Hafif bir sızın girmesi ile gözlerimi açmıştım. İlk önce tavandan ve kokudan dolayı hastanede olduğumu anladım. Daha sonrada sağıma soluma bakmam ile başucumda uyuya kalmış roseyi gördüm.
Ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu rose uyanana kadar onu bekleyecektim.
Sol tarafımda ki komidine dönüp telefonumu almak isterken kasıklarımdaki ağrı feci arttı. Daha fazla artmadan hemen telefonumu aldım.
Tonlarca bildirim vardı. Bir olay olduysa kesinlikle magazin veya dispacth paylaşmıştır diyerek hesaplarına girdim.
Girdiğim gibi kanım dondu. Şirketin önünde bayılmam hastane girişlerim üstüne üstlük rosenin kadın doğum ile konuşması ile olan fotoğraflar herşey vardı.Yorumlara girmem ile gördüklerim daha korkunçtu.
Resmen taehyung ile cinsel ilişkiye girip bebeği düşürdüğüm konuşuluyordu!
Hamile miydim?
Artık çatlayacak kıvama gelmiştim yanımda ki roseyi dürtüp uyanmasını bekledim.
Gözlerini açan roseye hemen sordum " Rose , hamile miyim?"
Rose uyku sersemliğini hemen üstünden atmıştı.
"Evet! Hamilesin jisoo! Düşünebiliyor musun? Senin çocuğun olacak hemde jungkooktan bir an önce nişan veya bişey yapmanız lazım" rose hiphizli anlatıyordu ama başka bir şeyden de kaçıyor gibiydi.
"Rose niye hastanedeyim niye kanamam oldu ? Bişey mi oldu?" Dediklerim ile Rose durgunlaştı ve konuşmaya başladı
" ah merak etme şirket o magazinleri susturacak" sözü değiştirmeye çalışıyordu.
"Rose lafı değiştirme lütfen" rose başını aşağı eğdi.
Anne olacaktım, duygularını henüz bilemiyordum. Erken miydi? Ya da bu yanlış mıydı?
" jisoo , bebekler aslında ikizmiş ama... Şirket önünde ki izdihamdan dolayı biri düşmüş. Ama diğeri hâlâ seninle"
Rose benden daha çok mutluydu.Ama ben değildim.
"Peki jungkook?" Dediğim ile duraksadı .
"Ona ulaşamadık, telefonları kapalı zaten. Hiçbirine ulaşılamıyor.
Dediği ile iyice morelim bozuldu. Ne yapmam gerektiğini bile bilmiyordum.
" tamam peki peki. Rose?" Ona seslenmem ile hemen bana eğildi.
" lütfen gider misin yanlız olmak istiyorum. Teşekkürler"
1 saat sonra
Madem kimse beni düşünmüyordu bende düşünmeyeceğim. Hastaneden sadece telefonumu çantamı alıp ve kıyafetlerimi alıp çıkmıştım.
Şuan bir takside köydeki anneannemin eski evine gidiyordum.
Elimi karnıma götürdüm çok garip geliyordu hâlâ inanamıyordum bile.
Evin önünde inince taxiye parasını verip ceviz ağacının ordaki taşın altından anahtarı aldım. İçeriyi her hafta temizletiyordum o yüzden gönül rahatlığıyla girdim.
Tahminen geleli 5 saat falan olmuştu kendime bir kaç bişeyler hazırlayıp yemiştim. Şimdi onları makineye yerleştiriyordum ki kapı çaldı.
Bir anda korktum burayı kimse bilmezdi kızlar bile bilmezdi.
Taehyung hariç.
Kapıya gidip mecbur açtım kapıyı dürbün yoktu.
Karşımda gördüğüm ve beni şaşırtan taehyung hiçbir şey demeden içeriye geçti.
Arkasından yürüyüp ona soru sordum "jungkook nerde?" Sorduğum soru saçma gelmiş gibi gülüp bana baktı.
" Jungkook mu? Nerde hani? " dediği ile elimle ona kapıyı gösterdim.
" o yoksa seninde kalmanın bir anlamı yok" diyerek geri mutfağa doğru yürüyordum ki kolumdan çekildim.
" jisoo uyan artık! Gelmek isteseydi benim gibi elbet seni bulurdu birde olan onca şeyden sonra! Hani nerde jungkook nerde!! Güvendiğin o adam nerde!!" Bana iyice bağırması ile gözlerim sulandı.
Cidden bu kadar mıydı Jungkook?
Ağladığimi gören taehyung kollarımı kendine göre çekip karşısına aldı. " bak hayır öyle demek istemedim. Aslında demek istedim ama ağla diye değil" ağlamam daha çok şiddetli olunca beni bir anda kucakladı ve odaya getirip koltuğa oturttu.
Kafamı göğsüne yaslayarak ağlamamın durgunlaşmasını beklemeye başladı.
Hâlâ taehyungun kucağındaydım. Bunu jungkook duysaydı bu ilişkiyi bitirirdi. Ama şuan halim yoktu.
" gerçekten hamile misin?" Bir anda sorduğu soru ile afalladım.
" evet hamileyim ,ikiz. Yani ikizdi biri düşmüş bende bilmiyorum " hâlâ kafam göğsünde ona anlatıyordum.
Bir anda taehyungun hıçkırığını duydum. Kafamı kaldırıp ona baktım gözleri kızarmıştı.
Damlayan göz yaşını badimin ucu ile siliyordum ki ellerimi tuttu taehyung ve beni kucağına oturttu
" jisoo bize bir şans veremez misin? Hamile olman önemli değil. Onu da severim seni de severim hatta onu senden çok bile severim inan bana yaparım bunu. Lütfen böyle uzak olma benden " dedikleri ile iyice kötü oldum. Taehyung ilk aşkım.
Sevgilim jungkook.
Ne yapacağımı bilmiyordum jungkook bu halimizi görse kesin kızardı.
Tam birşeye diyecektim ki taehyungun telefonu çalmaya başladı. Zil sesini değiştirmişti.
"Yarım kaldık, sen de anla artık
Boş bi' kalbe ne sığdırdık, midemde hep ağrı
Şişeler izmarit dolunca gün ağardı, yattık
Bir uçaktık, düştük, bir gemiydik, battık"" bu şarkıyı çok severim. Beni bizi anlatıyor. Bir şey demeyecek misin jisoo?" Diyecek bişey bulamıyorum taehyung.
Ne yapacağımı bilemiyorum taehyung.
Kafamı karıştırma taehyung.
Elleri ile bir anda kafamı tutup bana doğru yanaştı ve dudaklarımızı birleştirdi.
O beni öperken ne yapacağımı bilemiyordum. Yanlıştı çok yanlıştı ama jungkook ne yapıyordu neredeydi bilmiyordum
O sırada hemen kapı çaldı kapı çalması ile hemen taehyungu ittim ve kucağından kalktım.
" JİSOO!!" Bu ses jungkookundu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİC DROP / / Vsoo •sookook
Teen FictionZaman geçtikçe bu denli şeylere kafa yoracağımı bende bilememiştim veya bu denli delireceğimi. Bir sürü kitaplar okudum mutlu biten de mutsuz biten de. mutlu bitse daha kırgınlıklar pişmanlıklar doluydu. Ben bunu yaşamak istemiyordum. Mutsuz da olsa...