1.Bölüm

286 14 18
                                    

Dersi ekme kararı aldıktan sonra kaykayımı alıp yola çıktım. Olmassa olmaz kullaklığımı taktım ve müzik çalmaya başladı.

Cadde de az araç olduğu için caddeden başlayarak kaykayımı sürmeye başladım. 15-20dk'ya hedefime gelmiştim. Pisti çevreleyen yeşillik alana oturdum ve biraz hayatı sorgulamaya başladım.

10.sınıftım ve hayat benim için 7.sınıfın başlarında kötüleşmeye başlamıştı. İnsanların mutlu olmasını kıskanmıştım. 'haksızlık, onlar mutlu oluyor da ben neden olamıyorum?' İçimde hep bunu düşündüm 'neden?'.Hayatın gerçek yüzünü ozaman anlamıştım.

Anılarım aklıma geldikçe moralim daha da çok bozuldu. Çantamın içerisinden raskele bir defter çıkardım ve çizmeye başladım. İçimdeki sesleri ve hatırladığım anılarımı arka plana attım. Resmime odaklanırsam unuturum belki. Bir süre resim çizdim bi nevi dünyadan soyutladım kendimi. Ondan sonra da geldiğim yoldan okula gittim.

Okula geldiğimde 2.dersin yeni başladığını bahçede ki C sınıfını görünce anladım. 2.dersleri bedendi. Okulun içerisine girdiğimde. Bilgisayar hocamız Caner hocayı gördüm. İşte şimdi sıçtım kesin. Okul üstümü giymemiştim. Tam merdivenlerden çıkıyordum ki Caner hoca bana seslendi. Sıçtım işte.

Arkamı döndüm ve Caner hocanın yanına gittim. "Efendim hocam" dedim. Caner hoca "sizin sınıfta kopya çekenler varmış. Kim olduklarını biliyorsundur. Söylersen sözlünü yükselteceğim."dedi. Mal bu hoca yemin ederim. Zaten sözlülerim 100. İyi en azından sıçmadım daha. Herneyse konu bu değil. Düşünüyormuş gibi yaptım. Acaba ele versem mi bunları? Kısmen bende varım ama bu işte. Boşver ya belki ileride lazım olurlar. Caner hocaya döndüm. "Heralde yok hocam. Pek dikkat etmedim."dedim. Caner hoca "kopya çeken olursa bana geliyorsun. Tamam mı?" dedi. "Tamam hocam. Şimdi izin verirseniz sınıfıma gideceğim. yeterince geç kaldım dersime." dedim. Ve bir şey demesine izin vermeden merdivenlere yöneldim. Şükür kıyafetime dikkat etmedi.

Sınıf kapısını açtığım gibi kafama kitap yemem bir oldu. Kim attığını anlamak için sınıftakilere göz gezdirdim ve suçlunun Arda olduğunu anladım. Ama tabikide onada sormam gerek. Yanına gittim ve kitabı göstererek "Bunu sen mi attın?" dedim. Kesin Arda içinden bildiği duaları okuyordur şuanda. Endişe ile "Evet" dedi. Kitabı aynı şekil -biraz sert olabilir- onun kafasına attım ve sırama doğru gittim. Sınıfta herkesin bir en'i vardı.işte onlardan bir konuşmaya başladı

'sınıfın dedikoducusu' olarak kabul ettikleri: Selin konuştu. "Caner hoca ile konuşmuşsun Ela söyledi" dedi. Aha şimdi sıçtım ağzınıza. "Evet?" dedim. "Ne konuştunuz?"dedi. "Kopya vakası. Söylemedim sizi ama bu söylemeyeceğim anlamına gelmez. Haberiniz olsun."dedim. Kafamı sıraya koyup uyumaya çalıştım. Çalıştım ama olmadı uykum yoktu. Bilseydim ders boş biraz daha geç gelirdim okula. Kafamı sıradan kaldırdım. Telefonlar toplanmamıştı bende telefonumu çıkardım ve bağlı olan kulaklığımı takarak ML (Mobile legends:Bang bang) oynamaya başladım.

Teneffüs zili çalmıştı heralde. Sınıfta az sayıda öğrenci vardı. Yakalanmamak için bende telefonu kapatım. Bugün sadece ilk ders doluymuş geri kalan dersler boşmuş ve bizi eve göndermiyorlar. Telefonu açmam için teneffüsün bitmesi gerekiyordu. O sırada sınıfın diğer bir eni olan grup sınıfa giriş yapmıştı. Selin dedikodu yaparken duymuştum okulda popülerdiler 4 kişilik erkek grubuydular. İsimlerini hatırlamıyorum valla. Önümdeki boş 2 sıraya oturdular. Tam önümde oturan bana döndü. Ona 'hayırdır' bakışı attım. Konuşmak aklına gelmiş ki konuştu. "Piste ne işin vardı?"dedi. Lan bu beni mi görmüş. Hem ona ne? Şimdi 'sanane yarram' demek vardı. Konuştum."seni ilgilendirmiyor." Sorduğu soru için çok uzun bir cümle oldu ya. "Merak etmiştim sadece kanka."dedi. Sert bir dille "Merak etme ozaman" dedim. Konuyu uzatacağını anlayınca ayağa kalktım ve sınıftan çıktım.

Sorgulanmaktan nefret ettiğimi bildikleri halde sorguluyorlar beni. Sanırım anlamakta sorunları var. Sınıfımla aram çok gariptir ama sınıftakilere göre ben hem sınıfın sessizi
hemde annesiymişim. Annesi demelerinin sebebi aklı başında biri olduğum içinmiş. Çok saçma. Ortaokul 7. ve 8. sınıfta hayatım boka dönmüştü.

Kazıklar,aile baskısı, gelecek kaygısı, iftiralar, taciz etmeye çalışmaları falan işte. Ondan sonra liseye geçtim. Yeni insanlar felan. Ön yargılı yaklaşmıştım onlara 'ya herkes onlar gibiyse' düşüncesi vardı kafamda. Her ne kadar anlaşma biçimimiz farklı olsada en azından yaşadıklarımı tekrar yaşatmıyorlar. Yine de temkinli davranmam gerek ondan dolayı sınıfta yakın olduğum biri yoktur. Hepsi ile iletişimim genelde çok azdır. İşte bu benim.

Ben kim miyim? Ben Asya. Asya Çelik. Fen lisesi 10.sınıf öğrencisiyim. Motorlara baya bir ilgim var. Ailemle anlaşamayan, çocukluğumdan beri psikolojik baskıya maruz kalan biriyim. Anneme göre her zaman mükemmel olmam gerekiyor. Babama göreyse ders notlarım düşmemeli ve dercelere girmeliyim. Genelde her haftam tempolu geçer. Kurslar,dershane,okul felan. Okulda arasıra dersleri ekerim ama annem veya babama yakalandığım zaman ceza alıyorum. Ceza dediğimde aklınıza klasik telefon yasağı, dışarı çıkma yasağı gibi cezalar gelebilir onlarda var ama yemek yememe,şiddet,arkadaşlarım ile iletişimi kesme gibi cezalarda veriyorlar.Onlara göre ceza alırsam onu bir daha yapamayacağım. Ama benim ne kadar inatçı olduğumu anlamıyorlar. Anlamalarını da beklemiyordum zaten onlarda da anlama sorunu vardır. Buda benim hikayem işte. Depresif bir hikaye. Tabi Asya hayatını değiştirecek olan olaylardan habersizdi.

İlk bölümü yayınladım. Beğenmeniz dileği ile...~?

hayat yüzüme gülmüyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin