32. Kaçış bitti -F-

1.4K 164 180
                                    

İyi okumalar...♡♡♡

<><><>

3 ay sonra:

"Buraya bakın lan!"

Elimde kana bulanmış beyzbol sopamı çevirerek bembeyaz koridorun sonunda ki aylaklara doğru bağırdım. Sesim dar koridorda arka arkaya yankılanırken dikkatini çekmeyi başardığım bedenler zaman kaybetmeden üstüme doğru koşmaya başlamışlardı.

Uzun zamandan sonra yemek yiyebileceklerini sanarak hızla üstüme saldırmak için yaklaşırlarken dudaklarım hafifçe gerildi.

"Sağdakiler benimdir."

Yanımdan silahıyla birlikte çıkan Jeongin bana gülümseyip nişan aldığı gibi sağdaki zombileri yere sererken elimdeki sopayı sallamayı keserek ilk gelen zombinin kafasına sertçe geçirmiştim. Geri çekmekle uğraşmadan bacağıma dizili bıçaklardan alarak üstüme saldırmak üzere olan iki zombinin de boğazına acımadan sokmuştum.

Sonrasında eğlencemi yarıda kesen bir şey oldu. Belime hapis altına alan iki kol beni göğsüne yaslarken karın hizamda tuttuğu taramalı silahla önümde ki tüm zombileri vurmuştu. Bununla içten bir göz devirmeyle beni saran kollar arasında dönmüş, önümde ki bedenin boynuna kollarımı dolamıştım.

"Bunu yapmayı kes."

"İşimizin kolay bitmesini istiyorum. Sonrasında eğlenebileceğimiz daha çok zamanımız olur."

Burnunu burnuma yaklaştırarak usulca sürterek dudaklarım üstüne fısıldadığında gülümsedim. Hmm bu bir teklif miydi yani?

"Ama biraz da burada eğlenmek istiyorum. Merak etme ben her zaman enerji doluyumdur."

Yanağına dişlerimi bastırarak bir öpücük kondurup kolları arasından çıkmaya çalıştım ancak beni beyaz duvara aniden yaslamasıyla sertçe yutkundum.

"Sonunda çekilebildiniz."

Changbin'in alaydan yoksun ima dolu sesiyle kafamı yanımızdan geçip ilerleyen bedene çevirmiştim. Geniş omzuna yasladığı taramalı otomatik silahla havalı bir yürüyüş yaparken bu haline gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Hepimizin üstünde siyah renk özel harekat formaları bulunuyordu. Bu da ayriyeten bir özgüven veriyordu insana.

"Oyalanmadan devam edelim. Evde bol bol cilveleşebilirsiniz."

Bu sefer de Chan'ın sesiyle gülüşümü tutamamıştım. Seslice gülerken Hyunjin de bu halimi sırıtarak izliyordu. Bu bakışlar karşısında elimle yanağını bastırarak kafasını başka yöne çevirmesini sağladığım gibi karnına dirseğimle hafifçe vurmuştum. Böylece uzaklaşmasını sağladığım gibi duvar ile arasından çıkarak yerde, zombinin kafasına saplı olan beyzbol sopamı çekiştirerek saplandığı yerden kurtardım.

"Daha temizlememiz gereken onca yer Hyunnie~. Hızlı ol!"

Diyerek geri geri yürümeye başladım ve hala karnını tutmakta olan bedene orta parmağımı göstererek önüme dönmüştüm.

Şuan da bir laboratuvar içerisindeydik. Antikoru yapmayı başarabildiğimizden beri 3 ay geçmişti. Kore'deki tüm laboratuvarların listesini çıkarmıştık ve tek tek oralara girmeye başlamış, hala da devam ediyorduk.

Ayrıca diğer ülkeler de hayatta kalanlarla iletişim kurmayı başarabilmiştik. Bu bizim için oldukça önemli olurken antikoru ve Hyunjin'in kanını daha yetkili olan kişilere iletmek adına Minho ile Jisung bir hafta önce yola çıkmıştı. Farklı bir kıtaya gittikleri için bu ne kadar riskli olsa da her gün iletişim kurmaya çalışıyorduk ve her şey gayet iyi ilerliyordu.

Kaçışᶻ/Hyunlix√ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin