Bölüm 19

8 2 0
                                    

Alex, mahkeme süreci boyunca tutuklu kaldı. Bu süreç oldukça stresliydi. Sophia ise Alex'i desteklemek için her adımda yanındaydı. Mahkemeye gitmek için yola çıktılar, uzun bir yolculukları vardı. Polis memurları tarafından mahkeme salonuna getirildiler.

Mahkeme salonuna girdiklerinde, Spyle Montgomery'nin orada olduğunu gördüler. Alex ve Sophia, bu adamın, Alex'in yakın arkadaşı Michael'ı öldürdüğüne dair somut deliller bulunmasına rağmen nasıl serbest olduğunu anlamakta zorlandılar.

Mahkeme başladığında, Alex mahkeme salonunun içinde beklemeye başladı. Spyle Montgomery, kendini savunurken sinsi bir gülümsemeyle odanın etrafında dolaştı. Alex'in avukatı, kanıtlarını sunarak Michael'ın ölümüyle ilgili bilgi verdi. Ancak Spyle, öldürme suçlamalarını reddetti ve olayın kendisinin işi olmadığını söyledi.

Alex, bu sırada düşünmeye başladı. Spyle'ın bu cinayeti işlemediğini iddia etmesi garip ve endişe vericiydi. Aynı zamanda, Michael'ın ölümü hala çözülememiş bir sırdı. Mahkeme salonu gerilimle doluydu.

Spyle, Alex'e sinsi bir bakış attı ve ona yaklaştı. "Bu işte benim parmağımın olmadığını iyi biliyorsun, Alex," dedi.

Alex, Spyle'ın tehditkar tavrına karşı koydu. "Michael'ın ölümünden senin sorumlu olduğunu biliyorum," diye yanıtladı.

Bu noktada, mahkeme işleyişi uzun bir süreç haline geldi. Alex ve Spyle arasındaki diyaloglar gerilimi daha da artırdı ve mahkeme sona erdiğinde ceza verilip verilmeyeceği hala belirsizdi. Bu gizemli hikaye, yeni bir boyuta taşınıyordu.






Hakim, mahkeme salonunda oluşan gerilimi yatıştırmaya çalışırken yüksek sesle bağırdı, "Sakin olun! Adaletin yerini bulması için herkesin sakin olması gerekiyor."

Bu sırada, bir avukat, mahkeme salonundaki güvenlik kameralarından bir dizi videoyu göstermeye başladı. Kamera görüntüleri, Alex'in Michael'ın boğazına bıçak sapladığını ve onu uçurumdan atmaya çalıştığını gösteriyordu. Alex, bu görüntüleri izlerken şok içindeydi.

Hakim, Alex'e döndü. "Alex Carter, bu kamera görüntüleri, Michael'ın ölümünden senin sorumlu olduğunu açıkça gösteriyor. İddia makamının suçlamaları doğrultusunda sana ciddi bir ceza vermek zorunda kalabilirim."

Alex, mahkemede büyük bir şaşkınlıkla Spyle'a döndü. "Senin oyunların ne tür bir kördüğüm içinde?" diye sordu.

Spyle, sinsi bir gülümsemeyle karşılık verdi. "Birçok şey öğrendin, Alex. Sanırım artık seninle daha önce hiç olmadığı kadar yakından ilgilenebilirim."

Mahkeme duruşması devam ederken, Alex'in ve Spyle'ın arasındaki çekişme daha da karmaşıklaşıyordu.


Hakim, masasının üzerindeki kağıtlara sertçe çarptı ve kürsüdeki yerini aldı. Ciddiyetle yüzüne baktı ve sakin bir sesle şunları söyledi, "Karar verilmiştir. Alex Carter, Michael'ın ölümünden dolayı ikinci derece cinayet suçundan suçlu bulunmuşsunuz."

Mahkeme salonunda bir sessizlik hakimdi. Alex ve Spyle arasındaki gerilim artık doruktaydı. Hakim, devam etti, "Mahkeme, Alex Carter'ın suçlu bulunduğunu kabul ediyor. Ölümünden dolayı Alex Carter, 25 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır."

Alex, bu kararı duyduğunda şok olmuştu. 25 yıl! Gözleri Sophiaya kaydı. Spyle ise tatmin olmuş bir şekilde gülümseyerek mahkeme salonunu terk etti.

Mahkeme sona ermişti.


Alex, koğuşa alındığında hala şokun etkisi altındaydı. Diğer mahkumlar, ona tuhaf bakışlarla karışık merakla yaklaşıyorlardı. Alex, odasının soğuk duvarları arasında tek başına kaldığında, işlediği suçu düşünmeye başladı.

Zaman, yavaşça geçiyordu ve bu sessizlik onun iç dünyasında derin bir düşünce ve pişmanlık sürecini başlatmıştı. Bir zamanlar iyi bir insan olduğunu düşünüyordu, ama şimdi, karanlık bir gelecekle karşı karşıyaydı. Günler geçtikçe, hem içindeki acı hem de mahkumlar arasındaki gerilim arttı.

Alex, artık kendini değiştirmenin ve hatalarını telafi etmenin zamanı geldiğini biliyordu.O, bu zorlu yolculuğun ilk adımını koğuşunun soğuk duvarlarında atmıştı ve bundan sonrası, yeniden iyi bir insan olma yolunda ilerlemek için çıkması gereken uzun bir yol olacaktı.


Alex, koğuşa alındığında mahkumlar ona garip bakışlarla yaklaşmaya başladılar. İlk başta sessiz bir şekilde oturdu ve etrafındakilerle iletişim kurmamaya çalıştı. Ancak zamanla, birkaç mahkum ona yaklaşıp sohbet etmeye başladı.

Bir mahkum, "Yeni buradaysan, değil mi?" dedi.

Alex, hafifçe başını salladı, "Evet, yeni geldim."

Başka biri ekledi, "Sorunun ne?"

Alex, cevaplamakta tereddüt etti, ancak sonra şöyle dedi, "Bir hata yaptım. Bir insanın hayatına son verdim."

Mahkumlar arasında sessizlik hakim oldu, ve sonra biri, "Herkes burada bir hata yapmıştır. Önemli olan, bu hatadan ders çıkarıp daha iyi bir insan olmaktır."

Alex, mahkumlarla konuşmaya başladıkça, onların hikayelerini ve yaşadıkları zorlukları dinledi. Birçoğu hayatlarının farklı dönemlerinde hatalar yapmışlardı, ancak cezaevi, bu hatalardan öğrenme ve yeniden başlama fırsatı sunuyordu.

Mahkumlar arasındaki bu konuşmalar, Alex'in içsel düşünce sürecine yardımcı oldu. Belki de bu süreçte, kendini ve hayatını değiştirmek için bir şans bulabilirdi.

THE ShadowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin