukça ilerlemişti artık. Sokaktan geçen simitçinin sesini duyunca sabahın yaklaştığını anlamıştım durun bir dakika bu ses, bu ses çok tanıdık gelmişti.
Üstüm hala tamamen çıplak olduğu için pencereye yaklaşamadım perdenin ucundan sokağa baktığımda ise simitçinin ilkokuldan beri çok yakın arkadaşım olan ömer'i görmüştüm.
Bayağı bi uzun seneler olmuştu görüşmeyeli ondan yardım istemiyecektim de kimden isteyecektim. Camdan bağırsam mı diye düşündüm ama iş saatine yaklaştığı için sokak kalabalık olmaya başlamıştı bi bağırmamla tüm mahalleyi ayağa kaldırabilirdim ama bunu yapmadım ben her vakit kaybettikçe ömer daha da uzaklaşıyordu hemen telefonumu aramaya başladım ev biraz dağılmış olabilirdi biraz değil bayağı ! Koltuğun arasına sıkışmış telefonumu bulup can havliyle ömerin numarasını buldum acil yardımına ihtiyacım olduğunu söyledim haklı olarak nerdesin dedi tependeyim ömer dedim hemen kafasın da aramaya başladı çok şakacı bir arkadaştır ya diyordum içimden rezil olacaktı herkese aptal mısın ?yukardayım binada buraya bak ! Dedim. Sonunda anlamış gibi el salladı bu çocuk gerçekten beni deli ediyordu arkadaş işte ne yaparsın atsan atılmaz satsan satılmaz...

Ömer merdivenleri çıkıp gelene kadar evin içinde üstümü aramaya başladım sonuçta geldiğinde beni böyle çıplak bir şekilde görüp yanlış anlasın istemezdim. Uzun uğraşlar sonucu çamaşırlarımı banyo daki kirli sepetin de buldum gerçekten çok pis kokuyordu...
Ömer daha gelmeden ben hazırdım bile kapıya çıkıp onu beklemeye başladım neden burada simit sattığını senle sonra konuşcam dedim şuan okuman gerekirken neden ? Dedim. Ekmek parası dedi mahcup bir şekilde babam ölünce maalesef tüm ev bana kaldı ne, ne baban öldü mü ? Ve ailene sen bakıyorsun ? Uzun bir senedir görüşmediğimizi söylemiştim. O an bir şey demek gelmedi içimden çünkü ne desek boş gelirdi ancak yaşayan anlardı bu durumu gerçi benim de babam bırakıp gitmişti ama bunu ömere söyleyip daha fazla şuan ki ciddi durumun gecikmesini istemedim ortada çok büyük bir sorun vardı !!
İçeriye girdiklerinde ömer hayretler içerisindeydi hemen bi doktor gibi incelemeye başladı en büyük hayali de zaten tıp kazanmaktı.
Pek bir şey yapmayı bilmese de en azından nabzını kontrol etti sonuçta küçük başarılardan büyük başarılara...
Bir anda öfke dolu gözlerle bana tip tip bakmaya başladı ömer. Ne olduğunu anlamadım ama benim yaptığımı düşünüyordu kesin valla ben yapmadım dedim her ne kadar bakışlarından korkmuş olsam da gülmemek için zor tutuyordum kendimi, tıpkı bi komedi filminin başrol oyuncuları gibiydik. Sana güveniyorum Ali dedi o an böyle arkadaşlar edindiğim için bir kez daha mutlu oldum. Banyoya koşarak bir kaç bez aramaya başladım kanepenin altına doğru yayılan kanı kuruyup izi kalmadan silmek gerekiyordu. Artık manyak bir psikopat olduğumu anlamıştım her ne kadar bu berbat dünya bana halüsinasyonlar oynasa da yine de mutluydum. İçimde kopan kahkahalar ile "ben gerçek bir psikopatım" diyordum.
Evet Ali sen gerçek bir psikopatsın diye bir ses yankı yapmıştı sanki soğuk ve sessiz banyo duvarların da yine gülüyordum işte "Ah o deli gülüşler..."
Elimde bezler ile salona geldim gülmemi saklamaya çalışıyordum en yakın arkadaşım tarafından deli denilmesi biraz koyabilirdi ama kendimi tutmuştum hemen yere eğilip bezle kanları silmeye başladım kurumadan yetişmiştim çok şükür hemşireyi de bir çöp poşetinin içine koymuştuk en yakın arkadaşımın böylesi bir olaya sırf başımı beladan kurtarmak için hiç düşünmeden yardım etmesi çok centilmen bir davranışdı onu da bu suça alet ettiğim için büyük bir pişmanlık duydum ama ondan başka kimsem yoktu...
Evi pırıl pırıl yapıp tam çıkacağımız an Merve aradı Zehra' nın artık uyandığını hatta hemen konuşmaya, yürümeye bile başladığını söyledi her ne kadar onu kendi kardeşiyle aldatıyor olsam da yine de ondan vazgeçmiyordum tutsak etmiş gibiydi kendisini bana farklı bir büyüsü vardı sanki...
İki kız ile birlikte olmayı hiç istemezdim ama ikisinden de bir türlü kopamıyordum hele Merve beni kendisine öyle aşık etmişti ki...
Ya da ben aşk sandım...
Tamam Merve geliyoruz diye kapattım telefonu dikkat çekmemek için yavaş hem de bir o kadar da hızlı adımlarla merdivenlerden iniyorduk ben Merve ile konuşurken ömer de kendi bi arkadaşı dediği faruğu aramıştı bi tek onun arabası vardı faruk kapıya geldiğinde yakınlarda ki ormana gittik derin bir çukur kazıp hemşireyi oraya gömmüştük faruk da biraz serseri bi tipe benzediği için hiç oralı olmadı demek ki alışmış artık çocuk dedim ikisine de sonsuz teşekkürler borçluydum yol üstü beni hastaneye de bıraktılar vedalaştıktan sonra koşarak merdivenleri çıktım Merveyi görünce öyle bi sarılmıştım ki tüm yorgunluğum bir anda kaybolmuş gibiydi birazdan hemşire gelir durumunu açıklar dedi Merve. Ama hemşire şuan kara topraklar altında mışıl mışıl uyuyordu tüm günün yorgunluğunu atmak için kafeterya ya inip çay almıştım geri döndüğüm de bir de göreyim hemşire capcanlı karşımda duruyordu artık bunun saçma bi halüsinasyon olduğundan yanılıyordum peki o yanım da ki ömer ve faruk neydi yanımda birlikte gömmüştük öyle bi ter boşaldım ki elim Ayağım tutmuyor gibiydi bi de yanımdan geçerken "hoşgeldin Ali" demesin mi işte şimdi bittiğimin farkındaydım. Kulağıma gelip bir şey fısıldadı "KALBİNİN SESİNİ DİNLE"

On beş yaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin