10.HERCAİ

15 5 0
                                    








Bölüm Şarkısı
Mavi Gri - Yanlış Liman
(Bu şarkı tam Asu'ya ait)
Keyifli okumalar 🌸




10.HERCAİ

Sude'nin elleri onun sırtındaydı. Gökalp'in ona karşılık vereceğini düşünüyordum. Onun dokunuşu kalbimde çarpıntı, içimde depremler yarattı. Böyle bir anı göreceğimi tahmin edemezdim, şu an nasıl hissedeceğimi düşünmedim.

Düşünsem sanki hissedecekti o. Kalbimin bu kadar ağır bir ağrı taşıyacağını düşünmemiştim. Bu his o kadar berbattı ki bir an önce içimden söküp gitmesini istedim. İçimde bir yerler de bir şeyler kanayıp duruyordu. Ve bu kan durmayıp pıhtılaşıncaya kadar canımı acıtacaktı. Onu beklediğim an kendime yazık ediyordum, kim bilir.

Karşısındaki kız tanıdığı birisiydi, sadece bunu böyle biliyordum. Sevdiği kadın vardı neden bunu yaptı? Bana acıdığı için mi görüştü benimle. Ne bekliyordum ki bir yerden darbe yiyecektim. Gökalp'in bakışları yüzümde geziniyordu. Dudakları aralandı bir şey söyleyecek gibi oldu Sude kaşlarını çatarak onun nereye baktığını anlamaya çalışıyordu. Kafasını hareketlendirdiği an onun bakışlarını izlemeyi bırakıp oradan uzaklaştım.

İçimde bir şeyler kırılmıştı, toparlansa da bu beni acıtacaktı. Nasıl dile getireceğimi, bunu nasıl anlatacağımı bilmiyordum. Adımlarımı nasıl attığımı da bilmiyordum. Arkamda gözlü yaşlı bir kadın ve adam vardı. Bense gözyaşlarında boğulmuş bir kadın. Bir adam iki kadın, hayır sil. Bir adam bir kadın, diğeri ise yapayalnız olan kadındı. Adamın sevdalı olduğu kadın vardı. Diğer kadın yanılmıştı ya da kanmıştı adama. Titreyen ellerimi yumruk hale getirdim. Çenemi o kadar kasmıştım ki ağrısını şakaklarımda hissettim.

Gözlerim dolsada akmamak için direniyorlardı. Onlarda benim gibiydi, tutunacak dalları kirpiklerimdi. Gözlerim bulanık olduğunda hemen sildim. Kendime gelmeliydim. Bununla ilgilenmeyi bırakmalıydım.

Figenlerin olduğu yere geldiğimi fark ettim. Ellerimin boş olduğunu gördü. Yanıma yaklaşarak "İyi misin sen?" diye sordu. Dalgın bakışlarımla "Evet," dedim. "Emin misin rengin atmış." dedi. Kafamı sallayarak evet dedim. Yüz ifademi düzeltmem gerekiyordu. Bu halimi görmesini istemezdim. Yüzüme sahte ifadeyle gülümseme takındım. Figen'e dönerek "İyiyim, bir şeyim yok merak etme." dedim. Pek memnun olmuşa benzemiyordu. "Öyle diyorsan öyledir canım," dedi yalanıma ayak uydurarak.

"Domatesler nerede? diye sordu. Gözleri yüzümde dolaşıyordu, tepkilerime odaklanmıştı. "Bulamadım arabada sanırım almamışlar," dediğimde yalan söylediğimi anlamıştı. Kafasını sallayarak içten gülerek "Aman canım yemesinler bir şey olmaz," dedi. Ne olduğunu sormayarak rahatsız etmedi beni. Mangalı Fırat abi ile Kadir hazırlamıştı. Erkekler yerlerine geçmişti, Sudeyi masada gördüm. Gülümseyerek annesiyle konuşuyordu. Ona bakmayı kesip Figen'e yardım etmeye gittim. "Yardım edilecek bir şey var mı?" diye sordum.

"Yok güzelim hazır zaten sen de otur." dedi. Boş yer olarak Sude'nin yanı kalmıştı. Mecburiyetten oraya oturdum. Yemekleri yemeye başlamıştık. İştah açıcı gözükse de yiyesim gelmiyordu. Figen'in annesi tabağımı epey doldurmuştu. En sonunda onu durdurdum, iştah kalmamıştı artık. Gökalp'in sesini duydum "Tuzluğu verir misiniz?" dedi. Tuzluk Sude ve benim önümdeydi. Hiçbir harekette bulunmadım. Sude hevesli şekilde ona doğru uzattı. Ona baktığımda bana bakıyordu, baktığı an gözlerimi ondan çektim.

Güneş batmış, gökyüzünü minik yıldızlar kaplamıştı. Yemekler yenilmiş, çaylar içiliyordu. Erkekler bir konu hakkında tartışıyorlardı. Kadınlar ise mahallelerindeki insanlar hakkında konuşuyorlardı. Sessizce karşımda konuşan kadınları dinlerken bakışlarım dalgındı. Sanki buraya ait değilmişim gibi, fazlalık gibi hissediyordum.

VİRANE GÖNLÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin