Alex, Spyle'ın gözlerinin içine bakarak bir an sessizce durdu. Kendisini aniden gelişen olayların ortasında bulmuştu ve her adımının sonucunu kestiremiyordu. Ancak içindeki merak ve istek, onu bu yolculuğa devam etmeye motive ediyordu.
Spyle, etrafındaki ateşlerin bir dokunuşuyla odanın ortasındaki taş platformun üzerine geçti. "İşte ilk adımı atmanın zamanı geldi, Alex. Bu platforma çık ve gözlerini kapat."
Alex tereddüt etmeden adımını attı ve taş platformun üzerine çıktı. Kalbi hızla atarken, gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı.
Spyle'ın sesi tekrar yankılandı. "Bu deneyim, senin içindeki gücün ilk uyanışı olacak. Kendini bırak ve enerjileri hissetmeye çalış."
Birden etrafındaki havada garip bir titreşim hissetmeye başladı. Vücudu hafif hafif karıncalanmaya başladı. O an, onun için farklı bir boyuttaymış gibi hissettirdi. Enerjilerin arasında yüzen bir ruh gibi hissediyordu kendini.
Bir süre sonra etrafındaki titreşimler yavaşladı ve Alex gözlerini açtı. Birden odanın içinde tuhaf ve güçlü sembollerin dans ettiğini gördü. Bu semboller, onun içindeki potansiyelin yansımaları gibiydi.
Spyle gülümsedi. "Bu, senin içindeki enerjiyi gösteren sembollerdir. Onları anlamayı ve yönlendirmeyi öğreneceksin. Şimdi geleceği görmek için ellerini sembollerin üzerine koy."
Alex titreyen ellerini sembollerin üzerine koydu ve aniden bir dizi görüntü beynine akın etmeye başladı. Görüntüler hızla değişiyordu: İnsanlar, yerler, anılar... Aniden durakladı ve etrafında sisli bir manzara belirdi.
Spyle sessizce konuştu. "Geleceği görmek kolay değil, Alex. Ancak bu gücü doğru şekilde kullanmayı öğrendiğinde, bu görüntüler sana rehberlik edebilir."
Alex gözlerini tekrar kapattı ve derin bir nefes aldı. Her ne kadar korkutucu olsa da, içinde yanan merak ve istek, onu bu yolculuğun içine çekiyordu. Artık geri dönüş yoktu. Gölgenin İzleri'nin sahibi olarak, kendisini bekleyen gizemli dünyaya adım atmıştı.
Alex'in ruhu adeta farklı boyutlarda yolculuk ederken, Spyle sessizce beklemişti. Alex'in gözleri tekrar açıldığında, etrafındaki semboller hala dans ediyor ve enerjiler etrafını sarmıştı.
Spyle, bu sefer daha sert bir ifadeyle konuştu. "Artık yeter. Geleceğin sırlarına ulaşmanın ilk aşamasını geçtin. Ancak, unutma ki buradaki her adımın bir bedeli vardır."
Alex derin bir nefes alarak platformdan aşağı indi. Yavaşça Spyle'ın yanına geldi. "Bu ne anlama geliyor? Bu gücü neden istiyorsun? Ve neden beni buraya getirdin?"
Spyle adım adım Alex'e yaklaştı. "Alex, senin gibi özel birinin potansiyelini gördüğümde, onu kullanmanın bir yolu olduğunu biliyorum. Seni buraya getirmem, senin için bir fırsattı. Ancak bu fırsatı değerlendirmen, senin seçimindir."
Alex'in bakışları sertti. "Neden bana zorla yaptırıyorsun? Bu benim hayatım, benim seçimim olmalı."
Spyle alaycı bir gülümsemeyle yaklaştı. "Bir seçim mi? Peki, öyleyse sana bir gerçeği anlatayım. Bu tabloyu ben yarattım. Gölgenin İzleri'nin gücü benim ellerimde. İşte bu yüzden seni buraya getirdim. Bu gücü istediğin gibi kullanmanı sağlayabilirim."
Alex şaşkınlıkla Spyle'a baktı. "Sen mi yarattın? Ama neden?"
Spyle sırıttı. "Gölgenin İzleri, geçmiş ve geleceğin sırlarını içinde barındırır. Bu sırları çözmek, dünyanın en büyük güçlerinden biri olmana yardımcı olabilir. Ancak, tabii ki, bu sırların bedeli de olacaktır."
Alex öfkeyle karşıladı. "Bana neden danışmadan bunu yaptın?"
Spyle aldırmaz bir tavırla omuzlarını silkti. "Çünkü senin gibi yetenekli birine ihtiyacım vardı. İşte bu yüzden seni seçtim."
![](https://img.wattpad.com/cover/350781567-288-k336158.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE Shadow
Mystery / Thriller"Ana karakter Alex Carter, tablodaki esrarengiz gölgenin peşine düşerken galerinin derinliklerindeki karanlık sırların izini sürer. Arayışı boyunca, tablonun sanatçısıyla ilgili korkunç gerçekleri keşfeder ve geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır. Gölg...