1.5

332 33 77
                                    

Selamlarr, bu haftaki son bölümü de atıp kaçayım, bir süre bölüm (tüm kitaplar için) imkansız çünkü deli gibi hastayım, ve vizelerim içimden geçiyor, mevcut bölüm yazmam imkansız şu anda, ama yine de umarım bu bölümü beğenirsiniz ve hoşunuza gider'
Sizi seviyorum, dua edin bana 🥹✌🏻 hem iyileşeyim diye hem de vizelerim için lütfen!
Hadi öptüm, iyi okumalar, bol yorumlar!

***

Ceylan Tufan

Tesisin tuvaletinde, az önce çantamdan çıkarttığım formayı üzerime geçirmiştim. Şimdi ise aynada kendime sırıta sırıta bakarak, üstümü başımı düzeltiyordum. Abim de dahil herkes şok olucaktı.

Eğlencem var eğlencem.

Çantamdan çıkarttığım glossumu dudaklarıma sürerken, aklıma sebepsiz Cenk gelmişti. Onu daha görmemiştim, daha doğrusu kimseyi görmemiştim. Abimler önce yemek yiyeceğimizi, sonra da bir şeyler içip eğleneceğimizi söylemişlerdi, yemek çoktan yenmişti aslında, sıra eğlence kısmındaydı. Ulan bizim eğlencemizi bile çalıyor adamlar, böyle bir şey olabilir mi ya?

Abime kırk kez, ben gelmiyeyim. Ne işim var onların arasında desem de dinletememiştim, ben de madem geliyorum, bari birkaçının sinirini bozayım diye düşündüm. Hazır böyleyken Mert abilerde, röportajdaki yaptığım şey gündem olup, her tarafta çalkalanınca, intikama başlayalım demişti.

En yakın derbiyi bekliyorduk yani.

Ben de dedim 'e tamam o zaman, ben de orda tepki koyamadım, burda dalga geçeyim milletle?' çok da güzel dedim bence. Fenerbahçeli olmak çok zor be valla bak.

Onu bunu bıraktım da, acaba Cenk'in tepkisi ne olucaktı, onunla en son tesise imza için geldiğimde yüz yüze gelmiştik. Ama elbette o günden sonra yine konuşmuştuk, Cenk bana mesajlar atmış ben de ara ara onu terslemiştim, ya da birbirimizle atışmıştık. Eğlenmeye başlamıştım açıkçası onunla konuşurken, atarlaşmayı da sevmiştim hatta.

Ne dersem diyeyim de bana kırılmıyor beni terslemiyordu. Gerçi ben de eskisi kadar sert şeyler yazmıyordum, daha yumuşaktım. Çünkü o gün söz vermiştim, kimseyi o şekilde kırmayacağım diye.

Zaten o gün bana o kadar iyi gelmişti ki, elimde olmadan yumuşamıştım da. Beklemiyordum ondan böyle bir muamele, beni şaşırtmıştı, hoşuma da gitmişti açıkçası. Cenk gerçekten herkesin hayalindeki erkek türüydü sanırım.

Düşüncelerimden ufak bir iç çekişle uzaklaştım, kocaman sırıtarak bir kez daha baktım aynadaki yansımama. Ardından, fotoğraf çekip storymde paylaştım, üzerine yazdığım cümle ile.

'Renksizlere renk katmaya geldik 💙💛'

Kocaman sırıtarak, telefonumu cebime sokuşturduktan sonra çantamı da alarak lavabodan çıktım. Ellerim cebimde, omuzlarım dik, oldukça keyifli bir biçimde tesisin koridorlarında yürümeye başlamıştım.

Tanımadığım bir sürü simayla göz göze geliyor, onlar bana pis pis bakarken ben onlara sırıtarak göz kırpıyordum. Hatta bazılarına, asla tanımamama rağmen selam bile vermiştim.

Dört sene Hollanda da okumuş biri olarak, kendimi o kadar keko gibi hissediyordum ki, bu halime kıkırdamadan edemedim. Allahım, Mert Hakan Yandaş etkisinin bu kadar büyük olması şaka mıydı gerçekten de?

"Bune lan?"

Sesin geldiği tarafa döndüm, zaten beni görenler homurdanmaya başlıyorlardı ama bu ses biraz koridorda yankılanmıştı. Arkamı döndüğümde, sırıtmamı bozmadan sesin sahibine döndüm.

"Naber?"

Tanımadığım çocuğa yönelttiğim soru ile kaşları havalanmıştı. Başta afallasa da gözleri bende dolandı, "İyi sen?" gerizekalı mıydı bu erkekler acaba, önce bune lan diye bağırıyor, sonra ona selam vermemle anında yumuşayıp iyi sen diyordu, inanılmazlar.

Gökyüzüm, Cenk TosunWhere stories live. Discover now