Bölüm 17

8.8K 123 23
                                    

Odada sadece duvardaki saatin hafif tıkırtısı ve benim derin nefeslerim duyulabiliyordu. Tam olarak ne yapmak istediğimi de bilmiyordum, sanki sadece kafamı dağıtmak için benimle uğraşmasını sağlamaya çalışıyordum. Ben sessiz kaldıkça o da bana eşlik etti. Elimi beyaz gömleğinin altına ittiğimde soğuklukla irkildi.

"Gittiğimde beni özleyecek misin?" diye fısıldadım. Ona farkında olmadan ilk defa sen olarak hitap etmiştim -bence artık bunu yapabilecek kadar yakındık - ve bu kalbimi hızlandırdı.

Koyu mavi gözleriyle birşey demeden bana bakıyordu. Sıcak elini boynuma götürüp beni kendine çekti ve yavaşça yanağımdan öptü. Ses tonundan gülümsediğini hissedebiliyordum.

"Kal desem kalır mıydın?"

Hafifçe kıpırdanıp yüzüme gelen saçları geriye ittim.

"Hayır." diye yalan söyledim.

Etrafına yaydığı sıcaklık beni iyi ve uzun zaman sonra ilk defa güvende hissettiriyordu. Bunun daha uzun sürmesi için herşeyi yapardım ama bunu bilmesine gerek yoktu. Elimi daha da yukarı iterek sert karnının sonra da göğüslerinin üzerinde gezdirdim.

"Soruma hala cevap vermedin." Bir ressam tarafından çizilmiş gibi kıvrımlara sahip olan vücuduna ilk defa dokunmanın verdiği heyecanın sesime yansıdığının farkında olarak kulağına doğru eğildim ve mırıldandım.

"Biliyor musun?" diye karşılık verdi ve nefesimi kesen bir şekilde beni belimden sıkıca tutup kendine çekti. Keşke beni hiç bırakmasaydı ve böyle sıkıca tutsaydı diye düşündüm.

Kaşlarını havaya kaldırmış bir şekilde gözlerime baktı. Sadece yutkunabildim. "Şuan bunu hayal etmek istediğim son şey. Şimdiden bile seni o kadar özlemeye başladım ki."

"Neden... hazır ikimizde burdayken.. biraz... özlem gidermiyoruz?"

Söylediğimi komik bulmuş olacak ki hafifçe kıkırdadı, ben de aptal gibi gülümsemekten başka birşey yapamadım. Bakışlarını tekrar bana çevirdiğinde beni çenemden tutup kendine çekti ve yoğun bir şekilde öpmeye başladı. Sarhoşluğun verdiği dalgınlıkla neler olup bittiğini algılayamadan dilini ağzımın içinde buldum. Ben sanki yıllardır bunu bekliyomuş gibi becereksizce öpücüğüne karşılık vermeye çalışırken belimdeki elini aşağı indirerek kalçalarımı sıktı. Bu uyarılmayla birlikte içgüdü diyebileceğim bir dürtüyle kemerimi çözmeye yeltendim.

Sanki kendimi herşeyimle ona sunmaya çalışıyordum. Böylece benden sıkılmazdı ve zamanı geldiğinde bana gerçekten onunla kalmamı teklif ederdi? Ona yeterince eğlenceli olduğumu kanıtlayabilirsem belki de onu reddettiğimde ısrar ederdi ve bana hemen evet demem için bir fırsat verirdi?

Pantolonumun fermuarını açtım ve sertleşmiş erkekliğimi ilk çamaşırımın üstünden ovuşturmaya başladım. Sıcak dili ağızımın heryerinde dolaşıyor ve sulanmasına sebep oluyordu.

Ayrıldığımızda nefes nefeseydim ve gözlerim yaşarmıştı. Başını yatağın ahşap başlığına yaslamadan önce son bir kez dudaklarımı nazikçe öptü. Yerinde durmadan sızlanan bir çocuk gibi hissediyordum. Penisim damlıyordu ve çaresizce kucağına sürtünmeye başladım. Bu anın hemen bitmesini istemediğim için kendime dokunmaktan vazgeçtim. Eğer benimle o ilgilenecekse biraz kıvranmakta sakınca yoktu. Başımı omuzuna dayadım ve onunda sertleştiğini bilerek sürtünmeye devam ettim.

"Mmm..Metin?" dedim sanki bana dokunması için yalvarırken.

"Ah?" güldü, aniden gelen fazla 'samimiyetten' dolayı.

Ardından sempatik sesiyle "Söyle Meriç."  diye ekledi. Elimi kasıklarına doğru indirdim.

"Ne söylemeye çalıştığımı biliyorsun."

Onun da kemerini çözmek için yeltendim. Heryerim uyuşmuş gibi hissettiğim için bu benim için hiç kolay olmamıştı. Bir kaç kere kıkırdadığını bile duymuştum. Sonunda kumaş pantolonun fermuarını açtığımda şişkinlik gözle görülebilir hale geldi.

Heyecanla boxerını aşağı indirdim ve kalkmış penisi ortaya çıktı. Göğüsünün hızla kalkıp indiğini görebiliyordum.

"Sen de beni soymayacak mısın?" dedim hafifçe gülümseyerek. Ayıkken yapmaya ve söylemeye cesaret edemeyeceğim bütün arzularımı içimden atıyormuş gibiydim ve bu bir bakıma komikti.

"Yat canım."

Beni bir hamlede kucağından altına aldı ve kot pantolonumu aşağı doğru çekip çıkardı, baş parmaklarını geçirdiği boxerımı aşağı indirerek ondan da kurtuldu. Her karşısında çırılçıplak kaldığımda olduğu gibi garip bir şekilde ekstra utangaç hissediyordum. Bir kaç saniye önceki cüretkarlığımdan kırıntı kalmamıştı. Durumu farketmiş gibi gülümsedi. Göğsüme koyduğu elini yavaşça aşağı doğru indirdi, karnımın üstüne ve kasıklarıma doğru. Sonunda ise kasıtlı olarak dört gözle beklediğim yere geldiğinde duraksadı. Bakışlarını bana çevirdi ve şuan bunun beni ne kadar utandıracağını bilerek göz teması kurduk. Parmaklarını sarı saçlarımın arasından geçirdi ve geriye doğru taradı.

Her göz göze geldiğimizde kalbim daha da hızlı atmaya başlıyordu. Sonunda yönünü tekrar aşağıya indirdi. Karnımın üstüne bir öpücük bıraktı ve sıcak dilini göbek deliğimin etrafında gezdirdiğinde ağzımdan beklenmedik bir inilti kaçtı. O kadar garip ve hoş hissettiriyordu, o kadar yeniydi ki vücudum nasıl tepki vereceğini bilemedi. O devam ettikçe daha da kıvranmaya başladım. Parmaklarımı kahverengi saçlarına doladım. Sayesinde hergün kendi hakkımda yeni şeyler öğreniyordum. "Hoşlandın mı?" diye fısıldadı. Evet anlamında bir mırıltı çıkardım.

Bana alttan bakarak gülümsedi ve daha da aşağı ilerledi. Ne kadar güzel olduğunu o an bir kez daha farkettim.

Sonunda penisimin hizasına gelmişti. Dudaklarını yaladı ve kızarmış ucuna değdirdi. Aynı zamanda iki bacağımı da sıkıca kavramış baş parmakları ile iç bacaklarımı okşuyordu.

Boydan boya dudaklarını üstünde gezdirdikten sonra tam ağzına almasını beklerken tekrar geri çekildi. Son on dakikadır sadece benimle oynuyordu ve artık sabırsızlanmaya başlamıştım. Kafamın güzel olmasıyla birlikte abartı bir tepki vermem çok muhtemeldi.

"Artık birşey yapmayı planlıyor musun yoksa..?" dedim kaprisli bir ses tonuyla. Şaşkın bakışları kahkahaya dönüştü. İki elini havaya kaldırdı.

"Ah, bu yüzünü de ilk defa görüyorum, sinirlendirdim mi yoksa seni?" Ofladım ve tutunduğum omuzlarını biraz daha sıkı kavradım.

"Normal şartlarda seninle daha çok uğraşırdım ama şuan bir güzellik yapar gibi hissettiğim için şanslısın." dedi gülerken.

Elini çenemin altına tuttu. Ben ne istediğini anlamadan bir avucuna bir ona bakarken sonunda gözleriyle işaret ederek açıkladı.

"Tükür."

"Nasıl yani?"

"Bildiğin. Tükür."

Sadist Sahibim +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin