• Arkadaş grubu pt.2 •

209 26 7
                                    

Yorumlarınızı bekliyorum


"Şunu düzgün oyna amına koyayım."

Changbin sinirle söylediğinde diğerleri onun haline gülüyordu. Felix onun yanındaki sandalyeye oturmuş oyunu oynamasını izliyordu. Aslında Changbin ona oyunu beraber oynamayı teklif etmişti ancak Felix bir daha o hataya düşmem diyerek izlemeyi tercih etmişti. Changbin ilk başta özür dilemek istemiş ama bunu anlayan sarışın çocuk buna izin vermeden şaka yaptığını, keyfi olmadığını söylemişti.

"Hyunjin kalk yardım et."

Jisung, mutfakta Chan ile birlikte diğerlerinin getirdiği atıştırmalıkları hazırlıyordu. Hyunjin ise çağırılmadan önce Jeonginle birlikte ikili koltuğa oturmuş sarılarak açtıkları diziyi izliyorlardı.

"Ya çağırma beni! Çok iyi durumdayım şu an."

Salondakiler Hyunjin'in sitemine gülerken Jeongin yayılmış olduğu kucağından kalkıp ona gitmesini işaret etmişti. Hyunjin oflayarak ayaklandığında kıkırdamış ve elini tutup alçalmasını sağlayarak oturduğu yerden hafifçe doğrulup yanağına kokulu bir öpücük bırakmıştı. Salonda "awww" sesi yükselirken Hyunjin mutlu mutlu mutfağa doğru ilerlemişti.

"Salak bu ya."

Felix, yayıldığı sandalyede elinde tuttuğu üzüm tabağından üzüm yerken konuşmuştu.

"Yicen mi?"

Changbin arada ona bakarken Felix bunu fark etmiş ve elinde tuttuğu üzümü onun ağzına götürmüştü. Changbin, hayır demek için ağzını açmışken ağzının içine bırakılan üzümle şaşırmıştı ancak tadının güzel olmasıyla tekrar ağzını açıp başka bir tane üzümü ağzına atmasını beklemişti sarışın olanın. Felix onun isteğini gülerek yerine getirdiğinde bakışları yan tarafta Minho ile ilgilenen Seungmin'e kaymıştı. Onun da bakışları sarışın olanın üstündeydi. Göz kırpıp "sen ne ayak?" bakışını atarken sarışın olan omuz silkti. Tekrar önüne döndüğünde gülümsüyordu.

Birkaç haftadır konuşuyorlardı Changbinle ve bu haftalarda ona olan ilgisi biraz olsun artmıştı. Çok fazla zaman olmamıştı belki ya da çok konuşma geçmemişti ancak ona çok iyi davranıyordu Changbin. Oyun oynadığı zamanlar hariç ki bunun acısını çıkarıyordu arada sarışın olan. O zamanlar yüzünde oluşan suçluluk duygusu keyiflendiriyordu Felixi. Uğraşmayı seviyordu onunla. O günden beridir de zaten kendisini kırmamak için fazla iyi davranıyordu kısa olan.

Bugün bile oyununu bırakıp gelmişti. Bu evdekileri şaşırtmıştı çünkü kimse için oyununun başından kalkıp bir yerlere gitmezdi. Tabi ki önemli işler haricindeydi ancak keyfinin bozulmasından nefret ederdi. Bu yüzden hiçbir önemi olmamasına rağmen sadece bir istekle oyununu bırakıp gitmesi çok şaşırtmıştı arkadaşlarını.

Sarışın olana verdiği değeri görebiliyordu arkadaşları. Aşık değildi belki ama değer verdiği çok belliydi. Onun için uğraşıyordu. Felix de bunun farkındaydı ve kendisini mutlu hissediyordu. Sarışın olanın arkadaşları da bu durumu onaylarken artık aralarında bir engel yoktu. Rahatça flörtleşiyorlardı. Adını koymak için de acele etmelerine gerek yoktu.

"Canın acıyor mu?"

Seungmin, Minho'yu uzandığı yerden doğrultmaya çalışırken konuştu. Yüzünü buruşturmuş çocuk iyi olduğunu, canının acımadığını söylese de görünen köy kılavuz istemiyordu. İki haftadır okula gidemiyordu. İzin almıştı ve arkadaşları sağolsun kendisine notlarını getiriyordu. Bu yüzden geride kalmıyordu ancak sıkılıyordu. Evde tek başına kalmak zorunda kalıyordu çoğu zaman. Arkadaşları okula gitmesi gerektiği için bazı işleri kendi hallediyordu. Yine de gerek Seungmin gerekse diğerleri onu her saat başı kontrol ediyordu. İyi olup olmadığından emin oluyorlardı.

Journey ♧ HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin