Selam canlarım nasılsınız?
Size bölümün sonuna küçük bir not bıraktım...<3
Keyifli okumalar, lütfen oylayıp yorumlamayı unutmayın, oylarınız ve yorumlarınız beni yazmaya şevklendiren en değerli hediye.
Satır arası yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.
Ne uyuyordum ne de hayaller içinde kayboluyordum, ne uyuyordum hayallerimin içinde kaybolmuştum. Çok üzgünüm ve bir daha mutlu olabilecek miyim? Bunu bile bilmiyordum. Karman çorman olmuş iplerin çözülmesi kadar zor olan bir düğüm gibi karmaşık bir hale gelmiştim. Kendimi bile anlamakta zorluk çekiyordum. Ağlarken gülebiliyor bir anda içimdeki huzursuzluk kalkerken bir anda karabasan gibi mutsuzluk vücudumu esir alıyordu.
Merdivenlerden düştüğümü hatırlarken daha sonra neler olduğunu hatırlamıyordum tek hatırladığım şey Agir'in benim elimden tutarak derin bir uykudan uyandırdığıydı. İlk uyandığımda onun nerede olduğunu merak ettiğimde yanıma gelmişti gözlerimin içine baktıktan sonra iyi olup olmadığımı sormuş iyi olduğumu söyledikten sonra telefonu çalmıştı. Zana teyzeyle konuşup uyandığımı söylemişti.
Ben bir kaç saat önce düşmemiş miydim? O zaman neden uyanıp uyanmadığımı soruyordu. gözlerim etrafı tararken herkesin gözleri kızarmış bir haldeydi herkes perişan bir haldeydi. "Delal" diyerek seslendiğimde yanıma gelmiş sağ tarafımda ağzımdan çıkacak olan bir kelimeyi bekliyordu.
Boğazım gıcıklanırken konuşmakta zorluk çeksem de konuşmuştum. "Daha dün gece gelmedik mi biz hastaneye alt tarafı merdivenlerden düştüm herkes neden böyle perişan?" Derin bir nefes almıştı ne diyeceğini bilemeyen biri gibi etrafına bakındıktan sonra "tabi dün geldin ablacım biz sadece endişelendik o yüzden" dediğinde gözleri dolarken dudakları titremeye başlamıştı. Anlıyordum bakışlarından o gözlerindeki hüzünden anlıyordum beni bir yalana inandırmaya çalışıyordu.
"Neyim varmış?" Diye sormuştum derin bir nefes alıp "Sen bunlarla kafanı yorma dinlenmene bak bir tanem" dediğinde kaşlarım çatılırken Şilan başı ucuma gelmişti. "Evet abla dinlenmen lazım."
Kafam karışırken bu olanları sorgulamamaya karar vermiştim. Artık yatmaktan sıkılıp doğrulmaya çalışırken annem yanıma gelmişti "kalkmak yok Arjin yatıp dinleneceksin" sırtım yatmaktan ağrıyordu yerinde oturmak bilmeyen ben saatlerdir yatıyordum. "Yatmaktan sırtım ağrıdı anne" dediğimde odanın kapısı tıklanmış ardından açıldığında Zana teyze ve arkasında kızları içeri girmişti.
"Geçmiş olsun Arjin kızım iyi misin?" onlarında gözlerinde endişe vardı. Merdivenlerden yuvarlandım tamam da bu kadar endişelenecek ne vardı ki? "Evet iyiyim Zana teyze" dediğimde Berivan bir kaç adımda yanıma gelmiş elimi tutarken "İyi olmana çok sevindim eltim geçmiş olsun" elimi tutan ellerine baktım ardından bakışlarım gözlerine tırmanırken ağladığını görünce şok olmuştum. Neden ağladığını anlayamazken şaşkınlıkla baktım "neden ağlıyorsun?" dediğimde elimin üstünde olan elini çekmiş göz yaşlarını silerken "Ne biliyim hormonlardan herhalde dediğinde" gülümserken bana bakmış ağlarken gülüyordu.
Zelal'i fark ettiğimde sinirlenmiştim onların aşkı yüzünden bu hale gelmiştim bir de beni ziyaret etmeye mi geliyordu ? Ne demeye geliyordu vicdanını rahatlatmak için mi geliyordu buraya gelemeye dahi yüzü olmayan Ferhat abimin içini mi rahatlatmak için geliyordu? Nefes alış verişlerim sıklaşmış göğüs kafesimi delip geçmek isteyen kalbim hızlanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ
Teen FictionHayatı bir gecede değişmişti uğradığı ihaneti atlatmayı çalışırken tanrı kaderine müdahale etmiş ve bir gecede hayatı değişmişti. Nerden bilebilirdi harlanan ateşin ona aşkı getireceğini, bir çift kara göze tutulacağını. Ateş adamın sevgisiyle harl...