Süprizzzzzzz
Keyifli okumalar, lütfen oylayıp yorum yapmayı unutmayın, oylarınız ve yorumlarınız beni yazmaya teşvik eden en değerli hediye.
Selam canlarımm nasılsınızz. Son kısma küçük bir not bıraktım?.🖤
Bir el bileğine kelepçe gibi sarıp onu arkasına doğru adeta savrulmuştu dokunuşundan kokusundan Agir'in geldiğini anlaması uzun sürmemişti ama ikisine de onun yüzünden bir şey olacak diye korkmaya başlamıştı.
Gözlerimi açtığımda araba hala durduğu yerdeydi Agir elindeki silahı arabaya doğru uzatıp tekerlerine sıktığında öndeki siyah renkli aracın tekerleri kumda kaysa da hızlanmış ve uzaklaşmıştı.
"Sen ne demeye dışarıya çıkıyorsun Arjin beni deli etmeye mi çalışıyorsun sen?" diyerek adeta kükremişti.
*************************************
Ne dese haklıydı yaşadıklarımı unutmamıştım ama sorumsuz bir şekilde dışarıya çıkmamalıydım. Sessiz kalırken hala bileğimi sıktığından acıyordu acı içinde kıvranırken bakışlarım bileğime kaydığında parmakları gevşemişti. Kolumu asılarak arabaya bindirmiş sert bir şekilde kapıyı kapattıktan sonra kendi de oturup arabayı sürmeye başlamıştı.
Bana sinirli olduğu her halinden belliydi dişlerini sıkıyor parmakları direksiyonu sıkıca kavramış kararttığı bakışlarla önüne bakıyordu. Nere gittiğimizi bilmesem de elimle acıyan bileğimi ovdum sızısının geçmesini umut ederek ama nafile gibiydi.
Araba bir otelin önünde durduğunda etrafıma dikkatli gözlerle baktım burada ne işimiz vardı? Arabadan inmiş anahtarı valeye verip kapımı açmıştı bileğimden tutarak beni gene peşi sıra sürüklüyordu. "Neden geldik buraya?" Dediğimde beni duymazlıktan gelmişti. Bileğimi kendime doğru asıldığımda daha fazla sıkıyordu asansörün önüne geldiğimizde düğmeye basmıştı. "Kıpırdama yukarıya çıkalım anlarsın" demişti.
Derken yüzüme bakma gereği bile duymamıştı bana oldukça sinirliydi haklıydı başıma bir şey gelebilirdi ama asıl benim ona bu tavrı takınmam gerekirdi yıllarda doğru zannettiğim şeyi yalanlayarak bana ona inanmamı istiyordu ona nasıl inanırdım ki inanmazdım? Babamdan amcalarımdan duyduklarım bana söylenenler yalan olamazdı.
Abimi abisi öldürmediyse kim öldürmüştü. Kafayı yemek üzereydim. Sesli bir şekilde oflarken asansörün kapısı açılmış uzun koridorda benim yürümemi sağlıyordu. 417 numaralı odanın kapısını tıkladıktan sonra açıldığında karşımda Akgün'ü görmemle şok olmuştum bakışlarım Agir'e kayarken "neden buradayız?" Dediğimde bileğimdeki elini bırakmıştı.
"Hoş geldin Arjin" diyen Akgün'e baktığımda gülümseyerek bana bakıyordu. "Hoş bulduk" desem de hala anlamamıştım ne olduğunu. Akgün elini içeri doğru uzattığında içerde üzeri makyaş malzemeleriyle kaplı masayı görmeyi beklemiyordum. "Otur sen şöyle ben geliyorum hemen" diyerek Akgün içeri geçmişti. Her türlü lüks markanın makyaj malzemelerine bakarak gösterdiği koltuğa oturmuş önümdeki aynadan Agir'e bakıyordum.
"Ne bu şimdi Agir bana bir açıklama yap" dediğimde kaşları çatılmış bir halde bana bakıyordu. "Makyajını yaptır kıyafetini giy nişana gidiyoruz" ağzımı açmış cevap verecekken "sakın bir şey demeye kalkma gitmek istemiyorsun diye eve götürdüm oradan arkana bakmadan kaçtın ben gelmesem başına ne gelecekti tahmin etmek bile istemiyorum o nişana gidilecek" demiş beni dinlemeden arkasını dönmüş kapıyı çarparak çıkıp gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ
Teen FictionHayatı bir gecede değişmişti uğradığı ihaneti atlatmayı çalışırken tanrı kaderine müdahale etmiş ve bir gecede hayatı değişmişti. Nerden bilebilirdi harlanan ateşin ona aşkı getireceğini, bir çift kara göze tutulacağını. Ateş adamın sevgisiyle harl...