(11)civciv

934 40 14
                                    

"evet arkadaşlar artık bizlik bişey yok güzel bir yere gelmek istiyorsanız çalışmanız gerekiyor." Masada oturmuş kafasını telefondan bile kaldırmaya lüzum görmeyen sınıf hocamıza gözlerimi devirdim. Sanki beni duymuş gibi kafasını kaldırıp sınıfta göz gezdirdi "Kendi ayaklarınızın üstünde durmak istiyorsanız aylaklığı bırakıp silkelenip kendize gelmelisiniz. Burada sınava ne kaldı," ayaklandı. Üstündeki takımı düzelti "konular bitti bol bol test çözüp kendizi deneyin, sınırlarınızı zorlayın derim. Tabi size kalmış." Sıraların arasında dolaşıp herkese tek tek bakiyordu "ben sizin için elimden geleni yaptım." Tekrar masasına adımlayıp boş yere kendinde dolaştırdığı kağıtları topladı.

Teneffüs zili çalınca herkes hocanın 'çıkın demesini bekliyordu hoca ağır adımlarla kapıyı açıp. "İyi çalışmalar" dileyip çıkıp gitti.

Masanın üzerindeki kollarıma kafamı koyup sıkıntıyla nefesimi verdim. Lise bitiyordu üniversite sınavına hazırlanmam gerekiyordu derslerim kötü olmasada iyi de değildi. Puanım neye yeterse onu yapmayı düşünüyordum. Ama ya sevmediğim bişey olursa diye de tırsmıyor değildim. Bide annemi hayal kırıklığına uğratmak istemiyordum. Bu yüzden hemen kendime gelip çalışmalıydım.

"kalk kantine inelim." Diyen sarı kafaya baktım. Sınıfta anlaşabildiğim tek insan olabilirdi diğer insanlarla muhabbetim pek olmazdı.

"Sen git canım bişey istemiyor." Cebimden telefonumu çıkardım. "Bi kere de geri çevirmesen bir yerlerimi kesicem." Diyip yanıma oturdu kafamı ona çevirdim. Sarıydı işte bir insanın teni bile nasıl sarı olurdu ama hakkını yemiyim güzel çocuktu erkek güzeli hep dalga geçerdim ama yinede ısrarla iki yıldır arkadaştık.

"İyi kalk lan gidelim." Dediğimde bana baktı gözlerini kocaman açtı hemen ayaklandı "kalk kalk." Dedi aceleyle

"Tabakhaneye bok mu yetiştiriyorsun güzellik." Dediğimde yüzünü ekşiti "deme lan şöyle, hem senin sağın solun belli olmaz her an vazgeçebilirsin." Dediğinde içimde çocuğa hak verdim.

Bende ayaklandım yan yana yürümeye başladık
"Sınavlar giricek gibi."

"Öyle duruyor."dediğimde güldü "hadi lan oradan sen her şekilde kurtarıyorsun ben napacam." Diyen çocuğa baktım benden kısaydı beş santim kadar

"Beraber çalışıp halederiz." Bana bi bakış attı ki bi an ne dedim diye düşündüm önüme geçti cebindeki elini çıkarıp Anlıma koydu. " Ateşin de yok kafanı bir yere mi vurdun özgür."

Eline vurdum çekip güldü "şaşırtıyorsun." Dedi sinsice sırıtıp.

"Ders bahane güzelim amaç seni eve atmak." Karşımdaki çocuk renkten renge girdi gözleri her an çıkıp önüme düşücek gibiydi keyifle sırıtım.  Sonra dediğim şeye ve karşımdaki çocuğa baktım neyin şakasını yapıyorum lan ben. İyice o puşta benziyordum. Yutkunup boğazımı temizler gibi yapıp
"Şaka maka  istersen çalışırız beraber." Diyip kestirip attım.

"Puşt sana bana güzel deme demedim mi lan."

"Güzelsin oğlum yalan mı" diyip ellerimi cebime koyup dikleştim. "Erkek güzeli" Bunu dedikten sonra kantine kadar bir kovalamaca yaşadık boş tehditler hava da uçuştu çarptığımız insanların küfürleri eşliğinde sonunda istediğimiz yere vardık ben tostla meyve suyu alırken o bir kaç çikolata almıştı boş bir masaya geçip oturduk.

Önümüzdekileri yiyene kadar konuşmadık.
"Tercihlerini nerelerden yana kullanıcaksin" diyen sarıya döndüm yeriye yaslanıp iyice yayıldım. "Bilmiyorumm ama ailemden uzaklaşamam. Sen?"

"Bende karar veremedim abim büyük ihtimalle beni uzaklara yollatmaz." Dedi kendi kendine güldü ailesini bir trafik kazasında kaybetmişti sadece on'dan yedi yaş büyük bir abisi vardı. Onu abisi okutuyordu.

"Olmadı burada kalırız sarı sıkma canını." Dedim keyfini yerine getirmek istiyordum. Cevap vermek yerine kafasını sallayıp gözlerini kantinin içinde dolaştırdı bir yere bakıp kaşlarını çattı. Onun baktığı yere bende baktım. Gördüğüm bedeni bir yerlerden gözüm ısırıyordu ama nerden.

"Sence kim o. Okulda daha önce görmemiştim." sanki çok önemli bir şey söylüyormuş gibi bana doğru eğilmişti.

"Serserinin tekidir." Dedim umursamazca ama tanıyordum gibi hallaaaa hallaaa

Etrafına baktı göz göze gelince ilk gözlerini kıstı sonra kaşları havalandı. Ve buraya doğru adımladı gelip tam önümüzde durunca işte o an kim olduğunu hatırladım. Tunç egemen şerefsizinin ortağı gözleri yanımdaki erene kaydı sol yanağı keyifle kıvrıldı. Tekrar bana baktı tanımamazlıktan gelerek.

"Hayırdır kime bakmıştınız." Dedim kaşlarımı çatarak çok erken yaşta yüzüm kırışacaktı.

Serseri bir şekilde"Ayıp ediyorsun yenge."

"Düzgün konuş sikmiyim ağzını." Gelde öfkelenme eren gözlerini kocaman açmış bize bakıyordu ağzı da Aralık kalmış. Kapat kardeşim sinek giricek derdim de uymazdı ortama.

Tunç beni takmayıp kendini erenin yanındaki boş sandalyeye attı eren ne olduğunun anlamadan yaninda oturan çocuğa ağzı açık bir şekilde bakmaya devam etti  "tam da anlatıldığı gibi." Dedi son kez yüzüme baktı sonra yanındaki sarıya döndü

"Selam bebek." Göz kırpıp gerçekten karizma denecek bir şekilde sırıtı, eren yutkundu öyle kısık bir şekilde. "selam" dedi ki etkilenmiş gibiydi bu düşünceyle sıkıntıyla dudağımı dişledim tek arkadaşımın da bir ibne olmasını istemiyordum haliyle.

"Tunç ben." Diyip elini uzatı erenin gözlerini onun eline düştü tekrar yüzüne bakıp elini kaldırıp tunç'un eline sardı. "Eren ben'de." Hemen elini çekti. Önüne döndü gözlerimiz buluşunca hızla kaçırdı gözlerini ne oluyordu lan bu siktiğimin yerinde.

"memnun oldum." Dedi "bende." Sarı ona bakmadan konuşunca tunç sınsı'ce sırıtıp sonra ağzında bişeyler mırıldandı tatlı' hariç bişey duyamamıştım. Umarım düşündüğüm şey değildir.

Yerimde dikleştip Bok gibi kokan ortamı
"ne istiyorsun." Lafımla dağıtım diye düşünüyordum Tunç'un gözleri sarıdan ayrılıp bana değdi sandalyeye iyice yayıldı "seni gördüm bi selam vereyim dedim, kötü mu yapmışım." Kaşlarını kaldırdıp indirdi "hatta çok iyi yapmışım." Diyip erene bakıp tekrar sırıtı yakışıklı bir çocuktu Allah'ı vardı Egemen'in aksine o esmerdi. Benimkinin bembeyaz bir teni vardı. Ne benimki ne diyordum lan ben. Asın beni

Kendime sinirlenip "Kalk git lan masamdan selamın da sana kalsın."diye Çıkışmıştım çocuğa bu sinirimle erenin bakışları bana değdi ona bakmadım onunla sonra özel olarak konuşacaktım.

"Sakin olmayı öğrenmelisin civcivleri ürkütüyorsun." Diyip erene baktı, şu an ben bir hayvana benzetilsem boğaya benzerdim hatta en kızgınından adam yanımda arkadaşıma yürüyordu.

"Sen kalkmıyorsan biz kalkarız, Yürü eren gidiyoruz." Diyen kumral gençle çocuk affaladı kumral ayaklandığı gibi. Onu beklemeden kantinden çıktı.

Eren de ona yetişmek amaçlı ayaklanmışti ama ondan gözünü ayırmayan esmere baktı rahatsizca boğazını temizleyip. "geçe bilirmiyim?" Dedi çekingeyle esmer onun aksine sakince "tabi geç." Demesine rağmen yerinden bir milim bile kımıldamadı

"Bunun için çekilmen lazım."

"Peki." Diyip ayaklanan esmer üsten sarı oğlana baktı güzel diye düşündü bir erkek olmasına rağmen çok güzeldi. Ve güzel olan her şey onun olmalıydı.

Altan ona bakan çocuk"görüşürüz." Diyip yanından sıyrıldığı gibi koşar adımlarla merdivenleri tırmanıcakken arkadan ona seslenen esmerle yutkundu. "görüşeceğiz sarı." Dedi artık görünmeyen sarının ardından"Benim olana kadar. Görüşeceğiz."

Ama istediğimiz şeyler istediğimiz şekilde ilerlemez.

*





Günün ikinci bölümü geçiş bölümleri

Tunç & eren hakkın düşünceler

Bide 👇 Şuraya basmayı unutmayın

GÖR BENİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin