8

100 13 1
                                    

Klaus- O yıllar önce öldü...

Elisa - Ne?

Ben(hayalet olan) de dahil olmak üzere içerideki herkes şaşkın gözlerle bakıyordu. Tek ifadesini, ciddiyetini koruyan Five'dı.

Oluşan bu sessizliği böldüm.

Elisa - Uhm, pekiii. Beni gezdirmeyecek misiniz?

Klaus- Tamam tamam. Hadi başlayalım.

Odalar, mutfak, salon, banyo... Hatta çatı katını ve bodrumu bile gezdirdi.

Ertesi gün erkenden kalktık ve egzersizlerle başladık.

Günümü ikiye ayırmışlardı. İlk kısımda Luther'dan eğitim alacaktım, sonrasında ise Five geliyordu.

Luther- Hazır mısın?

Elisa - Hiç olmadığım kadar.

Luther- Isınsak iyi olur. 

Dedi gülümseyerek, koşmaya başlamadan önce. Bu adam cidden çok pozitif bir vibe veriyordu. 

Koştuk, diz çektik, zıpladık...

Luther- Şimdi şöyle bir bakalım. Ölüleri görebiliyor ve telekinezi yapabiliyorsun. Başka bir özelliğin var mı?

Elisa- Bilmem, henüz yeni haberim oluyor her şeyden. Birkaç gün önce 18 oldum.

Luther- Hm peki o zaman. Sana vücut geliştirme konusunda yardım edeceğim.

Bu biraz yorucuydu, çok fazla hareket yapmıştık. Yine de çok kötü geçtiğini söyleyemem, Luther cidden beni düşünüp dikkatli olmam için elinden geleni yapıyordu. Tüm vücudum ağrıyordu desem yeridir. 

Bir saatim vardı. Ardından Five veledi geliyordu. 

Kendimi yatağa attım ve kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım. Kapımın açıldığını fark ettim. İçeri giren Diego'ydu. Elinde bir tabak meyve vardı.

Elisa - Bir sorun mu var?

Diego- Hayır sadece, sadece sana meyve getirdim. Yorulmuş gibisin.

Onun etrafında oluşan renkli dalgaları görebiliyordum, duygusunu mu yansıtıyordu acaba? Solgun, griye çalan bir mavi ve belli olan ince bir kırmızı rengi.

Belki de öldürdüğü adamlarım hakkında endişeleniyordu? Biraz üzerine gidebilirdim.

Elisa- En yakın adamımı öldürüyordun ve ondan önce de öldürdüğün kişi de çok yakın birisiydi. Şimdi seninle konuşmamı mı istiyorsun?

Diego- Üzgünüm tamam mı? Seninle görüşmemize izin vermeyeceklerdi ve sorun çıkaracaklardı.

Elisa - Sende öldüreyim dedin öyle mi?

Diego- Üzgünüm bunu tam olarak ben istemedim.

Elisa - Five değil mi? Seni yiyecek gibi bakıyordu.

Diego- Üzgünüm.

Dedi elindeki tabağı eline bırakırken.

Kalkıp karşısına geçtim.

Elisa- Hep bu kadar duygusal mısın? Yapmak zorundaydın, ben bir elmasım ve sende onu çalmaya çalışan bir hırsız.

Ne dediğimi ben de bilmiyordum. Bir an için afalladım. Bunu gördüğünde hafifçe gülümsedi. 

Five- Kendini bu kadar beğeniyor musun? Ne bu şimdi? Flörtleşiyor musunuz?

Kapıya yaslanmış bize bakıyordu. 

Elisa - Sana da merhaba Five!

Bu adamın üzerindeki dalgalar, sadece gri ve beyazlardan ibaretti. 

Bu dalgalar çok garipti. Diego'nun üzerindekiler daha dağılmış bir bulut halindeyken bu adamdaki dalgalar bana olan bakışları gibi keskindi...

 Diego'nun üzerindekiler daha dağılmış bir bulut halindeyken bu adamdaki dalgalar bana olan bakışları gibi keskindi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
☯︎☂︎𝙸̇𝚑𝚝𝚒𝚖𝚊𝚕𝚕𝚎𝚛☂︎☯︎ The Umbrella AcademyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin