15. Bölüm

47 5 0
                                    

Telefonu açıp bildirimlere baktım. Sınıf grubu ve ML:BB’den bildirimler vardı. ML:BB’e girip günlük hediyeleri aldım. Hiç oynayasım yoktu. Oyundan çıkıp çalışma masasındaki okuma kitabını aldım. Osamu Dazai'nin öğrenci kız romanıydı. Kısa bir kitaptı. Yatak başlığına sırtımı yaslayıp okumaya başladım.

- - -
Yaklaşık 41 dakikadır okuyordum. Kaç sayfa kaldığına baktığımda 4 sayfa kalmıştı. Kitabı açık bir şekilde ters çevirip yatağın üzerine koydum. Ayağa kalkıp odadan çıktım. Telefona baktığımda saat 1:04’dü. Sessiz olmaya özen göstererek aşağı indim. Mutfağa doğru gitmeye başladım. Umarım yanlış hatırlamıyorum dur. Mutfağa girdiğimde mutfakta biri daha vardı. Işığı açtığımda karşımda Poyraz amca vardı.

“Velet sen uyumadın mı” dedi. “Yok ben uyudum onun ciniyim” dedim. Poyraz amca şaşkınlığını belli edercesine ses çıkardı. Bu cevabı tabikide beklemezdi. Poyraz amca “Velet saat-” sinirle”Amca yeter artık velette velet hani benim ismim varya. As-ya” dedim. Poyraz amca “Tamam be demem veletçiğim” dedi. Kafamı sabır çekercesine salladım. Ben mutfağa niye gelmiştim. Her neyse bari su içeyim. Tezgahın üzerindeki sürahiyi alıp bardağa doldurdum. Poyraz amcaya baktığımda telefona bakıp gülüyordu. Herhalde eşiyle konuşuyordur. Birden benim telefonum çalmaya başladı.

Cebimden çıkarıp baktığımda Selin arıyordu. Telefonu kapattım. Bir insan gece 2’de neden arar ki. Telefon tekrar çalmaya başladı. Telefonu alıp Mutfaktan çıkarken Poyraz “burada konuşabilirsin” dedi. Benlik sıkıntı yok. Telefonu açıp “ne oldu” dedim. Selin “Lan bizimkiler yarış yapıyorlar. Gelsene destek lazım” dedi. “Gelemem uykum var” dedim. Telefonda Arda’nın sesini duydum “Asya 25 dakikada burada olmazsan yarın bizden çekeceğin var” dedi. “Bu yarış kiminle” dedim. Selin “Bilmiyorum ki. Daha önce hiç görmemiştim” dedi. “Ben gelmiyorum uykum daha ağır basıyor.” dedim. Selin “Asya gelmiceksen bence okul değiştir yoksa bizimkiler seni yaşatmaz” dedi. “Gelmeye çalışırım” dedim. Selin “Tamam bekliyoruz seni!” diye bağırdı. Telefonu kapatıp Poyraz amcaya döndüm. Oda bana bakıyordu. “Arkadaşlarıma sözüm vardı. Gitmem gerekiyor” dedim. Poyraz amca “bu saatte mi” dedi. Kafamı ‘evet' anlamında salladım. “Ben bırakıp alacaksam sorun yok” dedi. Of sanki izin aldım. Her neyse bari hızlı gitmiş olurum. “Tamam hazırlanıp geliyorum” dedim.

Mutfaktan çıkıp odama doğru gittim. Siyah bol paça eşofmanımı giydim. Üzerimdeki mor sweatshirt'ü çıkarmamıştım. Üzerime siyah -sırtında mor ve mavi tonlarında karalamalar olan- hırkamı giydim. Beremi ve kaykayımı da alıp odadan çıktım. Poyraz amca aşağıdaydı. Oda siyah eşofman ve mavi bol sweat giymişti. Beni görünce üzerine ceket giydi. “Hadi Asya. seni nereye bırakacağım” dedi. “ismini unuttum. Konumdan gösteririm” dedim. “Tamam hadi yürü arabaya binelim” dedi. Ayakkabıları giyip evden çıktık. Arabaya binip telefondan konumu gösterdim. Poyraz amca konuma bakıp sürmeye başladı.

Pistin oraya gelmiştik. “Teşekkürler” dedim. Poyraz amca “Kimlerle takılacaksın” diye sordu. Piste bizimkileri arayıp buldum. Onları gösterip “şu gruptakilerle duracağım” dedim. “Tamam kaç gibi seni almaya geleyim” dedi. “Bilmem” dedim. Poyraz Amca “numaramı kaydet gitmek üzereyken beni ararsın.” dedi. Telefonu çıkarıp ona verdim. Numarasını yazdı. Bana verdiğinde onu ‘Poyraz Arslan’ diye kaydettim. Arabadan inip piste doğru indim.

Selim beni görüp “millet assolistimiz geldi” deyip beni gösterdi. Selin “erken geldin” dedi. Yanına oturdum. “Kimle yarışıyorlar” dedim. Çaprazımızda ki grubu gösterdi. Ortaya doğru “kim bunlar” dedim. Selim “kimse tanımıyor ki” dedi. Tekrar o gruba döndüğümde birini tanımıştım. Yada benzetmiştim. Hem pistte gördüğüm hem de Annemin beni götürdüğü balodaki ‘insan dışı varlık ‘ diye düşündüğüm çocuktu.

Arkamdan biri saçımı karıştırmaya başladı. Elinden kurtulup kim olduğuna baktığımda Deniz’di. Ona ‘seni öldüreceğim’ bakışımı yolladım. Deniz yanıma oturup “Kızım sanki öldürdük he ne öyle bakıyorsun” eliyle saçımı düzeltip “bak işte eskisi gibi oldu” dedi. Maydanoz “Hadi kalkın” dedi. Deniz  ve diğerleri kalkınca maydanoz bana dönüp “sende geliyorsun” dedi. Tabi paşam başka isteğiniz var mı? “Ben tezahürat yapmaya geldim” dedim. Maydanoz ”eksik oyuncu var kalk işte” dedi. Selin ”tamam çok ağladın Berk. Asya kalk hadi” dedi. Ayağa kalkıp kaykayımı aldım. Piste inmeye başladık. Deniz “Asya hayırlı olsun.” dedi ona ‘eyvallah’ dercesine kafamı salladım. Piste indiğimizde ne yarışı yapacaklarına anlaştılar. Pistin dışındaki asfaltta turlu yarış yapacaklarmış. Yani karşı takımdan biriyle bizimki başlayacak ve 1 turu tamamladıkça o takımın diğer oyuncusu devam edecek. Sıralamayı maydanoz belirlemişti. Takımlar asfaltın oraya gelince yarışa başladık. Bizden Deniz onlardan da biri başladılar. Deniz turu ondan geç bitirdiği için şu an onlar öndeydi. Bizden şu anda Samet oynuyordu. Acaba ismi Samet miydi? herneyse Samet aradaki farkı kapatmıştı. Turun sonlarını burun buruna bitirdiler.

Maydanozdan sonra sıra bendeydi. Maydanozla insan dışı varlık yapıyordu. Son hamleyi ben yapacaktım. Yine bu turu burun buruna bitirmişlerdi.  Hızlıca sürmeye başladım. Şuan eşittik. İlk dönme kısmına gelince önüme geçmişti. 2. Dönmeye yaklaşırken eşitlemiştim. Dönerken yine önüme geçti. Onu artık geçmeliydim.  Kaykayı hızlandırdım. Yokuş aşağı olan kısma yaklaşmıştık. Yaklaşmıştım. Yokuşu inerken hata yapıp ayağını yere koymuştu. Bunu fırsat bilip hızlanmak için dizlerimi kırıp öne eğildim. Onu çok az bir farkla geçmiştim. Yavaşlayıp son dönme yerinide yaptıktan sonra hızlandım. Yine yokuş aşağı bir kısım vardı. Orada aynı taktiği uygulayıp arayı daha fazla açtım. Bitişte  maydanoz ve ekibi yan kısımlarda ise bizimkiler duruyordu. Arkama baktığımda rakibim daha yeni yokuşa gelmişti. Önüme döndüğümde Arkın’ı gördüm. Tam önümde duruyordu onun yanında ise maydanoz ve ekibi. Salak mı bunlar? “Ortadan çıkın!” Diye bağırdım. Çıkmamışlardı.

Arkın ben ona çarpacakken bacaklarını açıp beni kaykayın üzerinde aldı. Kaykaya baktığımda Deniz'in almaya gittiğini gördüm. Arkın’a dönüp “Manyak mısın?” diye sordum. Arkın “he manyağım. Kızım bu hızla gitseydin” arkasını gösterip “arabaların geçtiği bu kısma girerdin.” dedi.  “İyi sağol o zaman” dedim. Arkın “hem senin bu saatte burada ne işin var. Yoksa kaçtın mı?” dedi. Onun gibi yaparak”he kaçtım. Poyraz amca getirdi.” dedim. Ben ne dedim. Poyraz amca mı? Yok yok dememişimdir. Arkın beni kucağından indirdi. “Poyraz amca mı?” deyip Kahkaha atarak gülmeye başladı. “Hayır ‘Poyraz getirdi’ dedim. Ne amcası ya” dedim. Arkın “aynen aynen öyledir” dedi. Onu boşverip Deniz’in getirdiği kaykayımı aldım Aldım. Deniz aldıktan sonra bana birden sarıldı. Beni bıraksın diye elini çimdikledim. Ama işe yaramadı. “Deniz bıraksan” dedim. Deniz “oğlum hela sana” dedi. Elinden kurtulup aramıza 4 adım mesafe koydum. 

Arkın “Asya hadi abim gelmek üzereymiş” dedi. Maydanoz “Asya ile senin abin ne alaka Arkın” dedi. Arkın “seni ilgilendirmeyen cinsten” dedi. Maydanoz bana dönünce “hiç bana bakma” dedim. Arkın elimdeki kaykayı alıp elimden tutmaya çalıştı. Refleksim sayesinde elinden kaçtım. Selin bana bağırıp “yarın okula geliyorsun” dedi. Elimle onaylama hareketini yaptım. Arkın bu sefer elimi tutmayı başardı. Ve beni arabaya doğru götürdü. Arabaya binerken Arkın Poyraz’a “Poyraz amca nasılsın” dedi. Poyraz Arkın’a dönüp “Arkın ne içtin” dedi. Arkın “valla sadece su içtim” dedi. Poyraz “ozaman gözlerin bozuldu” Bana bakıp “yada bir veletten duydun” dedi. Arkın “aynen bir velet söyledi” dedi. Poyraz “hangi velet söyledi. Cezasını verelim” dedi. Arkın “kısa saçlı, gıcık, yağız’ın seçtiği rengi seven ve Arslan ailesinin yeni üyesi olan bir kız” dedi. Poyraz”Asya sen tanıyor musun” dedi. “Evet tanıyorum ismi de Asya.” dedim. Arkın “adaşın desene” dedi. “Hayır o benim” dedim.

Beğenmeniz dileğiyle... ~?

hayat yüzüme gülmüyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin