"Bir daha sizinle tatile falan çıkmam."
Taehyung önden söylene söylene ilerliyordu valizini zorla çekiştire çekiştire. Onun bu haline gülmeden edemiyordum. Bebeğim de kucağımda mışıl mışıl uyuyordu. Ona baktıkça huzur doluyordum. Bu tatil sürprizler ile doluydu fakat en büyük sürprizi bebeğim yapmıştı. Onu kucağıma alınca tarif edilmez duygular yaşamıştım. Tekrar bir bebeğin babası olmak, bilmiyorum aradan ne kadar sene geçerse geçsin asla bu duyguyu tarif edemeyecektim galiba. Gözlerimin dolduğuna emindim. Ona baktıkça ister istemez gözlerim yaşarıyordu. Onun sevimliliğidendi bu, mutluluktan. Ne yapsa gözüme çok tatlı geliyordu.
"Şuna bak ya, kimin yüzünden mafyalar bizi alıkoydu acaba?"
Jungkook bir eli karnında yürüyor bir yandan da Taehyung'a laf yetiştirmeye çalışıyordu. Zavallım Jimin ise en arkada iki valizi birden taşımaya çalışıyordu.
Jungkook sekizinci ayına girmişti ama Jungkook Jungkook değildi sanki, çok nazlı ve kaprisli birine dönüşmüştü hal böyleyken Jimin için üzülmüyorda değildim ama bir yandan da canım kardeşim oh olsun sana küçükken bana çektirdiklerinin acısını şimdi Jungkook çıkarıyordu işte senden. Bu yüzden bir yanım acımıyordu ona. Hamilelik söz konusu olunca hormonlar cidden insanı çok değiştiriyordu. Bu yüzden Jungkook'u anlayabiliyordum."Taehyung."
Jungkook Taehyung'a seslenmişti fakat Taehyung hala önüne bakmadan Jungkook'a dil çıkararak geri geri yürüyordu. Çocuk gibiydi. İçindeki çocuğu öldürmemesine seviniyordum onun. Zor şeyler yaşamıştı Tae. Annesini ve babasını erken yaşta kaybetmişti. Ve ailesi olmadan bir hayat yaşamaya çalışıyordu. Onun ailesi olmaya çalışıyorduk hepimiz ama ne yaparsak yapalım ne bir annesi ne de bir babasının yerini tutabilirdik. En azından yokluğunu hissettirmemeye çalışıyorduk. Ne kadar başarılı oluyorduk orası tartışılırdı tabi.
"Taehyung dedim, önüne bak"
"Önüme bakayım da arkamdan laf et dimi seni pis."
Taehyung omuzlarını silkmiş bir çocuk gibi Jungkook ile inatlaşıyordu. Bir yandan da gözüm üzerinde dercesine parmaklarını Jungkook'a doğrulttu. Jungkook ise sadece onun bu şapşal halini izliyor bir yandan da az sonra olacakları merak ediyordu hepimiz gibi.
En sonunda geri geri yürürken önünde diz çökmüş Yugyeom'a çarptı Taehyung. Ve korkarak önüne döndü.
"Ay o neydi be?"
Arkasını döndüğünde Yugyeom'un benimle çıkar mısın yazılı pankartını gördü. Yüzünün aldığı şekli buradan göremiyordum ama ağzının şaşkınlıkla açık kaldığına emindim. Biz bile saşırmıştık. Taehyung ne durumdaydı hayal bile edemiyordum.
"Oha"
Dediği tek şey bu olmuştu. Bir süre öylece orada dikildi, dikildik. Ardından havaalanında büyük bir ses yankılandı. Hepimiz neye uğradığımızı saşırmıştık haliyle birkaç kişinin de bakışları bize dönmüştü. Jin'i fark eden üç beş kişi fotoğraf çektirmek için yanımıza gelmişti. Daha fazla kişi fark etmesin diye Jin'in maskesini geçirdim.
"Evettt evet evet seninle çıkarım şapşik"
Yugyeom büyük bir sevinçle Taehyung'u kucaklayıp etrafında döndürdü. Yere indirdiğinde Taehyung nispet yaparcasına Jungkook'a baktı. Bakışlarındaki gururu ve küçümseyici ifadeyi buradan görebiliyordum.
"Sana böyle çıkma teklifi ettiler mi tavşancık. Artık benim de sevgilim var ve benim teklifim senden daha güzel oldu ağla."
Saçlarını savurmuş ve elindeki zorla taşıdığı valizi neye uğradığını şaşırmış Yugyeom'un eline tutuşturmuştu. Öylece bakakaldı Yugyeom. Taehyungdan böyle bir tepki beklemiyor olacak ki duruma adapte olması biraz zaman almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my ex-husband
Short StorySon zamanlarda evlilikleri iyi gitmiyordu. Bir şey vardı. Kocasının hareketleri değişmiş başka biri oluvermişti. Anlam verememişti tüm bu olanlara, canına okuyordu canım dediği kişi. Yan shipler * Jikook *Sope *Yugtea ...... Uke Joon etiketinde 🥇 ...