Geçmişin İzleri.

48 17 64
                                    

Ha?
Ne?
Kardeş yapmak mı?
Gözdenin bu sözleri üzerine yerin dibine girmek isterken sırıtarak bana bakan ömerle göz göze geldim neyse sakin olmalı ve olgunca cevaplar vermeliyim.

"Iı, şey şimdi Onur Abi öyle bir şey yok çünkü bizim daha öyle bir niyetimiz yok."

Lan-
Bir dakika ne dedim ben.
Allah da beni kahretsin işte şimdi.

Onur Abi gülerek bana bakıyordu ve Gözdenin elinden tutuyordu.

"Ha öyle bir niyetiniz var yani? Ama çok erken değil mi? Daha siz birbirinizi bile tanımıyorsunuz bile"

Ömer ellerini cebine götürmüş Onur abiyi dikkatle dinliyordu ve gülümsedi.

"Abi, o benim yıllardır beklediğim lavantam yani sizin şu meşhur veranız benim lavantam, adını bilmediğim için ne diyeceğimi de bilemedim siz vera vera diye konuşurken"

Onur abi şaşkın bir ifadeyle aysima ablaya döndü ve gülmeye başladı.

"Ne yani bizim küçük veranın esmer çocuk esmer çocuk diye anlattığı kişi bizim Ömer miymiş?"

Aysima abla da ona aynı şekilde baktı ve gülümsedi.

"Evet, oymuş şansa bak sen yıllar sonra bizim evimiz de buluştular"

Ömere geçmişte yaptığı şeyler yüzünden sinirli olduğum için kendimden emin bir tavırla konuşmaya başladım.

"Ben buluşmadım o sorunun mantık hatasını bozan kelime gibi bir anda ortaya çıktı, çok sever kendisi bir şeylere maydanoz olmayı, fizik olarak çok değişmiş ama zeka olarak daha da gerilemiş bir de gelmiş bana şey diyor"

Kollarımı birleştirip ordan uzaklaşırken, havuzun başından gelen gaye ve gaye ve? Öğlen bana kendini Sinan olarak tanıtan kişiyi gördüm.
Lan bunlar ne ayaktı?

"Gaye? Yanında ki kim?"

Gaye sanki benim bir eşyamı çalmış gibi mahcup mahcup gözlerime baktı.

"Vera, bu serkan."

Yaşadığım bu şaşkınlıklar bana çok ağır gelmiş olacak ki sendeledim ve serkana baktım.

"Ama- ama, sen bana a-adım Sinan dedin? Sen, sen serkan olamazsın"

Serkan gayenin elini bıraktı ve bana doğru bir adım attı bense geriye doğru gittim.

"Hayır hayır serkan, sen, sen beni kardeşin gibi severdin kendini benden nasıl saklarsın?!"

Bir kaç adım daha geriye gittim ve ağlamamak için elbisemi sıkıca tutarak kumaşını elimde yumruğumun içinde sıktım.
Ömer geldi ve beni belimden kavrayarak gözlerine bakmamı sağladı.

"Lavantam, hepsi benim yüzümden, yıllardır seni aradığımı bilmeni istiyorum."

Ömeri ittirdim ama o beni bırakmamaya kararlıydı.

"Yıllardır beni aramanı mi? Ya sen bana hayatımın unutamayacağım gecesini yaşattın Ömer, ben senin yüzünden kardeşimin mezarına gitmeye korkar oldum ne beni araması ne saçmalıyorsun sen?!"

Serkan bize yaklaştı ve ömerin gözlerine baktı.

"Vera, Ömer seni bulmaya mecburdu çünkü sana söylemesi gereken çok önemli bir şeyi var ve bu senin tamamen hayatını değiştirecek bir şey ve seni bir yandan da mahvedecek bir şey"

Ne demek beni mahvedecek bir şey ne zırvalıyordu bu serkan ne demeye çalışıyordu?
Ömeri sertçe ittirdim ve yakasından tuttum.

"Ne o söyleyeceğin şey? Ne saklıyorsun benden ha, söyle ne saklıyorsunuz benden!"

Bozuk Saat.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin