(8) vicdan muhasebesi

1K 37 1
                                    

İyi okumalar:)



"abi annem git abine söyle gidip ekmek alsın dedi." Kapının aralığından kafasını çıkaran çocuğa ters ters baktım. La havle

"Git anneme abim ekmek almak istemiyormuş de." Diyip tekrar telefonuma gömüldüm, hiç bir güç beni bu oyunun başından kaldıramazdı. Varsa öyle bir babayiğit buyursun gelsin.

"Kalk sen söyle." Diyen çocuğa bakmasamda kaşlarını çattığını sesinden anlıyordum.

"Asım yürü git asabımı bozma abicim hadi." Sakin sakin konuştum anlaması için.

"Anneğ" Diye bağırdığın da elimde olmadan irkildim ve vuruldum öldüm melul melul telefon ekranına bakarken"abim git sen al diyor."bi İftira atmadığı kalmıstı telefonu sakince yatağa bırakıp ayaklandım. Bunu gören çocuk hemen kaçmaya hazırlanmıştı bile.

"Ulen ben seni." Diyip öne doğru atıldım ama o çoktan yok olmuştu arkasından koştum ama o annemin arkadasına saklanmıştı.

"Ay oğlum ne oluyor."

"Anne ver şu oğlunu az sevip geri vericem." Elimi ona doğru uzatım.

"Anne verme vurur beni." Annemin kolunun altından kafasını çıkarmış. Bana bakıyordu, ulen şeytanın çırağı yakalarım ben seni kuytularda.

Kaşlarını çatan annem."Çocuk sırf gelip git ekmek al demiş diye dövülür mu."

"Konu o değil, anne ya. Hem niye o gitmiyor eşşek kadar adam" diyip elimle şeytanın çırağını işaret ettim.

"Hava kararmış bu saate yedi yaşındaki çocuk dışarı yollanılırmı." Dik dik baktı bana

"Bende çocuğum. ben niye gidiyorum ya " Diyip kendimi gösterdim. Gözlerimi kırpıştırdım"Ya bakkalcı teyze bana göz koyarsa, ya organ mafyaları kaçırırsa beni, ya biri beni bıçaklarsa ya da kör kurşuna gidersem ya-" annem sert bir şekilde sözümü kesti, Tamam biraz abartmış olabilirim azcik

"Ay tamam özgür Sus ben gider kendim alırım, sana bişey olmasın rahatına bak sen." Diyen kadına yönelik şiddetle ofladım vicdana oynuyordu.

"Anneye oflanmaz. Geç sen odana yemeğini de ayağına getiririm." Diyip üzgün bir şekilde ocaktaki neduğu belirsiz yemeği karıştırmaya devam etti.
Ortada göt gibi kalan çocuğa kaydı gözüm. Ona pis pis baktım o da bana kocaman sırıtı.
'gösteririm ben sana' şeklinde kafamı salladım ona, oysa daha çok sırıtı.

"İyi tamam gidiyorum." Dedim bıkın bir şekilde mutfaktan çıkıcaken. "Yok canım sen zahmet etme." Diyen kadınla gözlerimi devirdim.

"Hakkını helal et sen yinede annem, gidipte dönmemek var... hayat." Bizde kendi çapımızda iyiydik yani konu anne yüreğiyse.

"Özgür Allah korusun!" Kızgın çıkan sesle Sırıtım

dış kapıyı açıp ayakkabılarımı giyip çıktım.
Bir sokak aşağı da olan Aysu ablanın bakkalına hemem ulaşmak için hızlı hızlı yürüyordum.

Vardığımda açık olan kapıdan girip hemen görüş acıma giren önünde bişeylerle uğraşan kadına."kolay gelsin abla." Diyip tezgaha yaklaştım.

Sesimle hafif irkilsede belli etmedi "Sağol özgür'üm hoş geldin." Kocaman gülümsedi.

"Hoşbuldum, nasılsın abla." Diyip kollarımı tezgahın üzerine koydum az sohbetten bişey olmazdı.

"İyiyim iyi teşekkür ederim, Sen nasılsın?annen nasıl?"gözündeki gözlükleri çıkarıp bana tatlı tatlı baktı.

"Sağlığına duacıyız güzellik" diyip gülümsedim. "Bunun şerefine bana iki ekmek fişeklersin artık."göz kırptım serseri bir biçimde. Aysu ablanın kocası salih abi şerefsizin önde gideniydi karısını çalıştırır ama o evde yan gelip yatardı, ama yinede kadın kocasını severdi. Hatalarını hep görmezden gelirdi, aşk bu olsa gerek.

Kıkırdayıp ayaklandı alışıktı bu hallerime. İki ekmek alıp tezgahtan poşet alıp içine koydu bana doğru uzatı"al bakalım yakışıklı."diyip benim gibi göz kırptı sırtışım büyüdü. Ödemesini yaptıktan sonra vedalaşıp evin yolunu tutum bu defa da.

Gözüm istemeden sokağın sonundaki markete kaydı. Aceba hala orada mi çalışıyordu? Yoksa anlık girip çıkmışmiydi? kapıma kadar geldiği günün üstünden iki gün geçmişti. Allahtan tatil günlerine denk gelmişti yarin tekrar okul vardı bir an önce bitsede ben de üniversite seçimlerimi yapıp kurtulsam o okuldan.

Yaklaşık otuz saniye kadar baktım markete sonra neden baktığımı sorgulayıp. önüme döndüm ağzımda bir şarkıyı mırıldana mırıldana yürüyordum.

Sonra bir ses geldi.  ardından bir inleme kafam hızla solum da kalan iki  abartmanın arasında ki boşluğa kaydı kalbim korkuyla atmaya başladı. Sonra anneme sırf  dışarı çıkmamak için dediğim şeyler geldi hay ben ağzımın bağını sikim.

keşke başka bir şey isteseymişim olurmuş

Sonra birşeyin devrilme sesi geldi hemen sağımdaki arabanın arkasına saklandım. Kafamı hafif kaldırıp gözlerimi oraya diktim adrenalinin damarlarımda dolaştığını hissedebiliyordum.

Ben meraklı gözlerle orayı izlerken simsiyah giyinmiş kafasına siyah bir şapka takmış bir adam çıktı kafamı hızla eğdim. Nefesimi tutum. ama merak işte tekrar kaldırdım kafamı adam sağına soluna baktı ilk sonra buraya baktı bir an göz göze geldik sandım. Kafamı tekrar eğdim sonra dualarımı ettim. Her şey buraya kadarmış az yaşamadım on sekiz yıl meşgul ettim dünyayı tam on sekiz yıldır oksijen tüketiyordum. Kim bilir kimlerin hakkına girmiştim.

Ben içimde ölüm senaryoları kurarken ayak sesleri geldi ama bana doğru değil uzaklaşıyordu. Biraz daha bekleyip kafamı kaldırdım ama kimse yoktu. nefesimi sakınce bıraktım ecel terleri dökmüştüm resmen Allah'ım çok şükür biraz daha meşgul edebilirdim dünyayı.

Temkinli bir şekile çöküp kaldığım yerden ayaklandım. Gözüm tekrar abartman boşluğuna kaydı aceba o adam orada birine bişey mi yapmıştı. Gidip bakmalı mıydım? yoksa çekip gitmeli miydim? Sağıma soluma baktım. alt dudağımı dişlerimi arasına alıp stresle ısırdım. Ya kötü durumdaysa? belki de öldürülmüştür? polisi aramalı miydim? Ya da ambulans?

Duruduk yere başımı belaya sokamazdım görmezden gelmek en iyisiydi tekrar oraya bakmadan yürüdüm. Kulaklarımı dolduran acı dolu inlemeyle gözlerimi sımsıkı kapatım. Ve o an içimde bir yerde kafasını çıkarıp bana bakan merhamet duyguma yenik düşüp oraya yeri döndüm.

Küçük adımlarla oraya vardım sokak lambanın ışığı sayesinde az çok seçilen yere yöneldim sırtını duvara yaslamış adam girdi görüş acıma bir dizini kendine çekmiş birini de uzatmış bir şekilde oturyordu ve sağ eli karnın üstündeydı kafası önüne eğik bir şekilde duruyordu adım seslerimden olsa kafasını hafif kaldırıp Altan bana baktı gördüğüm tanıdık gözlerle kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. Ağzım da peşi sıra açıldı.

Burada ölmeyi bile beklerdim ama, bu görüntüyü görmeyi beklemezdim.  Fırsatım varken gitmeliydim

Ama şimdi yandı gülüm keten helva.











🙄 Bu da buraya kadardı,
Düzenlemeden attım kusurlarım varsa affola

Ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz. 🤝




GÖR BENİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin