GÖR BENİ

(19) gerçeklik algısı

ensesinde hissetiği sıcaklık git Gide Gide yakıcı bir boyuta ulaşmaya başladığında yavaşça araladı kahvelerini.  Başını yasladığı  yastık içeri çökmüş bir gözünün görüş açısını kapatıyordu tek gözle etrafı taradı odasındaydı ama niye bu kadar sıcakladığını anlayamadı. Unutuğu sıcaklık tekrar ensesine çöktüğü an kalçasına yaslanan başka bir sıcaklık hisseti. Arkasını dönmek istediği an ensesine yaslanan  parmaklarla olduğu yerde kaldı.

Ensesine değen sıcak soluklarla nasıl bir anda olduğunu kavrayamiyordu daha kuvvetli bir hareketle  kalkmaya çalıştığı. An arkasındaki beden tarafından yatağa yapıştı. Aynı anda kalçasını sürtünen sıcaklık başka bir boyuta ulaşmaya başlıyordu  nefesi kesildi. Sonra kulaklarını dolduran kesik nefesler içerisinde.

"Dayanamıyorum." Diye fısıldadı

Yaşadığı hazla Hafifçe inlerken. Nasıl bu duruma düştüğünü bile sorgulamıyordu. Arkasında git gide saniye saniye sertleşen Egemen'in aletiyle ona uyum sağlıyordu bütün algılarını kaybetmiş gibiydi.

İçindeki tedirginliğin yavaşça dağıldığını hisseti. Kendini tamamen arkasındaki bedene bıraktı. Ensesine değen yumuşak dudaklarla.  Kanının alt tarafına hücum ettiğini hisseti.

"Öldürüyorsun beni" Diye inleyen beden ona hiç yardımcı olmuyordu. Kendini arkasındaki sert ama sıcak alete doğru itme isteğiyle yanıp tutuşuyordu.

yaşadığı zevkle gözlerini yumup derin bir nefes aldı tekrar açmaya çalıştığı an açamadı biri göz kapaklarını tutmuş gibiydi. Zorlansada gözlerini araladığında  Arkasındaki bedenin önce sıcaklığı sonra da kendisi yok oldu geriye  hızlı hızlı aldığı soluklu bir özgür kaldı

Algıları yavaş yavaş yerine gelmeye başladığında yüz üstü yatakta döndü nemlenmiş olan kahvelerini tavana dikti bir kaç dakika öylece kaldı gördüğü rüyanın etkisiyle sessizce yutkundu kahveleri bu sefer de odasının penceresine kaydı güneş doğmamış ama aydınlanmıştı gökyüzü.

İçindeki büyümeye yüz tutmuş sıkıntıyla dirseklerinin üzerinde havalanıp kahvelerin büyümüş uzvuna dikti.
Gördüğü rüyanın gerçeğinde hiç bir farkı yoktur bu beklediği bir manzaraydı.

Düşünmemeye çalışarak sıkıntıyla şikayetini belli edecek bir şekilde nefes alıp verdi  yerinden kalktı tek çözüm yolu olarak banyo almaya karar kıldı Dalgın bir şekilde odasından çıkıp ortak banyoya girdi. Kapatığı kapıya sırtını yasladı.

Boğulanan gözlerini sımsıkı yumdu. Suçluluk duygusu gelip göğsüne oturmuştu. Sürekli dibinden olduğu yetmiyormuş gibi artık rüyalarına da giren egemenle ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Karşılık verse asla kabul görmeyeceğini biliyordu. Annesinin yüzüne nasıl bakardı.

Rüyanın etkisini hala üzerinden atamamıştı.  sırtını yasladığı yerden çekip önce üzerindeki tişörtü sonra altındaki pijamayı çıkartı neredeyse karnına değen organıyla bir kaç saniye bakıştı öylece.

Sitem dolu bi sesle. "Siktiğimin rüyası." Diyip duş başlığının altına girdi ayarladığı su yumuşak bir şekilde vücudunu ıslatmaya başladı. İnce parmaklarını ıslanan saçlarına daldırıp geriye doğru yatırdı. Zonklayan aletinin bir sıcaklığa ihtiyacı vardı ama sanki dokunsa bu günahı kabul edecekmiş gibi hissediyordu.

Kendini sıcak suyun rahatlatıcı etkisine bıraktı hızlı bir şekilde duşunu aldı. Kapının arkasındaki havluyu beline dolayıp gergin adımlarla odasına girip kıyafet dolabından mavi kot pantolon ve siyah bol bir tişörtü hızlı hareketlerle üzerine geçirdi. Dolabın kapağında olan boy aynasından kendine şöyle bir baktı. Gözlerini yumduğu an gözlerini önüne gelen rüyayla derince yutkundu.