Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bedenine en uygun giysileri seçmeye çalışırken gözleri sürekli etraftaydı. Gaulle'nin bu şüpheli davranışları Bay Lois'in dikkatinden kaçmamıştı.
"Sorun nedir?"
Gözlerinin odağını kendisine bakan koyu kahvelere verdi.
"Hiç."
Biraz daha bakındıktan sonra kendine bir kaç parça giysi bulabilmişti. Ancak dikkatti hala tam olarak kıyafetlerde değildi. Yakalanmaktan korkuyordu.
"Bunlar uygun."
Gözlerini son bir kez daha etrafta gezdirip rahat bir nefes verdi. Takip edilmiyordu ve etrafta şüpheli birileri yoktu. Kafasına büyük ve onu kamufle edecek bir şapka da bulmuştu.
"Bunlar size borcum olsun bayım. Bir gün kendi paramı kazandığımda ödeyeceğim."
"Kendinizi borçlu hissetmeyin lütfen bilakis benim size bir borcum var."
Gaulle ne demek istediğini anlayamamıştı.
"Sizin bana nasıl bir borcunuz olabilir ki? Tanıştığımız günden beri benim için yaptıklarınıza minnettarım."
Hem de o kadar minnettardı ki? Hangi borç can borcundan daha üstün olabilirdi. Gaulle ona bir can borçluydu...
O gün eğer karşısına çıkmasaydı belki de yakalanacaktı. Hatta belki değil kaçacak bir yer bulamadığı için eninde sonunda yakalanacaktı.
Ama Tanrı kendisine yardım niyetine, bu kanatsız meleği göndermiş olmalıydı.
"Yakında anlarsınız Celin. Buyrun gidelim."
"Bayım buraya bakar mısınız?"
Bay Lois arkasını döndüğünde Celin elinde tuttuğu bereyle gülümseyerek ona bakıyordu.
"Bu size çok yakışacaktır."
Ellerini onunkilerin üstüne koyup,bereyi aldığında, bir tebessümle kafasına geçirdi.
"Çok yakışıklı oldunuz." İltifatının arasında utanarak gülümsedi. Ancak asla yalan söylemiyordu. Bu adam fazlasıyla yakışıklıydı. Kız kardeşleri ve kendisini yetiştiren yaşlı kadının sözleri geldi aklına. 'Boyunuz şu dolaba yettiğinde, eli yüzü düzgün beyler bulup atlayın peşlerine, kuş olup uçun bu kafesten.'
O vakitler ne demek istediğini anlayamasada, bugün o öğütlerin altı boş masallar olmadığını çok iyi anlamıştı.
Sonuçta o vakitler, o adamın ne kadar zalimleşebileceğinden bihaberdi.
"Sizin güzel gözleriniz, beni öyle görüyorsa öyleyimdir." Nazikçe uzattığı koluna Gaulle de nazikçe karşılık vererek girdi.
Aldıkları giysilerin fiyatlarını ödeyip Paris'in kalabalık sokaklarında yürümeye başladılar.
Mutluydular.
Peşinde ki gözlerden bihaber oldukça huzur doluydular.
Uzaktan ikiliyi gözlemleyen uzun boylu adam, adımlarını hissettirmeden arkalarından geliyordu.
Onları gidecekleri son sokağa kadar uzaktan takip etti. Ve nihayet bir eve girdiklerinde makinesini çıkartıp, sokağın ve evin fotografını çekti
...
"Bay Gaulle, nihayet kızınızı bulduk efendim. Bir genç adamla birlikteydiler. Sanırım kendine kalacak bir yer bulmuş olmalı."
Çıkarttığı fotoğrafları özenle masanın üzerine bıraktı.
"Ne yapalım?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.