4. Bölüm: Benim ol desem...

76 7 2
                                    

Zehra için sıradan günlerden birisi değildi bugün.
Bugün Ali ile buluşacaktı heyecanını evdekilere belli etmemek için elinden geleni yapıyordu aslında heyecanlanacak bir şey yoktu ortada sonuçta ilk buluşmaları falan değildi ama Zehra günler öncesinden bugünün hayalini kuruyordu bugün kimselerden habersiz gözlerden ırak akrabalardan uzak bir yerde lunaparka gideceklerdi.
Böyle lunapark klişe gelebilir ama bazı insanlar için hiç öyle değildir sonuçta hiçbir şey yaşayamayan o kadar çocuk var ki bazen soruyorsun öyle çocukları görünce ne yaşamış olabilir ? Diye sonra da diyorsun ki ya da neyi hiç yaşamadı acaba ?
Lafın kısası bugün kimse yokken böyle tam da hayal ettikleri gibi evli çiftler gibi el ele gezebileceklerdi sonuçta ikisi de pastane köşelerinde aşk yaşamaktan yorulmuşlardı.
Hem böylelikle Ali' nin de hayali gerçekleşmiş olurdu çünkü..Ali..
Babası küçükken öyle ağır bir söz söylemişdi ki bazı sözler unutulmaz işte kalbe mühürlenir öyle bir iç çekerki insan yeni doğmuş gibi ya da hiç doğmamış gibi ama bir söz vardır "Her iç çekişte kalp bir damla daha kan kaybedermiş " ( Shakespeare )
En güzel kıyafetlerimi seçerken birden Ali aradı başladık dakikalarca konuşmaya telefondan sesini kötü duyuyordum sanki oraya gitmek istemiyormuş gibi nedenini sormadım acısını daha da hatırlatmaya ne gerek vardı ben sormadan o ağzından kaçırdı "Sen en ufak bir sevgi kırıntısını bile kabul etmiyorsun " dedi.
Bir an şaşırdım ve duraksadım bana mı diyor diye düşünürken kendisi açıklamaya başladı babası söylemiş bu sözü ona bir gün Ali diğer çocuklar gibi lunaparka gitmek isteyince karşısında tokat gibi vuran bir söz...
Ağlamamak için zor tutuyordum kendimi o senin evladın ya o senin çocuğun bir baba böyle bir cümleyi kendi kanından kendi canından olana niye söyler ki ?
Sonrasın da "Bizim için dedim Ali " (bizim için) gelmek zorundasın onunla yaşayamadığın şeyleri ben yaşatırım belki sana dedim yüzünde ki tebessümü hissediyordum o Gülünce benim yüzümde de güller açardı sonra dedi ki "fazla fedakarlık , fazla vefasızlık getirir "
Bu sözde benim çocukluk kitabımdan olsun dedi canım portakalım "Şeker portakalı " diyip telefonu kapattı.
Ne kastedmek istediğini anlamadım geri de aramak istemedim dolaptan Aşkın rengini geçirdim üstüme "Kırmızı" herkes sever sonuçta ,kahvaltıyı yapıp çıktım ailem bu hazırlanışımı sezmiş olmalıydı .
Saat çoktan öğlen olmuştu buluşma yerine doğru yola çıktım babam normalde peşimden takip ederdi ama köydeki bir akrabanın cenazesi vardı oraya gideceklerdi cenaze dediysem anneannem olur kendisi mecbur gitmem gerekirdi ama sınavlar falan var diye kandırdım annemi içimden "üzgünüm anneanne " diyip bir yandan da sırıtıyordum asıl amacım tabiki Ali ile buluşmaktı tam bir hafta kardeşim Merve ile evde kafayı yemeye hazırlanıyordum ama sağ olsun bu hafta okulda sınav falan yoktu ve bu yalanı o da bozmamıştı belki o da anneannemden nefret ediyordur dedim. Güzel , iyi kadındır kendisi ama sonuçta herkes ekmeği' nin peşinde...
Merve, Zehra gibi değildi tabi ki daha beterdi öyle kurnazdır ki o şeytana pabucunu ters giydirirdi .
Merve, Zehra' nın aksine öyle kıskançtı ki.. kıskançlık tabi ki her kardeş arasın da sık sık olan bir şeydir ama her şeyin bir dozunu ayarlamak lazım sonuçta. Yoksa işler terse girer...
Kardeşim söz konusu olduğu zaman hiçbir şeye üzülmezdim ama abla yüreği sonuçta onun kalbi kırılınca senin ki de kırılırdı ailem hep benim üzerime düşüp daha fazla sevgi gösterdiği için üzülmüş olmalıydı her ne kadar belli etmemeye çalışsa da anlardım ben anneme ve babama da bunu yüz kere söylemiştim onu da sevin biraz onun da üstüne düşün diye ama merve, ben bunları her söylediğim de "Sen sakın düşünme beni ben gayet iyiyim derdi." klasik Merve işte der geçerdim bende bir süre sonra her zamanki buluşma noktamız da buluştuk (sokak arası)
Gizli ve tenha bir sokaktı burası ama bura da yol geçen hanı olmuştu artık içkicisi ,uyuşturucusu ,sapığı eksik olmazdı
Bir busecik kondurdu yanağıma buse isminin "öpücük" anlamına geldiğini öğrendiğimde daha beş yaşında Barbie oynayan bir kızdım. Öyle utanıp kızarmıştı ki yanaklarım sanki ilk defa ateş basıyordu, çok değişik bir hisdi . Utandığımı görünce konuyu değiştirme hızını fark ettim "aaa bugün ne güzel olmuşsun" dedi.
bende önceki günler kötümüydüm ki ? dedim. Hayır hayır yanlış anlama bugün daha bir başkasın "MADAM" dedi sonra bir utanç daha ...
Her şey senin için "Prensim" demek düştü bana da. Otobüs de falan birine yakalanırız diye yürümeyi tercih ettik on dakikalık yolu yarım saatte varmıştık ama onunla geçirdiğim her saniye benim için o kadar değerliydi ki bir yandan beynim gitme o çocuğa ayrıl bırak diyor yoksa canım çok yanarmış bir tarafta devam et kız kim tutar seni diyor "onunla çıktığım bu yol her ne kadar yanlış olsa bile yolun güzelliği ömre bedel..."
Bizim başımızı döndüren şeyin adı aşk mıydı ?
Yoksa aşkın deli saçmalıkları mı ? demeliydik.
Zar zor lunaparka vardığımız da yağmur tek tük atmaya bir kıyamettir kopmaya başlamıştı çıkarıp bana giydirdi hırkasını böyle de düşünceli bir "İstanbul beyefendisi" diye anın keyfini çıkarıyordum sırılsıklam olduk dedim tıpkı filmler de ki gibi... lunaparka adım attığımız an arkadan bir ses "Enişte"
Ben anlamıştım Merve' nin sesiydi bu enişte dediğine göre zaten ...
Telefon da biz konuşurken gizlice dinlemiş olmalıydı içimden bir ses bittik dese de durum çok geçti dert yanmayı bırakarak " ya ablacım sen de nereden çıktın ya hem ne eniştesi o benim arkadaşım falan" dedim.
Merve (iç çekerek) aynen abla ya herkes öyle der hem çocuk muyum ben ?
"Evetttt"
"Off gerçekten çok komik bir ikilisiniz "
Benim adım da Merve ise bu ikiliyi bozmak düşer.
Bir şey mi dedin ablacım ?
Ha, yok ne kadar yakışmışsınız diye içimden geçiriyordum öyle...
Merak etmeyin sizi gördüğümü hiç kimseye söylemem.
Bir anda rahatlamıştık ikimiz de gerçekten çok teşekkür ederiz dedik keşke herkes senin gibi aşkımıza saygı duysa.
"Keşke.. Neyse aramızda küçük bir sır."
Zehra kardeşinden ilk defa hiç beklenmedik bir davranış da bulunduğunu görmüştü. Zehra değişmişti değiştiğinin de farkındaydı ama Merve de ki bu ani değişime bir anlam vermiyordu galiba herkes iyi olabilirmiş dedim ya da iyiyi oynarmış...
Peki neden buradasın dedik cevap hemen hazırdı yalanı nasıl ezberliyorsa artık. Ben birine yalan söylerken yüz kere kendimi ele verirdim Merve de anlaşılmadığını zannediyordu ama yanılıyordu işte..
Sizi beş dakikalığına yalnız bırakıyorum lavaboya gidip makyajımı tazeliyecem dedim.
Eee abla ben de gelseydim senle olmaz mı ?
Yok canım sen eniştenin yanın da dur ben yokken gözü diğer kızlara falan kaymasın sakın.
Ali araya girmek istedi tam o anda, Merve sen hiç merak etme ablacım Eniştem bana emanet dedi.
"Beklediğim an sonunda geldi" diyordu. Merve kim bilir yine hangi kurnazlıklar vardı aklında.
Zehra tuvalete gittiğinde Merve daha fazla dayanamadı "çok yakışıklısın" dedi.
Ali (duraksadı) ne ima etmeye çalışıyorsun sen aklından sakın şeytanca yalan yanlış pislikler geçmesin sakınn.
Ablan ile birlikte olduğumu aklından sakın çıkarma !!
Ne kadar Korktun ya merak etme hem seni yemem alt tarafı iltifat etmiştim sadece hem insanlara iltifat edip güzel sözler söylemek güzeldir hem yalan mı yakışıklı değilmisin ?
Öylemiymişim?
Öylesin tabi hem de dünyalar kadar...
Sağol !!
Ne demek sadece "Sağol !"
Ne bekliyorsun ? Kollarına sarılıp öpmemi falan mı ?
Fena olmazdı aslında iyisin , yakışıklısın ne bilim güzelsin yani farklı bir hava katıyorsun her girdiğin ortama hem ablamdan çok bana yakışıyorsun senle olsaydım kesinlikle enerjilerimiz mükemmel uyumlu olurdu ...
Saçmalama en başından anlamalıydım niyetini böyle bir şey söz konusu olamaz ablan öğrenirse perişan olur.
Umrumda bile değil ablam, benim için sen önemlisin sana karşı dozumu alamıyorum bilmiyorum sen öyle saçmalama falan diyorsan ne bilim en iyisi söylemek...
Neyi kasteddiğini anlamıyorum neyi söyliyeceksin ?
Bana bak Ali yakışıklısın dedik de saf mısın biraz ? yoksa saf ayaklarına mı yatıyorsun ?
Sen böyle devam edersen yoksa..
Yoksa ne olur ? Ablan ile birlikte olduğumuzu mu söylersin ?
Bak işte Alicik kafa nasıl çalışıyor yakışıklılığın bana zehir olduğu kadar aklın ve hislerin de bana zehir...
Tamam laf kalabalığı yapma ne istiyorsun söyle !!
"Sadece tutkulu bir aşk Ali..."
" Sarıl kollarıma , öp beni !! "
"Bu yüzden benim ol desem ..."

On beş yaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin