en sevdiğim nefretim

oylayalim aa
minsungdiyeolmusum

-
Ertesi Gün

Soobin uçağa binmiş, İtalya'ya gelmişti.
Bang Chan'ın gönderdiği konum bir oteli gösteriyordu.
Fakat Minho şu an otelde değildi, bir parktaydı. Otele gitmeden önce önünden geçilen bir parktaydı,
Soobin onları görmüştü. Yanında birileri vardı, hatta birinin elini tutuyordu. Buraya gelip hem kariyer, hem arkadaş hem de sevgili yapmıştı demek.

Uzaktan onları izlemeye devam edip gizlice Bang Chan'ı aradı.
Telefon anında açılınca,

"Efendim oğlunuzu buldum şu an bir parkta sevgilisi olduğunu düşündüğüm biriyle ve birkaç arkadaşıyla oturuyor."

"Hmm demek Minho bey sevgili de yapmış. Belkide o yüzden gelmedi."

"Olabilir efendim."

"Peki, onların kaldığı otelde boş oda varsa orada kal, her hareketini bilmek istiyorum."

"Tamamdır ben size haber vereceğim"
-

"Cidden ne güzel bir sürpriz oldu ya iyiki gelmişsiniz."

"Neden söylemediniz ki bize?"

"Sürpriz olsun diye dedik ya"

"Ben hala siz nasıl sevgili oldunuz anlamadım. Birbirinden nefret eden insanlar yıllar sonra nasıl sevgili olabildi?"

"Ya Changbin ne taktın kafaya sal şunları ya"

"Ya neyse hadi yemek yiyelim acıktım ben."

"Piknik yapalım ben atıştırmalıkları alırım."

"Şimdi sen kendi sevdiklerini alırsın kesin bende geliyorum."

"Bende."

"Bende."

Böyle böyle herkes gitti. MinSung hariç.

"Min, gerçekten o kadar nefret ediyor muydun benden, haklısın nefret etmekte ama merak ettim."
Karşısındaki oğlandan cevap bekliyordu merakla.

Ve cevap verdi karşısındaki adam

"Seni, senden nefret ederkende çok sevdim."
ve ekledi,
"Sen benim en sevdiğim nefretimsin."

Bu söze tebessüm etti Jisung, yanındaki adamın omzuna koydu başını.
Sonrasında bir şey çarptı gözüne.
Siyahlara bürünmüş bir adam vardı, sanki onları izliyordu. Hemen sonrasında kayboldu adam. Kaşları havalandıktan kısa bir süre sonra boşverdi oğlan.
-
2 hafta sonra

Yeni açılan restorana çoktan gelmiş, çalışmaya başlamıştı tüm çalışanlar.
Burası eskisinden daha büyük ve lüks duruyordu, kısacası mükemmeldi.

Yine mutfaktaydı Minho ve Jisung.
Şu anlık yoktu hiç bulaşık, bu nedenle Jisung Minho'yu izlemeye dalmıştı.

Minho ise başından aşkındı, yemek siparişlerini hızlıca yetiştirmeye çalışıyordu diğer aşçılarla beraber.
Yine günlük rutinlerdi yani.
Sonrasında yine gözüne bir şey çarptı Jisung'un. O daha önceden gördüğü siyahlı adam şu anda restorandaydı ve Minho'yu izliyordu sanki. Ara sırada ona bakıyordu. Tekrardan kaşları havalandı Jisung'un.
Bu adam kimdi? Normal bir müşteri gibi ama sanki onları takip ediyormuş gibiydi.

Ama tekrardan umursamadı Jisung, ne olabilirdi en fazla?

-
"Buyrun efendim"

"Attığın fotoğrafları iyice inceledim, ve araştırdımda, bakıyorumda oldukça mutlu. Benim dediğimi yapmayıp hala orada sevgilisi ve arkadaşlarıyla vakit geçiriyor. Bu sinirimi bozuyor, hemde fazlasıyla. Oraya geleceğim, sana attığım konumda buluşalım. Bu kadar mutluluk yeterde artar Minho'ya."