6.0

149 21 77
                                    

3 ay sonra
×× ×× 19××

Güzel güzel portakallı ramunemi yudumlarken Aoi yanıma oturdu. Terlemiş görünüyordu. Tabii ki sabahtan beri dikiş ve iş yapıyordu.

Ben ise çamaşırlaşırı asmış, tohumları ekmiş işlerimi bitirmiş ramune içiyordum. "Hoşgeldin Aoi." Dedim ve ramunemi masaya koydum.

"Yoruldum kanao ya! Sabahtan beri iş yapıyorum." Aoi başını duvara yasladı ve terini sildi. Aoi için güzel bir sürprizim vardı. "Aoi sana bir sözüm vardı.."

Aoi tek kaşını kaldırarak bana baktı. Cebimden onun için tamir ettiğim kelebekli tokasını çıkarttım ve ona uzattım. Aoi gözlerini faltaşı gibi açtı ve gülümsedi.

"Ka.. kanao ben çok teşekkür ederim! İyiki varsın!" Diye boynuma sarıldı Aoi. Bende karşılık verdim. Kız 3 aydır sadece tek toka ile geziyordu. İnsanlar gülüyordu.

Aoi saçlarını tekrar bağlamak için açtı ve tokaları eline aldığında aklıma o görüntü geldi.

Shinobu nee san'ın ölüm anı.. kanae nee san'ın cenazesi.. gözüm sulanmıştı. Sahi tanjironun verdiği ilaç yeni bitmişti ve uzun süredir ablamlar gelmiyordu. Neden ki?

Umarım orada mutlulardır. Ne kadar Aoi'ye kardeşim desemde siz bir başkasınız.

Bir baktığımda kaburamaru yanağımı yalamaya başlamıştı. Kaburamaruya alışamadığım için yeni yeni takmaya başlamıştım. Bekle! Kaburamaru yanağımı yalıyorsa bir sorun var..

Ah evet düşüncelere dalmıştım. Aoi saçlarını açmıştı ve son kez tokaları inceliyordu. Birden odasından sumi geldi. Onlar hiç ayrı bir yere gitmezdi ki? Neden sumi tek gelmişti?

"Vay canına Aoi chan saçınızı ilk defa açıkken görüyorum! Çok.. çok harika!" Aoi gülümsedi ve çok geçmeden saçını bağladı. "Sen neden gelmiştin sumi?" Diye sordu Aoi.

"Şey biz acıktık da.."

Aoi biraz düşündü ardından "miso çorbası var dünden kalan, vereyim size." Aoi kalkıp mutfağa doğru ilerledi, sonrasında naho ve kiyo geldi.

Ramunemi tekrardan yudumladım. Domatesler olgunlaşmış mıdır acaba? Satışa koysam iyi olacaktır. Ramunemi tekrar yudumladım ve bitirdim. Dışarı çıktım.

Bahçe oldukça büyük olduğu için çokta meyve sebze çıkıyordu. Domatesleri topladığımda tarttım ve 4 kilo domates çıktı. Havada karlıydı. Biri gelir miydi ki..

Domatesleri düzenlerken biri geldi. "Merhaba burası kelebek konağı mı?" Diye sordu. "Evet." Dedim.

"Domatesiniz var mı?"
"Evet 4 kilo. Ne kadar istersiniz?"
"2 kilo olur mu acaba?"
"Tabii."
"Tamamdır kaç yen?"
"45.."

Domatesi alıp gitti adam. Satış yaptığımı sevinmiştim. Domatesleri bi yana kaldırdım ve yeni tohumlar ekmeye başladım.

İşim bitince domateslerin yanına Bacaklarımın üstüne oturdum. Kar bacaklarımı yakıyordu ama kat kat fazlasını yaşamıştık.. yolu izlerken birden odun satan tanjiro belirdi.

"Ta.. tanjiro!" Diye seslendim. Tanjiro bana gülümsedi ve geldi. "Donates satabildin mi kanao?" Diye yanıma oturdu.

"Ah evet! 45 yen kazandım! Son 25 yen kaldı. Çok.. heyecanlıyım çünkü artık shinobu nee san ın bir mezarı olacak.." dudaklarıma acılı bir gülümseme taktım ve elimde tuttuğum shinobu nee san ın tokasına baktım.

"Bu çok güzel kanao. Sana yardım edebilirmiyim?" Tanjiro bana parayı tamamlamamda yardımcı olmak istiyordu ama ben tamamen kendi emeğimle kazanmak istiyordum.

•Mezar Taşı• tankana Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin