11

85 5 1
                                    

Kendime gelmiştim ve adamı bırakmıştım. Canını kurtarmak isteyen adam onu saldığım gibi koşmaya başladı. 

Film izlermiş gibi durup kollarını birleştirmiş Five da bizi izliyordu. 

Five- Bitti mi? 

Jian- Çok gıcık oluyorum şu çocuğa.

Elisa- Bende bende... 

Jian'dan ayrılmış ve akademiye gelmiştik. İçeriye girdiğimizde Five yine aynı duruşu yapmış bana bakıyordu. 

Five- Az önce olanlar, kendini kaybettin değil mi? Gerçekte kimsin sen...

Cümlenin sonuna doğru sesi kısılmıştı. Devam ettirmek istemiyor gibiydi, belki de benim duymamı istemiyordu. 

Elisa - Bilmem, öyle mi oldu?

Bir yandan mutfakta kendime yiyecek bir şeyler hazırlıyordum. Meyve ve mısır gevreği, süper ikili.

Elisa- Diğerleri nerede? Neden bu kadar sessiz ve boş burası?

Dediğimde kahvesini yudumladı. 

Five- Onların bakıcısı değilim, yani cevabım bilmiyorum olacak.

Elisa- Gıcık

Dedim fısıltıyla. Cidden sinir olmaya başlamıştım bu çocuğa. 

Hemen yanı başıma ışınlandı ve:

Five- Duydum...

Dedi yine gülümseyerek. Tam bu sırada bizi izleyen Klaus ve Alisson'u fark ettik.

Klaus- Owwww, birbiriyle atışan aşıklarrr...

Diyerek bayılmış gibi yere attı kendini.

 Alisson- Görmedik, görmediniz...

Dedi bir yandan gülümseyip bir yandan Klaus'u kolundan tutup içeriye sürükleyerek.

Odama çıktım. Ardından uykuya daldım. Bedenim istemsizce kendisini kapatıyordu yani gücüm kalmamıştı. Bu gün çok fazla şey yaşamış gibiydim.

Sabah erkenden uyanmıştım. Yanı başımda bulduğum kedi sayesinde olmuştu bu. Camı acık bırakmış olmalıyım, diye düşündüm.

Siyah tüylü bir kediydi. Sokak kedisi olmalıydı ancak sokak kedisi olamayacak kadar bakımlı ve temizdi. Üzerinde herhangi bir tasma ya da öyle bir şey yoktu. Kedi henüz uyuyordu. 

Aşağıya indim ve kendime bir sandviç hazırladım. Tekrar odama çıktığımda kediyi görmedim. Ancak dolabımdan gelen sesle oraya doğru yöneldim. 

Kediyi annemden kalan kitabın üzerinde buldum. Kitaba sürtüyordu kendisini. İçini açmak üzereyken onu aldım ve yatağımın üzerine geri bıraktım.

Sandviçimden birkaç parçayı bölüp ona verdim. 

Elisa- Sana Meraklı ismini vereceğim. Dolabımda ne arıyordun küçüğüm? Ne o yoksa büyü yapmayı mı öğreneceksin?

Meraklı sanki beni anlıyormuş gibi kafasını bir aşağıya bir yukarıya salladı.

Sıkılmıştım ve şuan olmayacaksa bir daha ne zaman kitaba bakabilirdim?

Kitabı açıp önüme koydum. İncelemeye başladım. İlk sayfalarda çizimleriyle birlikte yaratıklar tanıtılıyordu. Orta sayfalara doğru iksir-zehir tarifleri yer alıyordu. Son sayfalara doğru büyüler başlıyordu.

'Eğer kanında büyü akmıyorsa, sakın bunu yapma.'

Böyle bir cümleyle başlıyordu büyü yeri. Anladığım kadarıyla insanlara zararlıydı bu büyüleri yapmak.

Meraklı yanıma geldi. Sanki kitapta açmamı istediği bir yer vardı. Kitabı kokluyordu ve kendini sürtüyordu. Burnuyla işaret ettiği yeri açtım.

İnsan' diye başlık vardı. Bu sayfada herhangi bir canlıyı insan şekline getirmek vardı.

Elisa- Oyy, bu tatlı şey insan mı olmak istiyor yoksaa??

Elisa- Oyy, bu tatlı şey insan mı olmak istiyor yoksaa??

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
☯︎☂︎𝙸̇𝚑𝚝𝚒𝚖𝚊𝚕𝚕𝚎𝚛☂︎☯︎ The Umbrella AcademyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin