5. Gülen Tabut

1.3K 210 184
                                    

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum şimdiden teşekkür ederim canlar💖

İyi okumalar...♡♡♡

<><><>

Hayatta tanıdığın veya tanımadığın birinin senin hayatını değiştirecek, geleceğini belirleyecek bir yardımda bulunması sonucu ona ölene kadar minnettar olurdun. Çünkü yaşadığın hayatta onunda etkisi küçük de olsa tıpkı domino taşları gibi düzenli bir şekilde ilerleyen geleceğinde sonraki taşı deviremeyecek bir boşluk olursa tüm düzen bozulur, bu küçük boşluk aslında hayatının ilerleyişini sekteye uğratacak kadar büyük bir soruna sebebiyet olabilirdi. İşte etkisi küçük olan bir yardım boşluğu doldurup düzenin bozulmasını engellerdi.

Yanımda ki bedenin tedirgin dolu bakışları önümüzde ki ikinci el dükkanda dolaşıyorken gergin hali gözle görülebilecek bir haldeydi. Tek elimi sırtına attığımda gelişi güzel bir sıvazlayıp çöktüğüm yerden doğruldum.

"Buraya hiç gelmedim. O yüzden fazla bir bilgiye sahip değilim. Kırık camlara bakılırsa ya onları yağmalayan insanlar ya da cesetler yapmış olabilir. Etraftan dikkatini sakın kaçırma."

Durum analizini kısaca ona da anlattıktan sonra belimde ki silahı ve bıçaklarımı kontrol ederek camları kırık dükkana doğru ilerlemeye başladım. Arkamdan sakin adımlarla geldiğini duyuyordum.

"Dikkatli ol."

Dememle onaylayan birkaç mırıltı çıkarmıştı. Kırık camlara dikkat ederek içeri girdiğimde çantamın yanında olan beyzbol sopamı elime alıp içeriyi dikkatle süzüp aradığım şeyi bulmamla koşarak kasanın arkasına geçtim. Raflarda bulunan küçük radyolardan birini alıp önceden çıkardığım pilleri takarak sinyalini kontrol ederken kulaklarıma dolan yüksek sesle kafamı kaldırarak aletleri karıştıran Hyunjin'e çevirdim.

"Hyunjin?"

"Hiçbir şey yapmadım."

Kulak çınlatacak kadar yüksek olan ses arttıkça elim ayağıma dolaşarak elimde ki radyoyu kapatarak sırt çantama aceleyle sokup Hyunjin'in yanına gittim.

"Hay, sikeyim. Orospu çocukları!"

Gülen tabut işaretini görmemle ağzımdan birkaç küfür kaçarken yanında ki bedeni kolundan tuttuğum gibi dışarı sürükledim ki gördüğüm manzarayla motorsiklete ilerlemeye fırsatımızın olmadığını anlamıştım. Kalbim göğüs kafesimi sertçe dövmeye başlamışken karşımdaki manzarayı ilk defa görmesemde bu sefer nedense korkuyordum...

Belki de yanımda birisinin olduğu içindi bu korku...

Olduğum yerde dikilmeye devam ederken sağ elimi saran sıcacık elin beni çekiştirerek koşmaya başlamasıyla Hyunjin'e baktım. Zaman sanki yavaşlamış şekilde akıyordu. Önüne düşen sarı tutamlar her adımında geriye savrulması ve yüzündeki sert ifadeyle dümdüz ileri bakıyordu.

"Daha hızlı olmalıyız Felix. Kendine gel!"

Bağırmasıyla zaman tekrardan normal şekilde akmaya başlarken kafamı çevirerek arkamıza kısa bir bakış attım. Sayamadığım kadar aylak peşimizde dişlerini göstererek bizi kovalıyorlardı. Tek istedikleri şey bizim etimizin tadına bakıp karınlarını doyurmaktı. Tiplerine soktuklarım!

"Onlar asla yorulmaz. Bir binaya girmeliyiz ama kapısı onları kısa süre tutsa bile bizim için yeterli."

Kendime gelerek bu durumdan kurtulmanın bir yolunu bulmaya çalıştım. Bir bina en iyi seçenekti. İçeride ne olduğunu bilmiyorduk ama biz insanların gücü sınırlıydı ve bir zamandan sonra koşamayacak hale gelecektik. O yüzden bu denemeye değerdi.

Kaçışᶻ/Hyunlix√ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin