otuz sekiz

14.6K 458 53
                                    

37. bölümü okumayı unutmayın, bildirim gelmemiş olabilir.

Medya: Batu Öztürk

İyi okumalar.💗


Batu'dan..

Kucağıma çıkmış güzel bebeğime baktım. Beni yatağa oturtmuş sırtımı yatak başlığına yaslamıştı. Kucağıma çıkıp makyaj çantasını da karnıma koymuştu. "Bak şimdi, ben sana bunların ne olduğunu söylemeyeceğim, sen yapacaksın."

"Ya bebeğim ben nereden bileyim ne işe yaradıklarını? Adaletsiz oluyor böyle." Ellerini iki yanağıma koyup sıktığında yüzümü buruşturdum. "Çok tatlı görünüyorsun ya."

Bir şey demeye kalkıştığımda izin vermeden kucağımda zıpladı. "Sus, ben ne dediysem o. Karıya hizmet vatana hizmet demektir."

Gülüp ona baktım "Tamam sen ne dediysen o."
Gülümseyip hazır olduğunu belli etti. Makyaj çantasına bakıp elime ilk gelen şeyi aldım. Bir ruj almıştım. Bunu da biliyordum. Zahmet oldu.

Dudaklarına sürmeden ufakça öpüp rujun kapağını açtım. Kırmızı ruju dudaklarına değdirip özenle sürerken bakışları bendeydi.

Ruju güzelce sürüp tamamladıktan sonra rujun kapağını kapatıp makyaj çantasına koydum. Elimi daldırıp bir şey daha buldum. Çıkarıp baktığımda bunun o gün aldığımız kapatıcı olduğunu gördüm. Kapağını açıp ona baktım. "Bunu göz altlarına mı süreceğim?"

"Bilmem, karışmıyorum." Nefes verip göz altlarına sürdüm. Nokta nokta sürüp kapatıcının kapağını tekrar kapattım. Aldığımız makyaj süngerini de alıp krem sürer gibi kapatıcığıyı dağıttığımda yüzünü buruşturdu. "Noldu?"

"Hiç. Devam et." Diğer göz altını da dağıtıp kapatıcıyı kapattım. Makyaj çantasından küçük renkli renkli şeyler içeren bir şey buldum. Üstünü okudum, far paleti yazıyordu .Ona bakıp kaşlarımı çattığımda güldü. "Bu nerene?"

"Bilmem, sence nereme?" Omuzlarımı düşürüp parmağımı pembe rengine değdirip parmağıma baktım. Parmağımda simli simli pembe bir renk vardı.

Parmağımı yanaklarına sürüp tekrar pembeye dokundum. Tekrar diğer yanağına da sürdükten sonra burnunun ucuna da sürdüm. Bunla da işim bittiğinde makyaj çantasının içine koyup başka bir şey baktım.

Elime gelen şey ten rengi bir şeydi. Az öncekine benziyordu. "Bu ne? Bari bunu söyle."

"Bu pudra, göz altlarıma sürmelisin." Başımı sallayıp kapağını açtım. "Fırçayla." Makyaj çantasına bakıp fırça buldum. Fırçanın ucunu pudraya değdirip usulca göz altlarına yanaştım. Hafifçe fırçayı dokundurup çektim. Tekrar pudraya değdirip diğer göz altına geçtim.

Hafifçe sürüp geri çektikten sonra pudranın kapağını da kapatıp çantaya koydum. Bir tane daha şey alıp ne aldığıma baktım. Bu fondötendi. Asena yüzüne sürerken görmüştüm.

"Ama yanaklarına sürdüm, bunu sürünce onlar gidecek. Zaten bunu neden sürüyorsun ki? İhtiyacın yok." deyip çantaya geri attım. "Ya Batu neden sürmedin?"

"İhtiyacın yok." Tekrar elimi çantaya attım. Uzun siyah bir şey çıkmıştı. "Bunu kirpiklerime süreceksin, dikkat et ama."

Başımı sallayıp rimel olduğunu öğrendiğim şeyin kapağını açtım. Bu duruma nereden düştüğümü düşünüyordum. Korkarak güzel kirpiklerine yaklaştım. Usulca değdirip sürmeye başladım. Bazı kirpikleri birbirine yapışmıştı ve göz çevresi siyah olmuştu.

Bir kirpiğini halledip diğer gözüne geçtim. Ellerim titriyordu çünkü ona zarar gelsin istemiyordum, ve rimelden nefret etmiştim. Çünkü çok riskliydi.

Bu kirpiğini de halledip gözlerine baktım. Rimel her yerine bulaşmıştı. "Nasıl oldu?"

"Sonra görürsün." Yüzünü astığında ona gülümseyip kapattığım rimeli çantaya koydum. Elime fırça gibi bir şey geldi. "Bu ne?"

"Bununla kaşlarımı tarayacaksın."

"Kaşlarını tarayacağım? Ne gerek var?" Elimden kapıp kaşlarıma yanaştı. Kaşlarımı elindeki fırçayla taramaya başladı. "Kaşların çok güzel, kıskanıyorum."

"Sendeki her şey herkesten güzel, kendi kaşlarına baksana, çok güzeller." Gülümseyip kaşlarımdan uzaklaştı, elindeki şeyi bana verdi. "Bunun jeli var, ilk ona batırmalısın."

Makyaj çantasının içinden bahsettiği jeli çıkarıp kapağını açtı. "Değdir buna." Elimdeki şeyi jele sürüp çektim. Bana döndüğünde kaşlarını yukarıya doğru tarayıp şöyle bir baktım. Cidden değişmişti.

Diğer kaşına da geçip aynı şeyi yaptıktan sonra jelin kapağını kapatıp elimdeki şeyi de çantaya attım. "Oldu mu?" Başımı sallayıp yanağından öptüm. "Başka yapacak şey kaldı mı?"

"Highlighter sürmedin."

"Neden aydınlasın ki yüzün?"

"Güzel duruyor çünkü."

"Şimdi de güzelsin."

"Olsun." Makyaj çantasından simli bir şey çıkarıp kapağını açtı. "Parmağınla yap." Yüzük parmağımı değdirip yüzüne baktım. Neresine sürecektim?

"Burnumun ucuna ve elmacık kemiklerimin üstüne."
Dediklerini uygulayıp highlighterın kapağını kapattım. "Bitti mi?"

"Evet." Heyecanlı sesiyle cevap verip yandaki aynayı eline alıp yüzüne baktı. "Çok güzel olmuş! Ellerin marifetli bakıyorum da."

"Bu ellerin neler yapabildiğini biliyorsun, deneyimledin." Anında yüzü kızardı, yüzünü boynuma gömdü. Gülerek saçından öpüp kafasını kaldırdım. "Yanlış bir şey yapmadım değil mi?"

"Yani, far paleti göz kapağına sürülür, sen yanaklarıma sürdün." Gülüp cevap verdi, işte şimdi ben utanıyordum.

"Ama hep sürdüğün gibi duruyordu, çok benziyordu." Kafasını sallayıp alt dudağını dişledi. "Bir şey olmamış ki, güzel duruyor sevgilim."

Gülümseyip belinden tutup kendime bastırdığımda karnımdaki makyaj çantasını alıp kenara koydu. "Rimeli sürerken çok korktum." Sessizdi, bir şey düşünüyor gibiydi. "Ne düşünüyorsun?"

"Hiç, hadi yemek yiyelim." Kucağımdan kalkıp odadan çıktı, arkasından bakıp kaldım. Bir anda ne olmuştu?




Ya ne oluyor Asena bozma şu havayı ya

Kontrol etmeden atıyorum, yanlışlarım varsa affedin.💗😬

Oy ve yorum atmayı unutmayın kuzularım.

Sizi çok seviyorum, öptüm.

FORELSKET (TEXTING)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin