Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum şimdiden teşekkür ederim aşklarım💖
İyi okumalar...♡♡♡
<><><>
O bulunduğumuz evden çıkıp dikkatlice ormanlık alanın için girdiğimizde etrafta sadece kuş sesleri bize eşlik ediyordu. Bu durumda dahi ötmekten vazgeçmiyor, güzel seslerini bize duyurmaktan çekinmiyorlardı.
Yarım saat süren yürüyüşün ardından kaçtığımız yere uzaktan bir göz gezdirdim. Tel örgüler yıkılmış, kaçtığımız binanın beyaz duvarları simsiyah izlerle kaplanmıştı. Bazı noktalarında kan izleri de bulunuyordu.
"Vay be! Benim bomba neler yapmış."
Yanımda elleri ceplerinde rahatça yürürken heyecanla konuşmuştu Jisung. Ona dönmeden kaçtığımız tel örgülere kadar yürüyüp dikkatlice katliamın yaşandığı alana giriş yapmıştık.
"Ana bina şurası oluyor."
Jeongin, önünde ki binaya sırtını vererek büyük, en az 4 katlı binayı eliyle gösterdi. Kim bilir o 4 katta neler vardı ki şanslıysak kolayca amacımıza ulaşabilirdik.
"Bize Jisung'la içeri girelim. Siz ikinizde araç bulmaya ne dersiniz? İşimiz daha çabuk bitirip bu lanet yerden kurtulabiliriz."
"İçerisinin ne halde olduğunu bilmiyoruz Jeongin. Ya çok aylak varsa. Hepsiyle baş edebilecek misiniz?"
"Birbirimizi kollayacağız. Hem ikimizde de uzak mesafe silahı var. İyi olacağız."
Jeongin, elinde sıkıca tuttuğu yayı gözümün önünde sallayıp ona güvenmem için burukça gülümsemişti. Bununla derin bir nefes alırken kafamı onaylar şekilde sallayıp iki tarafa ayrılmıştık. Sol tarafa, yani ana binaya dikkatlice giden onlar olurken bizde önümüzdeki binanın diğer tarafından ilerlerledik. Eğer onlarla birlikte gitmiş olsaydık açık alanın ortasında gitmek zorunda kalacaktık, o yüzden kenardan dolanmayı tercih etmiştik.
"Jeongin'i, beni kabullenmenden daha çabuk kabullendin."
Dikkatlice yürümeye devam ederken yanımda ki beden sessizce konuşmuştu. Bakışlarımı ilerlediğimiz yoldan çekip ona çevirdiğimde dümdüz ileri bakıyordu.
"Çünkü sen ilktin."
Mırıltı halinde çıkan sesimle adımlarını durdurdu ve beni de kolumdan tutarak ilerlememe engel oldu.
"İlksem ne değişiyor ki?"
"Hyunjin, bunu sonra konuşsak mı? Burada karşımıza ne çıkacağını bile bilmiyoruz. Ve kısaca cevap istiyorsan ben ilk defa yanımda birinin kalmasını kabul edip sen bilmesende kendime bir hayat daha kabul ettim. Artık tek değil, iki hayatım var."
Dememle kolumu eli arasından kurtarıp önden yürümeye başladım. Yürüdüğümüz yolda, yanımızda ki binadan hırıltı sesleri gelsede umursamadım. Şimdi neden birden bu konuyu açmıştı ki?
"Felix?"
"Araçlar şu tarafta. Hızlı ol.."
Onun ismimi söyleyerek beni durdurmasına karşı gelerek 20-30 metre ilerimizde ki araç yığınına hızlı adımlarla yürümeye başladım. Şuanlık işimize odaklanmamız en iyisi olacaktı.
Oraya vardığımızda birkaç ceset görmemle olduğum yerde çöküp beyzbol sopamı ellerim arasına aldım. Sarışın bedene baktığımda ise o da keskin baltası ellerinde halihazırda bekliyordu.
"Birden saldıramayız. Ses çıkarmamız gerekiyor."
"Çıkaralım o zaman."
Yerden aldığı herhangi bir taşı bize yakın aracın kabutuna sertçe attığında iki aylaklar direkt o yöne ilerlemişti. Diğeri ise olduğu yerde sallanmaya devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçışᶻ/Hyunlix√
Fanfiction[TAMAMLANDI] Bir sabah tüm insanlık bir felakete uyanmıştı. Bu felaket çoğu insanın sonuna sebep olmuş, ruhları bu dünyayı terk etse de yeryüzünde geriye kalan bedenleri hayatta kalan insanların cehennemi olmuştu. Bu cehennemde hayatta kalmak için e...