Kütüphane

72 8 1
                                    

-öğle arası-

Derslerden sonra bir kızdan ders programını istedim, ders programını defterime not aldım.

Çantamdan ilaçlarımı alıp lavaboya gittim, bu ilaçları aç karnı içmem gerekiyordu, lavaboya girdim.

Musluğun yanıma gidip ilaçları içdim, bir süre sonra ilaçların tadı gelmiyordu, ilaçları cebime koydum.

Biraz aynada yüzüme baktım ama bir şey çok tuhafdı çok sessizdi sanırım tek kişi bendim ve bu yanlızlık çok iyi değildi, tekrar o his geri geldi takip edilme hissi.

Ellerim titremeye başladı bunu düşünmek bile çok korkutucuydu, etrafa bakındım içimden biri varmı diye sormak geldi ama yapamadım, bir şey boğazımı sıkıyordu hemde çok sertçe.

Hemen lavabodan çıktım. Boğazımın sıkılma hissi gitmişti ama o takip hissi hala vardı, adımlarımı hızlandırıp sınıfa gittim. Sınıfın kapısında Dream vardı.

Dream: Yine mi aynı durum.

George: Hayır, sadece doktorum aç karnı ilaçlarımı öğünlerden önce içmemi söyledi.

Dream: Anladım, ilaçlarını bırak gel, kütüphaneye gitmeliyiz.

George: Neden kütüphaneye gidicez.

Dream: Sana olan bitenleri anlatıcam, hem kütüphane öğle arasında daha sakin kolayca konuşabiliriz.

Başımı salladım, sınıfa girip ilaçları çantama koyup Dreamin yanına gittim.

George: Tamam, hadi gidelim.

Kütüphaneye doğru yürümeye başladık, kaybolma hissi biraz geçmişti, aklıma Dreame o silüetten bahsetmek istedim ama gerekli olduğunu düşünmedim. Ellerimle oynamaya başladım. Kütüphaneye gelmiştik, kapıdan içeri girdik.

İçerde çok kişi yoktu bizle birlikte yedi kişi vardı. Dream haklıymış cidden öğle arası çok sakinmiş, sadece kuş cıvıltıları ve eski kitap kokuları vardı.

Felsefe kitaplarının olduğu rafın önündeki masaya oturduk. Yan tarafımızdaki masanın tartışması kolayca duyuluyordu, sanırım bir klüp tartışmasıydı. Aniden çocuk ayağa kalktı ve baya uzun boyluydu.

Ranboo: Şimdi bir senarist nasıl bulabilirim niki.

Niki: Maalesef bulmalısın Ranboo, Karlın yerine şimdilik bir senarist gerekiyor, yoksa oyunu yetişteremeyiz.

Ranboo: Onu git Sapnapa anlat Karlın yerine senarist beğenmiyor beyfendi, ne yaparsak yapalım kimseyi istemedi.

Niki: Biliyorum ama biri lazım Sapnap istemese bile bulmak zorundayız.

Ranboo: Tamam ama ilk önce Sapnap duygularına hakim olsun valla aşk acısını çekemem onun.

Niki: Tamam tamam ama sakın yine kavga etmeyin bu seferde sizi ben çekemem, geçen sizi ayırcaz diye Wilburun suratına yumruk atın.

Ranboo denen çocuk yerine geri oturdu ve daha kısık sesle konuşmaya başladı.

Dream: Sapnap yine kavga çıkarmış sanırım.

George: Arkadaşın mı?

Dream: Evet çocukluğumuzdan beri arkadaşısızdır.

Dream sözünü bitirdiğinde asıl konuya girdim.

George: Peki bu olay nedir?

Dream: Bu olaylar uzun süredir var ve hepsi o eski lunaparkın çevresinde gerçekleşti ama hiç birine ait bir iz bulunmadı sadece kendilerine ait eşyalar Karlın ayakkabısı gibi.

George: Anladım peki polis bir şey yapmıyormu?

Dream: Yapıyorlar ama polis buraya çok uzak o yüzden çok bir şey yapamadılar ama bir kaç gün sonra özel ekip gelcekmiş.

George: Çok tuhaf geliyor.

Dream sözüne devam etti.

Dream: Asıl konuya gelirsek bu herif sadece orta okul çocuklarını kaçırırdı ama bir süre sonra bizim okuldan olanlara dadandı.

George: Bunlardan ikisi şimdilik Karl ile Tubbo demi.

Dream: Evet ama bu herifin durmayacağı kesin, şimdi sana bahsetmek istediğim şey Tubbo ve Karlın kaçırılma olayı hakkında.

Dikkatlice Dreami dinlemeye başladım.

Dream: İlk başta Tubbodan bahsediyim. Tubbo gece dokuz suları gül bahşesindeydi ve gül bahşesi parkın yukarısında kalıyor, oraya giden polisler bir boğuşma olduğunu fark ediyor Tubbo ilk başta kaçmaya çalışmış ikinci seferde herifin eline düşmüş. Orda kurtulmaya çalışırken rozetini düşürmüş ve polisler sadece rozeti buldu.

George: Yani bu herif Tubbonun burda olucağını biluyordu ki böyle bir saldırıda bulundu.

Dream: Her şey olabilir kimse nasıl neden yaptığını bilmiyor.

Dreami dinlerken gözüm rafların arkasında ki o kişiye çarptı, o siyah giyimli herif di. Korkudan boğazım kurumuştu.

Dream: George iyi misin?

George: E- evet iyim şey sadece şurda ki rafa gitsem sorun olurmu kitaplara bakmak istiyorum biraz.

Dream: Sorun değil, dilediğini yap.

Masadan kalkıp o rafa doğru gittim. Kimse yoktu, biraz daha etrafa bakındım.

Aniden ensemede bir sıcaklık hissettim birinin nefesiydi bu çok yakındı, ellerim tekrar titremeye başladı. Aklıma o olay geldi, ağlamak istiyordum tekrar bunu yaşamak istemiyordum, nefes daha yakınlaştı. Bağırmak istiyordum ama olmuyordu sadece sabit bir şekilde duruyordum, kendime neden diye soruyordum bir kerede bir şey düzgün olsaydı ne olurdu. Nefes artık çok yakındı buz kesildim boğazımın tekrar sıkıldığını hissettim. Sadece içimden tekrar aynı şeyi yaşamamak geçiyordu. Buz biraz erimişdi hızlıca arkamı döndüm

Kimse yoktu, sadece şaşkın şaşkın bakıyordum. Korkudan tuttuğum göz yaşlarım dökülmeye başladı, yere oturdum göz yaşlarını durdurmaya çalıştım, aklımda sadece o olayı yaşamak düşüncesi dolaşıyordu tekrardan bunu kaldıramazdım.

Dream: George ne oldu iyi misin

Bir şey diyemedim, Dreamin sesi beni biraz rahatlattı. Dream yanıma oturdu.

Dream: George ne oldu sana iyi misin sorun varsa anlatabilirsin.

Bir şey diyemedim yine, göz yaşlarım dinmişti.

Dream: Tamam şimdi sakin ol derince nefes alıp ver tamam mı ben burdayım korkma.

Dediğini yaptım, Dream olmasaydı şu an burda ağlamaktan başka bir şey yapamazdım.

George: Dream korkuyorum.

Dream: Tamam sakin ol bunları şu an anlatmana gerek yok biraz dinlenmen gerekiyor, hadi gel çıkalım kütüphaneden.

Dream ayağa kalkmam için elini uzattı, elinden tutup kalktım. Kütüphanenin kapısına gidip, dışarı çıktık. Daha rahat hissediyordum. Dreamle sınıflarımıza doğdu gittik, Dream bana endişeli bir şekilde bakıyordu ama bir şeyde demiyordu.
Sınıflara dağılmadan önce Dream sonunda konuştu.

Dream: Okuldan sonra gölün orda takılabiliriz istersen.

George: Aslında iyi olur.

Dream: Tamam o zaman.

Zil çaldı ve Dreamle sınıflarımıza geçtik.

___________________

Heyyy yine ben ehehehee

Bu bölüm daha uzun oldu sanırım yazarken ben bile yoruldum
( iki saattir tuvaletimi tutuyorum)

Bir sonraki bölümü georgeun travması hakkında olabilir pek emin değilim ama yazınca anlarsınız ehehehe

Neyse byeeee

shiny townHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin