Sadist Sahibim +18

Bölüm 10

On dakika sonra bir apartmanın önünde indik. Merdivenleri çıktıktan sonra bir dairenin önünde durdu ve aceleyle anahtarlarını çıkarıp deliğe soktu. Kapıyı açınca arkasından ben de içeri girer girmez arkamdan kapıyı kapattı ve dudaklarımız bir kez daha birleşti. Elini attığı gibi üzerimdeki kazağı çıkardı ben de onun pantolonunun kemerimi çözmeye başladım. Birbirimizi soyarken yavaş yavaş yatak odasına doğru ilerliyorduk ve vardığımızda ikimiz de sonunda çırılçıplaktık. Boynumdaki kolye hariç. Kendini yatağa atıp beni de kendisiyle beraber çekti.

Kollarımı ince beline bağlayıp onu öpmeye devam ettim. Bu seferki o geceden daha başkaydı. Daha özlem dolu.

Ayrıldığımızda bir kaç saniye birbirimize bakıyor, daha da sertçe öpüşmeye başlıyorduk. Ayrılan ilk o oldu. Ağzını aşağı indirdi ve boynumu emmeye başladı.

"İz bırakmasan olur mu?" diye mırıldandım tereddütle.

Bana alttan alttan bakarken tamam anlamında gözlerini kırptı. Böyle bir yasak olmamasına rağmen bilmesini istemiyordum.

Elimi bacak arasına indirdiğimde. Beni kendisine doğru çekti ve boynuma sarıldı. Bu sefer penisi yerine elimi deliğine götürdüm.

Zihnimde Metin Hocanın bana yaptıkları canlandı. Önce parmaklarını ağzıma sokup ıslatmamı istemişti. Aynısını yaptım. Sol elimi yukarı kaldırıp yüzük ve orta parmağımı ağzına götürdüm. Birşey dememe gerek kalmadan ağzına aldı ve kafasını ileri geri hareket ettirerek kelimenin tam anlamıyla parmaklarıma sakso çekmeye başladı. Bu görüntü beni inanılmaz yükseltmişti. Kocaman açılmış gözlerimle onu izliyordum.

Sonunda yeterince kayganlaştıklarını düşündüğümde onları ağzından çıkardım ve tıpkı Metin Hocanın bana yaptığı gibi deliğinin etrafında daireler çizmeye başladım. Kesik kesik inlemeye devam ediyordu.

"Doğru yapıyor muyum?" diye fısıldadım.

"Tıpkı bir profesyonel gibi."

Ve yavaşça parmaklarımı içeri soktum. İlk seferi olmadığı için benim gibi ekstrem bir tepki vermemişti.

Parmaklarımı sokup çıkarmaya başladım, tıpkı Metin Hocanın bana yaptığı gibi.

Hipnoz olmuş gibi yüzünü izliyordum, kolum kontrolüm dışında bir hız kazanmıştı ki artık çocuk titremeye başlamıştı. Omuzumu sıkarak,

"Hey hey! Yavaşla!"

"A- Pardon. Kendimi kaybettim."

Kafasını geri atıp gülmeye başladı.

"Tanrım... Çok tatlı"

Kendi penisimi tutup onun deliğine denk getirdim. Nefes alış verişim hızlanmıştı. Bu benim bir erkekle ilk seferimdi. Hava muhtemelen daha yeni kararıyordu ama güneşlikler çekili olduğu için içerisi kapkaranlıktı. Sadece oturma odasındaki lambanın ışığı içeriyi bir nebze aydınlatıyordu.

Ve içeri doğru ittim.

İkimizde bir anda inledik. Kendimi hazır hissettiğimde kalçamı ileri geri doğru hareket ettirmeye başladım.

"Ah! Sikeyim...Harika hissettiriyorsun."

Yavaş yavaş hızımı arttırmaya devam ediyordum. İşlerin ne ara bu raddeye geldiğini farketmemiştim bile ama artık tenlerimizin birbirine çarpma seslerine yatağın gıcırdaması da eklenmişti.

Yaşlar akan gözleri yukarı doğru dönüyordu. Pür dikkat yüzünün aldığı şekilleri izliyordum. Ve yine telefonumun ziliyle herşey bozulmuştu. Agresifçe küfrettim ve kalkıp odanın diğer ucundaki pantolonumun cebinden telefonumu çıkarırken "Hep beni bulurlar zaten amına koyayım." diye mırıldandım sinirle. Nefes nefese dirseklerinin üzerinde dikilmiş beni izliyordu. Telefonu elime aldığımda bunun Metin Hoca olduğunu farkettim. Yaptığım saygısızlıktan dolayı büyük bir utanç duydum. Boğazımı temizleyip aramayı kabul ettim.