29. Antikor

940 150 117
                                    

Uzun bir aradan sonra sonundaa sizi çok özledimmmm✊
Konuyu unuttuysanız önceli bölümlere bakmanız tavsiye

İyi okumalar...♡♡♡

<><><>

Dün ki konuşmamızdan sonra Chan ve Seungmin sabahın ilk ışıklarında Hyunjin'i yanlarına çağırmışlardı. Bunun sebebi tahmin edileceği gibi antikor meselesi yüzündendi. Antikor nasıl üretiliyor bilmiyordum ama Hyunjin'in tıp geçmişi olduğunu ve elbette burada yaşayan birisinin bu bilgiye sahip düzeyde doktor olacağını umuyordum. Güvenli bölgede yaşayan yüzlerce kişinin arasında çıkmalıydı.

Düşüncelere dalmış şekilde eğitim alanında boş durmamak için dolaşıyordum ancak düşüncelerimin eseri olan beynim, bir şeyler yapmama engel oluyordu. Bir süre daha çimenlik alanda savsak adımlarla gezerken omzuma dokunan elle birlikte irkilerek adımlarımı aniden durdurdum. Arkamı dönüp elin sahibine baktığımda gördüğüm siyah saçlı bedenle derin bir nefes aldım.

"Konuşalım mı?"

Demesiyle hiç reddetmeden kafamı onaylar şekilde salladım. Bende onunla konuşmak ve şu aramızda ki meseleyi bir an önce halletmek istiyordum. Benim açımdan Changbin ile soğuk olmak sıkıntı değildi ama her gün yüz yüze geldiğim bedenle aramızda böyle bir münasebetin olmasını da istemezdim.

"Şu köşeye geçelim istersen?"

Soru sorar gibi çıkan sesiyle önden ilerleyerek eliyle gösterdiği, fazla kişinin olmadığı alana yürüyüp kendimi çimenlik yere bağdaş kurarak bırakmıştım. O da peşimden gelerek tam karşıma oturduğunda konunun hemen açılıp bitmesi üzerine dudaklarımı araladım.

"İyi bir başlangıç yapamadığımız gibi bana güvenmemeni anlıyorum. Herkes elbet başkasından şüphe duyarak önyargılı bir şekilde davranır. Yani nasıl olsa insanoğlunun en yetenekli olduğu konu bu."

Sona doğru bakışlarımı üstünden çekerek ellerimin altındaki çimenlerle oynayarak sözümü bitirmiştim. Son cümlem iğneleyici olmuş olabilirdi ama ben böyleydim işte. Ağzımda kelimeler acımasızca çıkıyordu.

Bir kaç dakika sessiz kalmasının ardından o da konuşmaya başladı.

"Ama o şekilde davranmamam gerekirdi. Bunu açık sözlülükle dile getirmemeliydim. Söylediklerimden sonra Minho ve beni kurtarman, istemeden de olsa insanı utandırıyor. Sana bir can borcum var Felix."

Dedikleriyle dudaklarım itinayla gerilirken eğik olan kafamı kaldırıp gözlerimi, irislerinde sabitledim.

"Benim de size vardı ve böylece ödeştik sanırım. Bunu daha fazla kafana takma. İyiyiz artık değil mi?"

Çimenlerin üstünde olan tek elimi kaldırıp ona doğru uzattırken bakışlarım beklentiyle yüzünde gezindi. Saniyeler sonra o da gülümseyip elimi elleri arasına alıp sıkarak kafasını salladı.

"İyiyiz arkadaşım."

Dediği hitapla gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Onun ağzından 'arkadaşım' lafını duymak istemsizce garip ve komik gelmişti.

"Ooo aranız sonunda düzeldi sanırım."

Duyduğum tanıdık sesle yanıma gelen kişiye baktığımda hala birleşik olan ellerimizi, Changbin birbirinden ayırıp silkinerek oturduğu yerden ayağa kalkmıştı.

"Evet, aramızdaki sorunu hallettik Ji. Benim şimdi gidip eğitimlere yardımcı olmam gerekiyor. Malum Minho, Seungmin ve Chan Hyunjin ile ilgileniyorlar."

Dedikleriyle son kez yüzüme bakıp gülümsedi ve bizden uzaklaşmıştı. Acaba Hyunjin şuan ne durumdaydı? Umarım ona canını yakacak boktan bir şey yapmıyorlardı. Çünkü eğer öyle bir şey olursa bir kez daha dişimi göstermekten çekinmezdim.

Kaçışᶻ/Hyunlix√ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin