Keyifli okumalar, lütfen oylayıp yorum yapmayı unutmayın, oylarınız ve yorumlarınız beni yazmaya teşfik eden en değerli hediye.
Selam canlarımm nasılsınızz. Son kısıma küçük bir not bıraktım?.🖤
Ali kınık: zemheri, son bir defa
Sessiz mezarlıkta bakışlarımı kaldırdığımda onun kara gözlerini görmemle şaşırmıştım burada olduğunu bile fark etmemiştim gözlerim kısa bir süre kapatıp açtım kırgın bakışlarıyla bana gülümsüyordu. Bakışlarında kırgınlık bile olsa gülümsemesi dokunmuştu bana kırgındı canlı değildi ama gülümseyebiliyor olması bile canımı yakmış daha fazla deliye dönmüştüm.
Bir anda ayağa kalkıp ona doğru koştum göz yaşlarım akıyordu dudaklarım titriyordu canım yanıyordu ama ona doğru koşuyordum. Tam karşısına geldiğimde gülümsemesi durmuştu ellerimi kaldırdım olabildiğince gücümle göğsüne vurdum ne olduğunu anlayamamış olacak ki bir adım geri sendeledi ama umurumda bile değildi canım yanıyordu içimde yangından bir fırtına çıkmıştı. Herkesi yakmak istiyordum ben yanarken onların acılı bir gülümseme bahşedemezlerdi.
ben yanarken onlar bana acıyamazdı, ben acınacak halde değildim ki sadece acı çekiyordum acılarım beni acınacak biri yapmazdı ki o zaman o neden bana acırmış gibi bakıp gülümsüyordu?.
Yumruklarımı göğsüne arka arkaya indirirken bağırıyordum "Kimsin sen?" Diyerek.
"Kimsin sen?" Omzundan ittirmiştim bu sefer.
Ruhum acımasızca hırpalanıp yanarken onu da yakmak istem.
"Abimin dostu Agir Bargıran kimsin sen?" hıçkırarak ağlarken cümlelerimi bile zor kurarken o kollarını bana sarmıştı, çırpındım kollarında yaralı bir kuş gibi hapsolmak istemedim uçmak istedim özgür olup uçmak istedim uçmamı sağlayacak kanatlarım dahi yokken.
Kolları o kadar çok sıkıyordu ki beni bırakmak istemiyor gibiydi gücüm tükenmişti çırpınacak mecalim kalmamıştı başım onun göğsüne yaslandığında yumruk yaptığım sol elimle halsizce ona vururken "cevap ver kimsin sen?" Dediğimde kaçmayacağımı anlamış parmakları saçlarımı okşarken konuşmuştu. Gözlerimden yaşlar akarken her bir yaş yanağımdan süzülürken sanki tenimde kesikler açıyordu. Başımı okşarken küçük bir kız çocuğu gibi hissetmiştim. Gördüğü o korkulu rüyadan ağlayarak kalkan bir kızı sakinleştirmek istercesine başımı yavaşça okşuyordu.
"Bir bilesem ben kimim ,
Bir bilsem, sen varken ben kimim
Aşkımdandır bendimi unuttuğum
Bir bilsem ben kimim
Karanlıktım senden önce
Geldin aydınlattın gecemi
Gözlerindi sanki ayım, gülüşündü sanki ışığın
Bundandır mahlasın Ayışığı."
Sözlerini bitirdiğinde durgun bakışlarım gözlerine kaymıştı başımda olan eli çeneme indiğinde kavramış dikkatli bir şekilde gözlerime bakmıştı. "Her şeyi anlatacağım ama buradan gitmemiz lazım bana üç gün ver sadece üç gün" gözlerimi beni ezen sert baskısından kurtarıp başımı yere doğru eğdiğimde bir süre yere baktım çenemdeki eli süzülerek sanki kendini uçurumdan bırakıyormuşçasına bırakmıştı. Başım o kadar çok ağrıyordu ki öğrendiklerimi okuduklarımı unutmak isteyen bir çocuğun saçma bahanelerin arkasına saklandığı gibi saklanarak kaçmak istiyordum. Başımı kaldırıp gözlerinin içine baktığımda benden olumlu bir cevap vermeye ihtiyacı varmış gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ
Teen FictionHayatı bir gecede değişmişti uğradığı ihaneti atlatmayı çalışırken tanrı kaderine müdahale etmiş ve bir gecede hayatı değişmişti. Nerden bilebilirdi harlanan ateşin ona aşkı getireceğini, bir çift kara göze tutulacağını. Ateş adamın sevgisiyle harl...