Bölüm 16

9 2 0
                                    

Elveda dedikten sonra, Alex ve arkadaşları ayrı yollarına gittiler. Bu olayın ardından yaşadıkları deneyim, onları ömür boyu etkileyecekti.

Alex, gelecekteki kariyerine odaklanmaya karar verdi. Polislik okuluna katıldı ve adaleti sağlamak için çaba sarf etmeye devam etti. Michael'ın anısını her zaman canlı tuttu ve onun için adalet arayışını sürdürdü.

Sophia, sanat yolculuğuna devam etti ve birçok ülkede sergiler açtı. Michael'ın kaybı onu daha da ilham verici bir sanatçı haline getirdi. Her tablosunda, onun anısını yaşattı.

Diğer arkadaşları da kendi yollarını çizdiler, ancak bu deneyim onları bir arada tuttu. Her yıl, Michael'ın anısını onurlandırmak için bir araya gelirlerdi.

Ve böylece, bir grup arkadaşın bağlılığı, cesareti ve adalet arayışıyla dolu unutulmaz bir hikaye haline geldi. Michael'ın ölümünün ardındaki gizemi aydınlatmışlardı, ancak onun anısını yaşatmayı asla unutmadılar.

Alex, polislerle yaptıkları uzun görüşmenin ardından, arkadaşlarıyla vedalaştı ve eve gitmek için yola çıktı. Ancak birdenbire yolda yürümeye başladığını fark ettiğinde şaşkına döndü. Karşısında, kendisinin aynı kopyası duruyordu.

Bu ikinci Alex, orijinal Alex'e gizemli bir şey uzattı. "Bu senin için," dedi ve gülümsedi. Orijinal Alex, ne olduğunu anlamadan önce bayıldı.

Kendisine geldiğinde, bir hastane odasında yatıyordu. Gözlerini açtığında etrafındaki insanlar ona sevindiler. Sophia, arkadaşları ve bir grup doktor onu karşılıyorlardı. Doktorlar, Alex'in neden bayıldığını ve nasıl hastaneye getirildiğini sordular.

Alex, yaşadıklarını anlatmaya başladı. Kendi kopyası, polislerin ölümünden sonra ona bir şey uzatmış ve kendisine geldiğinde hastanede olduğunu fark etmişti. Ancak herkes bu hikayeyi duyduğunda şaşkına döndü.

Bu olayın ardından, arkadaşları ve doktorlar, Alex'in yaşadığı bu gizemli deneyimi çözmek için işbirliği yapmaya karar verdiler. O gece neler olduğunu anlamak ve bu gizemi aydınlatmak için birlikte çalışmaya başladılar.

Alex, hastane odasında yatarken birden hemşire odasına giren bir adamı fark etti. Adamın yüzünde tehditkar bir ifade vardı ve Alex, onun kim olduğunu anlamıştı.

Hemşire, bu kişiye dönerek, "Ziyaretçiniz olduğunu unutmuş olmalısınız, devam edebilirsiniz," dedi.

Bu sırada adam, Alex'e sinsice gülümsedi ve sert bir tonla konuştu. "Alex, bu işin peşini bırakmaman gerektiğini anladın mı? Gölgenin izleri hikayesi, senin için özel bir şey ifade ediyor. Ve unutma, ben seninle her adımda olacağım. Her an sana yakın."

Alex, bu tehditkar konuşmaya karşı daha da kararlılıkla yanıt verdi. "Beni tehdit etmekten vazgeç, Spyle. Senin oyunlarına gelmeyeceğim. Gölgenin izleri hikayesinin sırlarını çözeceğim, ama seninle işbirliği yapmayacağım."

Spyle, bir anlığına şaşkına döndü, ancak ardından sert bir ifadeyle odadan çıktı. Alex, artık bu gizemi çözmek için daha da kararlıydı ve Spyle'in tehditleri onun kararlılığını sadece daha da artırmıştı.

Spyle, Alex'e dönüp aniden gülümsedi, ancak bu gülümseme Alex'i rahatlatmadı. Birden hastane odasının ışıkları gidip geldi, odanın sıcaklığı hızla düştü ve rüzgarın uğultusu gibi tuhaf bir ses duyuldu. Odanın her yerinde garip gölgeler dans etmeye başladı.

Alex, bu tuhaf olayların ortasında, "Ne oluyor burada?" diye bağırdı. Ancak Spyle, sadece gülümsedi ve "Gölgenin izleri, Alex. Seni her yerde takip edecek ve sana gerçek sırları gösterecek," dedi.

Bu sırada odanın ortasında beliren tuhaf bir portaldan başka bir dünya gibi görünen bir yerin manzarası belirdi. Alex'in etrafındaki dünya yavaşça kaybolmaya başladı ve o tuhaf portal Alex'i içine çekmeye başladı.

Alex, bu garip olayların ortasında kendini buldu ve artık çok daha büyük ve karmaşık bir gizemin içinde olduğunun farkındaydı. Gölgenin izleri hikayesinin ardındaki sırları çözmek için bu tuhaf dünyada karşılaşacağı zorluklar daha da artmıştı.

Alex, gizemli dünyadan çıktığında etrafına bakındı. Aniden normal dünyada, bilindik bir hastane odasında buluyordu kendini. Gözleri etrafta dönen beyaz perdeleri ve monitörleri gördü. Bu durum onun için oldukça şaşırtıcıydı.

Hemen yanında bir hemşire duruyordu. Hemşire, "Sonunda uyanmışsınız, endişeleniyorduk," dedi ve Alex'e hafif bir gülümsemeyle bakıyordu.

Alex, başındaki karmakarışık rüya veya gerçek dünyadan kopma hissiyle boğuşuyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Başına gelenleri hatırlamak için zihinsel bir çaba sarf ediyordu.

Tabii, uzun bir devam için hikayeyi genişletiyorum:

Alex, daha fazla bilgi edinmek ve yaşadığı tuhaf deneyimi anlamak için hemşireye sordu, "Neredeyim? Ne oldu?"

Hemşire, "Şu an Paragon Hastanesi'ndesiniz. Sizi bir hafta önce buraya getirdik. Ciddi bir beyin travması geçirmişsiniz. Doktorlarınız sizi izledi ve birçok tıbbi test yapıldı. Şu an durumunuz stabil, ama biz hala ne olduğunu tam olarak anlayamadık," dedi.

Alex, bu bilgileri işlemeye çalışıyordu. "Ama ben bir şey hatırlamıyorum. Son şey gördüğüm, tuhaf bir dünyaydı ve orada biri beni tehdit ediyordu," diye yanıtladı.

Hemşire, "Hafıza kaybı sıkça görülen bir durumdur beyin travmaları sonrasında. Belki zamanla hatırlarsınız, endişelenmeyin," dedi.

Alex, içindeki rahatsızlık hissiyle baş başa kaldı. Tuhaflık dolu rüya gibi bir dünya ve orada yaşadığı korkutucu anılar hala aklındaydı. Ama şu an, gerçek dünyada ve hastanedeydi.

THE ShadowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin