THE Shadow

Bölüm 8

Birkaç gün boyunca, o tuhaf olayları bir kenara bırakıp normal hayatıma dönmeye çalıştım. Güneşli bir sabah, pencereden içeri gelen ışık odamı aydınlatıyordu. Sessizce kalktım, güne taze bir başlangıç yapmaya kararlıydım.

Kahvaltıyı hazırlayıp pencerenin yanındaki masaya oturdum. Sıcak kahvemin buzdolabından çıkan taze portakal suyuyla birleşen kokusu, güzel bir uyum yaratıyordu. Radyo hafifçe çalıyordu, etraftaki sessizlik içinde güzel bir arka plan müziği oluşturuyordu.

Kahvaltının ardından kitaplığımın önüne oturdum. Kitaplar arasında dolaşmak, her birinin sayfalarını karıştırmak beni rahatlatıyordu. Bugün hangi hikayeye dalacağımı seçmeye çalışırken, telefonumun hafif bir titreşimi dikkatimi çekti.

Telefonumu elime alıp mesajı kontrol ettim. Arkadaşlarımdan biri, hafta sonu pikniği düzenlemeyi teklif ediyordu. Yüzümde hafif bir gülümseme belirdi. Son zamanlarda yaşadıklarımdan uzaklaşıp arkadaşlarımla keyifli bir zaman geçirmek iyi gelebilirdi.

Mesajı yanıtladım ve ardından telefonumu bir kenara bıraktım. Dışarıda kuşların ötüşü ve rüzgarın hafif esintisi karışıyordu. Bir kitap seçtim ve pencerenin yanındaki mindere uzandım. Sayfaları çevirirken, kelimelerin içinde kayboldum ve her bir cümlenin tadını çıkardım.

Gün boyunca biraz ev işleriyle uğraştım, biraz da müzik dinledim. Akşam yaklaşırken, arkadaşlarımla buluşacağım pikniği düşünmeye başladım. Onlarla bir araya gelmek, güzel anılar biriktirmek için harika bir fırsattı.

Piknikte güneşin batışını izlerken, etrafımdaki güzellikleri fark etmeye çalıştım. Günün normal ve huzurlu akışında, yaşadığım o garip olaylar bir anlığına geri plana atıldı. Belki de bazen, sıradan anların içindeki huzuru bulabilmek, en büyük maceralardan daha değerli olabilirdi.

**Alex:** (Gülerek) Ya bu sandviçleri kim yaptı? Gerçekten harika olmuşlar!

**Emily:** (Gülerek) Benim eserim! Umarım beğenirsiniz. Tarif sırrımı hiç kimseyle paylaşmamıştım.

**Michael:** (Düşünerek) Bu arada, yeni bir kitap okuyorum. Önerileriniz var mı?

**Alex:** (Düşünerek) Kesinlikle! Son okuduğum kitap, gerilim sevenler için harika bir seçenekti. Sana da öneririm.

**Sophia:** (Gülerek) Alex, sen gerilim kitaplarına bayılıyorsun. Bir ara biraz hafif romantik kitaplara da göz atmalısın.

**Alex:** (Gülerek) Haklısın, biraz farklı tatlara da ihtiyacım var sanırım. Belki de sıradaki kitabım romantik bir macera olur.

**Michael:** (Kahkahalar arasında) Bir gün seni fantastik edebiyata da sokacağım Alex, bak göreceksin.

**Emily:** (Gülerek) Kim bilir, belki de beklenmedik bir şekilde sürüklenirsin.

**Michael:** (Düşünerek) Bu arada, pikniğe güzel bir müzik ekleyebiliriz. Şarkı önerileri olan var mı?

**Sophia:** (Düşünerek) Ne dersiniz, nostalji yapalım mı? Eski pop şarkıları güzel bir atmosfer yaratır.

**Alex:** (Gülerek) Tamam, o zaman en eski pop şarkılarını bulup listeye ekleyelim.

**Emily:** (Kahkahalar arasında) Sophia, sen deyince aklıma eski dans müzikleri geliyor. Acaba pikniği bir dans partisine dönüştürsek mi?

**Sophia:** (Gülerek) Bir sonraki piknik için dans partisi fikri iyi olabilir. Ama şimdilik gülüp eğlenmeye devam edelim.

**Michael:** (Mutlu bir şekilde) Haklısınız, bu anları yakalamak ve arkadaşlarla bir arada olmak gerçekten güzel.