"Hyung canı çok acımaz değil mi?"
"Merak etme Tae elim hafiftir."
Namjoon hyung Yeontan'ın aşısını yaparken bende gözlerimi kapatmıştım. Bu görüntüye dayanamazdım. Onunla bir bağ kurmuştum, onun canı yandığında benim de canım yanıyordu.
Neyse ki Namjoon hyung elim hafif demişti bu bir nebze de olsa içimi rahatlatmıştı. Şu durumda ona güvenmekten başka çarem yoktu.
"İstersen, dayanamam diyorsan bekleme odasında kal. Sana bir şeyler ısmarlayayım."
Aceleyle başımı salladım sağa sola.
"Teşekkür ederim hyung ama istemem. Yanında kalmak istiyorum."
"Peki."
Birlikte aşının olacağı odaya geçtik. Namjoon hyung gerekli malzemeleri stralize ederken bende onu izliyordum.
Bu sırada Yeontan gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Başını okşadım. Hemen sırnaşmaya başlamıştı elime.
"Pekala tut bakalım onu."
Hemen Yeontan'a sarılmıştım, Namjoon Hyung iğnesini vururken. Yüzü biraz değişmişti ama onun dışında pek bir hareketi olmamıştı. Gözlerimi kapattım sanki onun acısını ben hissediyordum.
"Bitti."
"Bu kadar mı?"
"Evet. Demiştim sana elim hafiftir."
"Teşekkür ederim Hyung."
Bana gülümsemiş ve saçımı okşamıştı.
"Biraz konuşalım mı Tae? Son zamanlarda çok durgunsun."
Susmuştum. Konuşmak isteyip istemediğimden emin değildim. Çekiniyordum. Ama o Namjoon hyungtu bu güne kadar başım ne zaman sıkışsa hemen bana çare bulurdu. O sadece Jimin'in abisi değildi benim de öz abimden farksızdı. Ailemi birkaç sene önce kaybetmiştim ve o benim onunla uyumama izin vermişti. Bana sarılmış, saçlarımı okşamıştı. İyi geceler öpücüğü bile vermişti tıpkı annem gibi. Bu yüzden ondan çekinmem garipti. Ama bu duruma nasıl bir tepki vereceğini kestiremiyordum.
"Hadi otur bende kahve getireyim sana."
"Hyung sen hamilesin kahve olmaz."
"Kendime getirmeyeceğim zaten, sadece sana."
"Olmaz hyung canın çeker. Sen en iyisi ne içersen bana da ondan getir."
"Duydun mu bebeğim Taehyung amcan seni çok düşünüyor onu çok sev olur mu?"
Gülümsemiş ve dışarıdan belli olan karnını okşamıştım.
Namjoon hyung gidince onun odasına geçmiştim. Koltuğa otururken Yeontan kucağımdaydı. Etraf oldukça sessizdi. Hoseok hyung ortalıklarda görünmüyordu. Omzumu silktim işi olmalıydı.
"Ne dersin oğluşum sence Namjoon hyung bizi eskisi gibi dinler mi yoksa kızar mı?"
Yeontan ne dediğimi anlamadan sadece bana bakıyordu.
"Haklısın o Namjoon hyung asla kızmaz."
Bu sırada Namjoon hyung elinde iki bardak portakal suyuyla içeriye girmiş kendi sandalyesine oturmak yerine yanıma oturmuştu, elindeki bardakları masaya koyarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my ex-husband
ContoSon zamanlarda evlilikleri iyi gitmiyordu. Bir şey vardı. Kocasının hareketleri değişmiş başka biri oluvermişti. Anlam verememişti tüm bu olanlara, canına okuyordu canım dediği kişi. Yan shipler * Jikook *Sope *Yugtea ...... Uke Joon etiketinde 🥇 ...