(20) bazı dengesizlikler

933 29 10
                                    

zor zamanlardı... odama geçip, kendimi bile kendimden saklayarak ağlamak isteğiyle dolup taşıyorum... ağlamak, her zaman rahatlamak değildi benim için, çünkü biliyordum ki; ben ağlarsam bu kimsenin umrunda olmayacaktı ne Allah'ın adaletine inanan bir insandım, elbet bir gün ağlatanlar da bir  o kadar rahatsızlanacaktı. Çünkü ben düştüm dediğim her yerde, biraz daha ayaktaydım ve tek başıma sildiğim her gözyaşımda, ilahi adaleti hatırlarım. şimdi mi? düzeliyor dediğim şeyler artık karma karışık
bir hal alıyordu ve ben kendime gelemiyordum.  Ne yapmam gerekiyor onu bile kavrayamiyor akışına bırak özgür dedikçe. Gittiğim yolun yol olmadığını fark ediyordum.

Beni tutup geriye çeken bir şeyler vardı. Beni benden uzaklaştıran.

O kadar şiddetli bir şekilde öksürüyordum ki gözlerim yaşlanmıştı.  Benim öksürük krizimle yere çökmüştüm ve ne ara mutfağa girip bana su getiren ve şu an bardağı dudağıma dayamış bana endişeyle bakan egemenle bir an herşeyi unutmuştum. Hiç bir şeyi sorgulamadan dudağıma dayamış olan bardağı elinden alıp ağzımı aralayıp suyu hızla içtim.

Derin derin nefes alırken egemenin. "İyimisin?" Sorusuyla kahvelerim suratına çıktı. Gözlerinde gördüğüm tek şey endişeydi.  Hemen dibimde yanıma çökmüş egemenin gerçek olup olmadığını anlayamdım neredeyse bir haftadır yoktu ortada  o geceden sonra sanki uravi varlıklar gelip götürmüştu.

Zorla toparladığım sesimle. Sorusuna karşılık vermek istedim. "İyiyim." Fısıltıdan öteye gitmeyen bir sesle. Gözlerim istem dışı yüzünde dolaştı. Morluklar vardı kaşı, anlı yarılmış dudağı patlamış elmacık kemikleri üzerinde çürükler vardı. Kavgaya mı karışmıştı.

İçimde merak tohumları filizlendi.  Gözlerinin altı çökmüştü siyah halkalar çevrelemişti. Gözlerim boynuna indi bu yaraların devamı da vardı. Emindim. Gerisini göremedim boğazlı kazak yüzünden.

Onun sesiyle gözlerim tekrar yüzüne çıktı. "Beğenmedin mi yeni stilimi?" Alaya bürünen bu sırıtışın ardında yaralı bir aslan vardı. Bi an yaşadığı herşeyi anlatsın istedim.  Sonra bu istediğimi sorguladım onun hakkında bişey merak etme hakkım yoktu.

Meraklı ve ya endişeli görünmemek için "Mor sana çok yakışmış." Dediğimde sırıtışı daha da genişledi. gözlerinin önüne gelen Dağınık olan saçlarını parmaklarını geçirip geriye yatırdı. "Sana da çok yakışıyor." Diyip gözlerini açık yakamdan görünen boynuma indirdi.

bu hareketiyle o günü anımsayınca Isırdığı yer sızladı bi an.  "Piç" diye mırıldandım gözlerini yüzünden çekip yerden destek alarak ayağa kalktım. Bu hareketimle o da yerinde doğruldu. Benden uzun olması cidden acayip Can sıkıcıydı.

Dar pantolunu ve boğazlı kazakla mafyaları anımsatıyordu. Bi kabanı eksikti. Bide atkı. Çok havalıydı kabul ediyorum. Ne düşünüyorum ben böyle amına koyayım.

Dağılan üstümü düzeltirken "Her kim yapmışsa ellerine sağlı." Dedim alayla.

"O zaman benimde ellerime sağlık." Diyip lafı yapıştırdı.  Onunl asla laf dalaşı yapamıyordum koydu mu oturtuyordu. Bıkınlıkla oflayıp suratına baktım.

"Amına koyayım ben senin ellerinin." Diyip kaşlarımı çattım. "Şimdi gelelim senin sebebi ziyaretine." Sorgularçasına tek kaşımı kaldırdım.

Derin bir nefes aldı "Özledim." Diyip dudak büktü.
"Bi kaç saatini bana ayıra bilirmisin?" Sorusu kaşlarımın havalanmasına neden oldu nasıl bu kadar açık olabiliyordu. Bunu nasıl başarıyordu.

"Belki rüyanda, şimdi evimi terk et." Ne zaman kapatığını bile bilmediğim kapıyı tekrar açıp elimle ona yolu gösterdim. Siyahları önce yüzümde dolaştı sonra havada olan elimde. Alt dudağını ağzının içine çekti. geri serbest bıraktı ıslatığı dudağına kaydı bakışlarım. Çok davetkar bir görüntü.

GÖR BENİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin