Bölüm 19

4.9K 93 10
                                    

Birkaç saniye öylece oturduktan sonra yavaşça ayaklandım ve geniş odanın bir ucundan diğer ucuna yürümeye başladım. Söyleyeceklerimi toparlamaya ve geçerli bir bahane uydurmaya çalışıyordum. İşin aslı ona hiçbirşey kanıtlamak zorunda değildim ama hakkımda yanlış fikirlere kapılması ihtimali bile beni korkutuyordu.

Sonunda sebepsiz gerginliğimden kurtulduğumda yönümü merdivenlere çevirdim ve yavaşça odasına doğru ilerledim. Kapısına vardığımda iki kere tıkladım ve içeriden cevap gelmesini bekledim. Kapının altından masa lambasının sarı ışığının sızdığını görebiliyordum. Girebilirsin komutunu duyduğumda yavaşça kapıyı ittim ve eşikte dikildim. Sağ elini yüzüne dayamış oturduğu yerden bana gülümsüyordu.

"Ne yapıyorsun?" dedim.

"Sıkıcı işler işte. Senden n'aber?"

Gözlerimi odanın etrafında gezdirdim.

"Hiç."

"Merak ediyordum da,"

Duruşumu biraz daha dikleştirdim.

"Paranın yarısını şimdi alabilir miyim? Birinci ay doldu zaten. Biraz acele olduğundan istiyorum, yoksa paragöz falan değilim..."

Kararlı görünmeye çalışmış olsam bile cümlemin sonuna doğru gözlerimi kaçırdım ve ses tonum istemsizce alçaldı.

Sandalyesinden kalktı ve konuşurken yavaşça bana doğru yaklaştı.

"Tabii ki de, meraklandırdın şimdi."

Kollarını göğüsünde bağladı ve yanındaki duvara hafifçe yaslandı. Gözlemlediğim kadarıyla sadece kitap okurken veya çalışırken taktığı gözlüklerinin üstünden bana baktı.

"Nasıl bu kadar paraya bir anda ihtiyacın oldu? Bildiğim kadarıyla bütün ihtiyaçlarını karşılıyoruz zaten. Ah, yoksa borç-"

"Paraya ihtiyacı olan ben değilim."

dedim lafını bölerek. Birkaç saniye sessizlikten sonra kenara çekildi.

"Gelsene."

Dediğini yapıp odanın içine girdim ve arkamızdan kapıyı iterken onu izledim.

"Kim için?"

"Ailevi bir mesele."

"Hm?" dedi verdiğim detayla tatmin olmamış gibi.

"Bunun dışında kalmanı tercih ederim."

İkimizde sessiz kaldık.

"Ayakta kalma."

Konuşmaya devam ettim.

"Ayrıca,"

Öncekinden biraz daha yakınımda durdu ama ciddi bir yüz ifadesi vardı.

"Acil olmadığı sürece kim böyle bir yolu seçer ki? Birinin size 'sahip olması' şartıyla para kazanmak. Köleliğin modernleştirilmiş hali bu."

Geniş yatağa otururken hafifçe gülerek söylemiştim bunu ama ona baktığımda pek eğleniyormuş gibi görünmüyordu. Ben de yavaşça sessizleştim.

"Ama hayır, aslında" dedim fısıldar gibi bir ses tonuyla.

O da yanıma yerleşti.

"Anlaşmamız bu olsa bile...aramızdaki şey bu değildi."

Hafifçe öne eğilip kollarını dizlerine dayamıştı.

"Daha farklı şeyler bekliyordum doğrusu."

"Ne gibi?" bana bakmasa bile sırıttığını biliyordum.

"Daha vahşice birşeyler!"

İkimizde güldük.

Sadist Sahibim +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin