Çember şeklinde oturmuştuk. Ben Selin'in yanında oturmuştum. Telefonu elime alıp saate baktım. Saat 22:30'du. Yanımda ki hareketlilikle oraya döndüm. Arda'ydı. Elindeki poşetleri ortaya koyup yanıma oturdu. Deniz bir anda konuşmaya başladı "Asya sen neden geldin?" dedi. Selin benim yerime konuştu "Kaykay sürmeye gelmiş"dedi. Maydanoz "Selin cevaplamak sana mı kalmış" dedi. Sana ne maydanoz. Selin "Cevaplamasaydım Deniz sorusuna cevap alamayacaktı. Berk herşeye burnunu sokmayı bırak." dedi. Maydanoz sadece göz devirdi.
Arda konuyu dağıtmak için "Arkın ve köpekleri gelemedi. Bence korktular" dedi. Selim ve Deniz birlikte "Arkın ve köpekleri?" dedi ve gülmeye başladı. Onlar gülerken bende telefonumu elime aldım. Birkaç videoya baktım. Ben bakmaya devam ederken Selin beni kolumdan tutarak kendisine çekti. Ona 'Ne Yapıyorsun deli' ve 'ölmek mi istiyorsun' bakışlarımı karıştırıp attım. Bana " Canım sıkıldı. Bunlarında muhabbeti sarmıyor. Birlikte izlesek olmaz mı?" dedi. "Kendi telefonundan izlesene." dedim. "Of Asya ne olacak birlikte izlesek" dedi. "Hayır" dedim. Tam bir şey dicekti ki bir anda diğerlerine dönüp "Geliyorlar" dedi. Kim geliyor. Selin bana baktı.
Bıkkınca göz devirip sessizce "Arkın ve köpekleri geliyor" dedi. Maydanoz yanında oturana -geçen gün Deniz'e 'karizmamızı bozma' diyen kişiye- "Samet sen bu seferkine katılamazsın. Bileğin iyileşince artık " dedi. Samet göz devirdi. Arkın "Bende gelmezsiniz sanıyordum Berk" dedi. Berk "belli belli" diyerek geçiştirdi. Arkın "her neyse hadi başlayalım" dedi. Berk "3'e 3 yapacağız birini çıkart" dedi. Arkın "Nedenmiş? Her zamanki gibi 4'e 4" dedi. Berk "sakatlandı oynayamaz"dedi. Arkın dalga geçer gibi "Şu arkandaki çocuklardan birini al. Ben birini çıkarmam" dedi. Berk "Hayır, gördüğün gibi onlardan kaykay süren yok"dedi. Arkın benim yanımdaki kaykayı gösterip "o zaman bu kaykay kimin Berk?" dedi. Berk arkasını dönüp benim yanımdaki kaykaya baktı sonra bana baktı. Ona 'yapmayacağım' bakışımla baktım. Dudağı kıvrıldı.
Arkın'a dönüp "O yeni başlayan arkadaşımıza hediye için. Kısacası bizde oynayacak adam yok." dedi. O sırada piste 2 kişi daha girdi. Piste şuan 8 kişi biz, 4 kişi Arkın'lar ve son gelen 2 kişi vardı. Arkın onlara dönüp "Hoşgeldiniz de neden geldiniz ki?" dedi. Biri Arkın'nın kulağına yaklaşıp bir şey dedi. Arkın anlamış gibi kafasını salladı sonra da Berk'e dönüp "hadi başlayalım artık"dedi. Berk "3'e 3" dedi. Arkın "Hayır her zamanki gibi 4'e 4 berk. Sizin sakat adamınız bizii ilgilendirmez. Sakatlanmasaydı." dedi. Berk sabır çeker gibi kafasını oynattı. Sonradan gelenlerden biri Berk'e beni gösterip "Bu çocuk sizden değil mi zaten"dedi. Berk "Hayır o kaykay bile süremiyor" dedi. Maydanoz bence o çeneni kapat. Sadece oynamayacağımı belli ettim. Bu sefer ondan daha olgun duran konuşmaya başladı "Bu çocuk mu süremiyor? Berk misin nesin karşında bebek yok. Bu oyunlara kanmayız." dedi. Berk "Ortalıkta oyun yok hem kendisi acemi o yüzden süremiyor." dedi. Arkın "cem abim haklı berk. Karşında bebek yok." dedi. Ağzımın içinden "Yoo var" dedim. Selin kolumu cimdikleyip "bağırsaydın "dedi.
Çok mu sesli demiştim. Berk ve Arkın'a baktığımda ikisi de bana bakıyordu. Hatta hepsi konuşmayı bırakmış bana bakıyordu. Adı Cem olan "Ne dedin tam duyamadım" dedi. Ona " Seni ilgilendiren bir şey değildi" dedim. Arkın'ın arkadaşlarından biri konuştu "Yalan söylüyor. Kız size bebek dedi". Ayağa kalkıp Berk'in yanında durdum. "Ben size bebek demedim. Hatta ağzımdan bebek kelimesi bile çıkmadı." O sözleri söyleyen çocuğa dönüp " Ama senin öyle duymanın sebebi ne biliyor musun?" diye sordum. Çocuk 'hayır' anlamında kafasını salladı. Sahte bir gülüşle devam ettim "Çünkü bilinç altına öyle kazımışsın 'Ben bir bebeğim' diye." dedim. Kaşınıyordum.
Çocuk mora dönmeye başladı. Berk Arkın'a " Yeter bu kadar tartışma madem 3'e 3 yapmıyoruz o zaman siz 4, biz 3. Sizi her türlü yeneriz." dedi. Arkın "Bunu en son ki maçta kaybeden mi diyor. İronik."dedi. Selin'in yanına gidip saate baktım. Saat 01.44'dü. Gitsem iyi olacaktı. Uykum da gelmişti. çantamı alıp sırtıma taktım. Kaykayıda ayağımı altına koyup sırf Arkın ve maydanozu göt etmek için havada 2 kez döndürdüm. Pistten çıkmadan önce " Bu arada Berk ben acemi değilim ve Arkın mısın nesin Bebeğin tekisin. Sen ve ekibin tam bir bebek. İçinizde bir şu olgun ama onu da kafada sorun var." dedim Cem'i göstererek Sonrada hızlı bir şekilde pistten çıktım.
- - -
Eve yaklaştığımda aynı şekilde kaykayı sırtıma sakladım. Çantamdan hırkayı da çıkarıp üzerime giydim. Saat 03:34'dü. Eve doğru giderken kapının önünde tanımadığım bir araba dikkatimi çekti. Eve baktığımda ışıklar açıktı. Kapıyı çaldım. Kapıyı annem açtı. Annem "Asya neden bu kadar erken geldin?" diye sordu. Saat 3:30 anne. Manyak mısın nesin. Anneme "Anne saat 4'e geliyor." dedim. Annem şaşırmış bir şekilde telefonundan saate baktı. Sonra bana sinirle "O zaman bu saate kadar nerdeydin?" dedi. Bipolar olma ihtimali kaç? "Kütüphane kapanana kadar kütüphanede kaldım. Sonra da kütüphanenin çevresindeki banklardaydım." dedim. Kaykay sırtımı çok acıtıyordu. Şu tehditleri çabuk bitse iyi olur. Annem sinirle "Tamam, Sen odana çık babanın önemli misafiri var. Odandan çıkarsan sonu kötü biter." dedi. Bipolar, Net. Birşey demeden odama doğru çıktım. Odama geldiğimde kapımı kapattım. Hızlıca sırtımdaki kaykayı çıkarttım. Üzerimdeki sweatimi çıkarıp bir tane tişört giydim. Yatağa yatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.- - -
Bağırma sesleri ile gözlerimi açtım. Saate baktım. Saat 05:21'di. Bir uyutmadınız zaten. Kalkıp banyoya girdim. Hızlıca bir duş aldım. Üzerime siyah bol kot pantolonumu ve gri tişörtümü giydim. Onun üzerine giymek için de hırka aldım. Kurutma makinesi ile saçlarımı hızlıca kuruttum. Saçım kısa olduğu için çabuk kuruyordu. Çantamı hazırlayıp odadan çıktım. Aşağı indiğimde annem ve babam kavga ediyorlardı. Annem "ona söylemeyeceksin o onların değil Semih. Bunu sende biliyorsun" dedi. Babam "Ahsen mecburuz onları da olabilir." dedi. Annem "Semih ben ona o kadar baktım. Öyle bir şey varsa ölsemde vermem." dedi. Bunlar ne diyorlar.Onlara kendimi belli edercesine çantamı seslice yere koydum. Babam "Günaydın Asya." Anneme dönüp sahte bir gülümsemeyle "Hadi hayatım bak Asya'da uyanmış kahvaltımızı yapalım" dedi. Tabi annem ve babam okul zamanları kahvaltı yapmadığımı bilmiyordu Annem "Asya bu saatte kahvaltı yapmadığını sende biliyorsun Semih." dedi. İyi biliyor muşsunuz. Çantamı yerden alıp kapıya doğru gittim. Aklıma gelenle ceplerimi kontrol ettim. Telefonu unutmuştum. Geri odama çıkıp telefonu aldım. Aşağı indiğimde babam kapıda durmuş telefondan biriyle konuşuyordu. Bende kapının yanına gidip ayakkabılarımı giydim. Babam beni görünce telefondaki kişiye "Tamam sonra konuşuruz." dedi ve kapattı.
Ayakkabımı giymiştim çantamı koluma taktım. Babam "Asya bugün eve erken gelmen gerekiyor" dedi. Bende aklıma gelenlerle "Gelemem bugün 3 tane kursum var" dedim. Babam "İptal ederim önemli birşey gelmen gerekiyor işte" dedi. Babama yapmacık bir sinir ve şaşkınlıkla "Hayır bugün Tespit sınavı var olmaz"dedim. Sınav babamın kırmızı çizgisiydi. Babam "Tamam o zaman sınavdan düşük alma." dedi. Bende birşey demeden şoför abinin yanına gittim. Şoför abi beni görünce hemen arabaya bindi. Bende bindikten sonra sürmeye başladı.
Bölüm pek içime sinmedi ama beğenmeniz dileğiyle.~?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hayat yüzüme gülmüyor
أدب المراهقينGerçek ailem kurgusudur! İsimde kararsızım. Geçici bir isimdir! Asya ismindeki genç kızımızın ilk bölümlerde günlük hayatını konu alırken ilerleyen bölümlerde gerçek ailesi ile karşılaşmasını konu alıyor.