Arkadaşlarımın kahkahaları ve yüksek müzik kulaklarımı doldururken sessizce önümdeki sıvının ben bardağı hareket ettirdikçe dalgalanmsını izliyordum. Son yirmi dakikadır birşey söylemeden oturmamın garipliğini farketmiş olacaklar ki Furkan dirseği ile beni dürttü.
"Herşey yolunda mı? Birşeyler söylesene kanka."
Diğerlerininde bakışları bize döndü, gözlerimi sıkıca yumup kırpıştırdım.
"Uykum geldi biraz ya. O kadar."
"Kalkalım mı istersen? Eve bırakırız seni."
Ev. Yaşanan onca şeyden hiçbirinin haberi yoktu ve bu saatten sonra olmasına da gerek olmadığını düşündüm.
"Hayır, hayır. Açılırım şimdi."
Duruşumu dikleştirip ilgili olduğumu göstermek adına yönümü onlara çevirdim. Bir kaç saniye sessizlikten sonra memnun bir şekilde keyifli sohbetlerine devam ettiler. Genelde sadece bakışlarını bana çevirdiklerinde yorum yapıyordum, aklımın burada olmadığı kesindi. Sol tarafımda oturan Lidya masanın üstünde becereksizce birleştirdiğim ellerimi tuttu.
"Çok soğuksun."
"Iıı, kansızlık." diye açıkladım hafifçe burnumu çektikten sonra.
"İçerisi o kadar da soğuk değil aslında... Ne bakıyorsun Furkan? Ceketini versene."
Uyarısıyla hemen ayaklanıp boş sandalyeye yığdıkları çantalar ve ceketlerin arasından kendinkini alıp omuzlarıma bıraktı. Sessizce teşekkür edip masaya doğru uzandım ve başımı kollarımın arasına gömdüm. Lidya küçük elini çekmek için hareketlendiğinde bırakmadım. Garip bir sebepten dolayı değil, sadece sıcaklığını istiyordum. Önce şaşkın gözlerle baktıktan sonra güldü ve elimi iki elinin arasına alıp sürttü. Ben de ona gülümsedim. Sohbet devam ederken başıma arada şiddetli bir ağrı giriyor ve kulaklarım çınlıyordu. Biraz fazla içtiğimin kanısına vardım. Büşra telefonundan saati kontrol etti ve kıpırdandı.
"Kalkıyorum ben hadi. Annemler endişelenecek."
Diğerleri de sırasıyla ayaklandığında oturan bir ben kalmıştım. Başımı masadan kaldırıp derin bir uykudan yeni uyanmış gibi etrafıma bakındığımda Furkan konuştu.
"Babam almaya geliyor bizi, hadi kalk."
"Gelmiyorum, iyi geceler." başımı tekrar masaya koydum.
Efe kolumdan tutup beni çekiştirdi.
"Kafan mı güzel senin? Uyuyamazsın burda kalksana oğlum."
Kendimi zorlayarak gülmeye çalıştım ve ben de kalktım. "Dalga geçiyorum. Biriyle buluşacağım. Görüşürüz."
"Kimle?"
Sağ elimle yaptığım deliğe işaret parmağımı sokup çıkarır gibi yaptığımda gülerek beni omuzumdan itti.
"Siktir git. Atalım biz bunu gruptan ya."
diye gülüştüler aralarında. Mekandan çıktığımızda soğuk hava alev gibi yüzümü yaktı. Onlar ilerideki siyah arabaya ilerlerken vedalaştık ve binanın arkasında doğru yürüyüp duvara yaslandım, yavaşça çöktüm. Ceplerimi yoklayıp sigara paketini aradım ama evde unutmuş olmalıydım ki bulamayınca moralimin daha da bozulmasıyla agresifçe telefonumu çıkardım. Sürekli dengem bozulur gibi olduğundan yere oturup bacaklarımı kendime çektim ve parmaklarımı kılavyenin üzerinde gezdirdim. Parmaklarım soğuktan olduğunu düşündüğüm bir şekilde iradem dışında yavaş hareket ediyordu.
Ben: Benı almayq gelır mıısn
Mesajı yolladıktan bir kaç saniye sonra telefonum çaldı. Uzun süren bir karar verme aşamasından sonra telefonu kulağıma götürdüm. Telefonun karşısından gelen cızırtılı ses konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadist Sahibim +18
Fiksi RemajaYüzümün alev aldığını hissettim. Bdsm ve bunun gibi şeyler hakkında hiçbir deneyimim ya da bilgim yoktu. Acı çekmek bir insana nasıl zevk verebilirdi aklım almıyordu. Ama eğer ihtiyacım olan parayı iki ay içerisinde elde edebileceksem öğrenmekten çe...