9

87 11 0
                                    

Five ile çalışıyordum. 

Bana telekineziyi geliştirmem için yardım edeceğini söylemişti. Şimdi ise öldürüyordu beni.

Five - Zihnini zorlamalısın! Bunu tek zorda olduğunda değil istediğin her an yapabilmeyi öğrenmelisin!

Elisa- Çok kolaysa sen yapsana!

Five- Sana ışınlan diyen oluyor mu? Ya da geleceğe git diyen? Senin işin bu ve benim işim bu.

Birden arkamdan belirip bana tekme atmasıyla yere düşüyordum ancak takla atıp yuvarlanarak ileride durdum ve hemen ayağa kalktım.

Five- Sonu biraz iyiydi ancak daha çevik olman gerekiyor.

Tekrar yaptı. Ve bu sefer dengemi kaybettim. 

Elisa- YAH! Şunu yapmayı kes!

Yüzüne küçümseyici bir gülümseme takınmıştı. Sinirlenmemden mi zevk alıyordu? 

Five- Bir şeyler öğretmeye çalışıyorum sade-

Bu sefer dengesini kaybeden oydu.

Elisa- Tekvando kırmızı kuşağım, tekmelerim senden daha iyi kesinlikle.

Five- Ya? Demek kırmızı kuşaksın. Daha da gelişmen gerekiyor, tekmelerin iyi ama mükemmel değil.

Elisa- Dedi daha tekme atmayı başaramayan çocuk.

Five- Henüz çaylak olduğun için sana fazla sert davranmıyorum, ama ileride belki seni güzelce pataklayabilirm.

Elisa- Demek meydan okuyorsun? Birde bana egoist diyorsun.

Five - Ne zaman demişim? Şimdi de duymamaya başladın anlaşılan.

Sinirle üzerine doğru gidecektim ki durdum. Yapmamı istediği şey buydu, sinirlenmemi istiyordu. 

Karşısında durup kollarımı birleştirdim.

Elisa - Devam etmiyor muyuz?

Five- Sana şimdi meydan okuyorum.

Elisa- Ne kadar güçlü olduğumu biliyorsun değil mi?

Five - Hm, evet.

Elisa - Bu durumda kıçını tekmeleyeceğimi de biliyorsun.

Five- Göreceğiz. 

Ah, muhteşem.

 Kaçan kovalanır.

Ne kadar saldırsamda bir şekilde kaçıyordu.

Elisa- Gücünden nefret etmeye başladım.

O sırada aklımdan geçen bir melodiyi söylemeye başladım. 

Elisa - Hahah... Bu kadar kolay olacağını bilmiyordum.

Dedim Five'ın donmuş bedenine omzuna elimi atıp yaslanırken. Bir ip alıp onu bağladım ve sandalyeye oturttum. Vay canına, çok ateşli.

Melodinin devamını söylediğimde kendine geldi.

Five- Ne, nasıl?

Elisa- Nerde,niçin,neden, kim? 

Five- Ne saçmalıyorsun sen?

Elisa- 5N1K yapmıyor muyuz? 

Five-Az önce ne oldu?

Elisa- Galiba dondun

Five- Çöz şunu.

İçeriye giren Klaus'la göz göze geldim. Bana bakıp sırıtmaya başladı. 

Five- Aklından geçen saçma fantezileri sil Klaus!

Klaus- Evet, evet. Ben kaçtım.

Elisa- Sıkıldığım için şanslısın velet, kıçını tekmelemeyeceğim.

Five- Kıçımla alakalı bir sorunun mu var? O kadar çok mu istiyorsun?

Dedi ve yine o pis sırıtışını gördüm.

Yüzüne geçirdiğim yumruğumla daha da büyüdü gülümsemesi.

Five- Biraz acıttı ama bunu evet olarak algılıyorum.

Elisa- Şuan siktir olup gitsem ve dünyanızda yansa ne olacak hm?

Dudağı kanıyordu, sandalyede bağlı, hafif terlemiş, terli saçlar ve pis bir gülüş. Bu adamı hiç sevmedim.

şöyle bişi hayal edin (ya da kafanıza göre takılın)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

şöyle bişi hayal edin (ya da kafanıza göre takılın)

☯︎☂︎𝙸̇𝚑𝚝𝚒𝚖𝚊𝚕𝚕𝚎𝚛☂︎☯︎ The Umbrella AcademyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin