Namjoon herşeyi planlamıştı. Çevresi aracılığıyla kızların bu akşam, şu anda bulundukları restoranda yemek yiyeceklerini öğrenmiş ve grubuyla birlikte oraya tesdaüfen gitmiş gibi yapacaktı. Jennie ve Jisoo'yla da arkadaş denilebilecek kadar iyi anlaştığından işi hiç de zor olmayacaktı. Taehyung'ın ise hiçbirşeyden haberi yoktu. Oracıkta kalpten gitmese iyiydi. Taehyung'ı ikna edebilmeyi başaran kişi zor da olsa Jimin olmuştu.
İçeri girdiklerinde Namjoon'un gözü etrafta gezindi. Jimin eliyle fark ettirmeden kızların masasını gösterdiğinde oraya yürüdüler.
Taehyung'ın kalbi mekana girdiği anda ritminden çıkmış içine bir anda anlam veremediği bir enerji gelmişti. Bir şey onu kendine çekermiş gibiydi. Bu hissi tanıyordu. Genellikle o kıza baktığında oluşuyordu bu. Düşüncelerine son vermeye çalışarak arkadaşlarını takip etti.
Ve beklenen olmuştu. Jisoo'nun bakışları Namjoon'u bulduğunda önce başlarıyla selamlaştılar.
"Ah siz de mi buradaydınız?"
"Bir değişiklik yapalım dedik, siz de öyle yaptınız galiba."
Lafa Jennie girdi.
"İsterseniz bize katılın." Bakışlarını Rose ve Lisa'ya döndürdü. "Ne dersiniz kızlar hem kaynaşmış oluruz."
Rose gülümseyerek onayladı.
Taehyung'ın gözleri olması gereken yerdeydi; Lisa'da. Ama o soğuk bakıyordu. Herkesten daha soğuk. Jennie'nin sorusuna tepki verme gereği bile duymamıştı. Bu içinde bir şeyleri kopardı. Ancak herşeye rağmen yakından çok daha fazla güzel olduğunu fark etti. Yüzünde yok denilebilecek kadar az bir makyaj vardı ve bu halini hiç görmediği halde her zamankinden çok daha tanıdık gelmişti... Bu kızda büyük bir gizem vardı... Ve sebebini er ya da geç bulacaktı.
O düşüncelere dalmışken Namjoon çalışanlara söyleyip iki masayı birleştirtmişti bile.
Herkes yerleştiğinde Jungkook ve Taehyung hala ayakta dikiliyordu.
"Siz davetiye mi bekliyorsunuz?"
"Hayır hyungumu bekliyorum."
Taehyung Lisa'yı daha rahat izleyebileceği bir konuma oturduğunda Jungkook'ta peşinden oturmuştu.
Daha doğrusu hyungları Taehyung için en güzel köşeyi boş bırakmıştı.
"Hayat nasıl gidiyor kızlar?"
Namjoon kaynaşmak amacıyla ilk soruyu yöneltti.
Jennie atılgan bir tavırla cevapladı.
"Güzel ama yorucu tahmin edersiniz ki."
"İnanamıyorum." Diye fısıldadı Rose duyulmayacağını zannederek. Ancak Jimin yüzünün her hareketini takip ettiğinden anlayabilmişti.
"Neye inanmıyorsun?"
"Resmen şuan da koskoca Bangtan'la yemek yiyoruz şaka gibi." Kimse onun gizli bir army olduğunu bilmiyordu tabi.
"Siz de koskoca Blackpink'siniz ama kendinize haksızlık etmeyin." Gülerek yanıtladı Jimin, kendi sarışınını.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Encore | Taelice
Romantizm"Bir gün yeniden doğsam bile yine seni bulacağım sevgilim." "Dünyanın öbür ucunda olsan bile."