11. Bölüm: "Sönen bir ateşin küllerinden doğan duman gibi"

33 1 2
                                    

Sensiz geçen dört ayın ardından...

Zehra bitmek bilmeyen hastane kabuslarından sonra en sonunda taburcu edilmişti. Bir süre hatta bayağı bir süre birbirimizden haber almamaya başlamıştık bunun nedenini bilmiyordum ama galiba artık görüşmelerimize izin verilmiyordu aylardır kapısına gidip saatlerce bekliyordum elimden başka bir şey gelmiyordu artık umudumu kesmek üzereydim görüşmemize izin verilmiyordu ve çok da haklılardı çünkü ben artık kendime zarar vermekten başka başkalarının hayatını da karartmaya başladığımı fark etmiştim evet galiba tek yaptığım buydu adi bir herifin tekiydim ben bir sürü halt yememe rağmen beni her gün buraya getiren saatlerce beni burada bekleten şeyin adı neydi aşk bu muydu ?

Bugüne kadar aramızda en ufak bi mesajlaşma telefon konuşması hiçbir şey olmamıştı. Aramızda sanki kocaman bir dünya binlerce kilometreler var gibiydi... artık kendime bir söz vermeliydim o kızı unutup onunda herkes gibi rahat bir hayat yaşamasını sağlamam gerekiyordu. Ama olmadı yine kalktım bir sabah ayağıma giydiğim çorapların rengine bile bakmadan ceketimi alıp çıktım evden koşa koşa nefes nefese kalmıştım içimde beni boğan bir şey vardı her ne kadar içimdeki o şeyi susturup öldürmeye çalışsam da ne olduğunu bilmediğim bir şey tıpkı bir gölge gibi peşimden beni takip etmeye devam ediyordu. Yolda soluklanmak için durduğum da evden çıkarken abimle annemin konuştukları aklıma geliyordu yine her zamanki gibi fısır fısır bir şey tartışıyorlardı .Aylardır bu haldeydiler, ne tartıştıklarını az çok biliyordum ya da bildiğimi zannediyordum her seferinde...neden abimin şimdi bu yaşımda karşıma çıkıp geldiğini sorduğumda sorularım cevapsız kalıyordu bu yüzden artık söyledikleri hiçbir şeye inanmaya karar vermiştim. Çok geçmeden Zehra'nın evinin önüne geldim evlerimiz zaten birbirine yakındı ama tek bir cümle konuşamayacak kadar uzaktık birbirimize... ağaçların arasından evi izliyordum tam o anda babası belirdi kapıda yine Merve'nin yanına gidiyor olmalıydı en son yaşanan olaylardan sonra polis merveyi alıp gitmişti gidiş o gidişti. O günden sonra bir kez bile yüzünü görmek istemedim galiba bir süre polis gözetiminde kalması gerekliydi annesi neredeyse evlatlıktan reddecekti o gün ama babası dayanamıyordu yinede kızına her boş bulduğu vakitte gidip görüyordu merveyi her gün buraya geldiğim için artık iyice tüm olaylara hakim olmuştum. Tam sokağın başını döndü gittiğini zannedip ağacın arkasından çıkmıştım tam o anda geri geldi ve beni gördü beni gördüğüne haliyle sevinmemişti üzerime doğru yürümeye başladı geriye doğru adımları atacakken ceketimin boğaz kısmından tutuvermişti o an kaçacak halim bile yoktu zaten kaçamazdım da adam gibi oturup dayağımı yiyecektim. Seni bir daha burada görmek istemiyorum demedim mi ben sana züppe!! diye bağırmıştı kulaklarıma. Lütfen izin verin en azından özür dileme izin verin, lütfen aşıkları kavuşturun diyordum. Saçmalayıp ortamın gerginliğini daha da artırdığımın farkındaydım daha kez bu hale gelecek benim kızım senin yüzünden daha kaç kere göz yaşı dökecek diyordu hızlıca yanağıma doğru elini kaldırdı tam vuracakken bir anda Kerem çıkıverdi karşıma sertçe kolundan tuttuğu gibi bana kaldırdığı eli indirdi normalde ondan hiçbir şey istemezdim ama bu sefer gerçekten ihtiyacım var gibiydi o anda kapıda Zehra belirdi hiçbir şey demeden kızarmış gözleriyle gözlerimin tam içine bakıyordu bir prenses filminden fırlamış gibiydi ona aşık olmamak elde değildi hiçbir şey demeden yanağında ki yaşı sildi ve git buradan seni bir daha görmek istemiyorum dedi. Aylardır yüzünü görmemiştim bir dakikalık gözlerimin içine bakışı bile içimde büyük bir rahatlığa sebep olmuştu. Babası sen içeri gir Zehra biz aramızda erkek erkeğe konuşur anlaşırız dedi. Zehra bir anda Kerem'in elinden tutup kendine doğru çekti ve hepimizin gözü önünde dudaklarından öpüvermişti, abim de bu olaydan hiç rahatsız olmamışa benziyordu geri çekilmeye bir tenezzül bile etmemişti. Babası bile şaşırmıştı bu duruma zehradan hiç beklenmedik haller yaşanmaya başlamıştı bunu neden yaptığını bile bilmiyordum ama beni kıskandırmaya çalıştığını düşünüyordum ben nasıl onun kardeşiyle bir hata yaptıysam o da beni hayatıma yeni giren abimden vurmaya çalışıyor olmalıydı. Haklıydı benden nefret etmesini sağlamıştım tüm suç bendeydi ama kendinden beklenmedik hareketler yapmaya başlamıştı bu Zehra değilde onunda benim içimi parçalayan şeylerin aynısını yaşadığına emindim. Aylar sonraki ilk karşılamamızın böyle olmasını tahmin etmiyordum.
Hala bir şansımız olabilir mi diye düşünmüştüm kendimi affettirip tekrar bir arada oluruz sanmıştım, yanılmışım...
"Tıpkı sönen bir ateşin küllerinden doğan duman gibi..."

(Tıpkı bu resim gibiydik nefesi çok yakındı ama kokusu üzerimde değildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Tıpkı bu resim gibiydik nefesi çok yakındı ama kokusu üzerimde değildi...)

On beş yaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin