26.Bölüm

105 9 16
                                    

"Size ihtiyacım yok diyorum ya, kendim yürüyebiliyorum."

"Daha çok ağrıyacak, otur."

"Sadece bileğimi burktum, ayağım kopmadı!"
Hoseok odasına giderken, Jimin daha fazla inat etmeyip yanından ayrılmıştı.
"Hoseok çok agresif biri oldu."

"İlaçlar yüzündendir."

"Ne ilaçlarından bahsediyorsun?"
Jimin'in sorusuyla yanlış bir şey söylediğini fark etmişti Shim.

"Ah, yani hastaneden çıkalı üç gün oluyor.
Onun stresidir."

"Olabilir..."

"Ben gidiyorum, ihtiyacınız olursa söyle."

"Dikkat et."
Shim gülümseyip evden çıktı.
Jimin, Hoseok'a bakmak için yanına gitmişti.
Kapıyı bir kaç kez çalmıştı lakin ses gelmemişti. Yavaşça kapıyı açtığında Hoseok'un uyuduğunu gördü.
Odadan çıkacağı sıra gözü masanın üstündeki ilaçlara takıldı.

"Bu ne böyle?"
Eline aldığı ilaçları inceledikten sonra hemen Hoseok'u dürttü.
"Hoseok! Uyan, bu ilaçlar kimin?"
Art arda bir kaç kez Hoseok'u hırpalamıştı ama Hoseok en ufak tepki vermemişti.
Eline aldığı telefonla Namjoon'u aradı.

"Hyung,Hoseok!"

"Ne diyorsun?"

"Hoseok'un odasında ilaç buldum, uyuyor mu bilmiyorum, ne bunlar?!"

"Ne ilacı?"
Jimin ismini okuduktan sonra Namjoon'a döndü.

"Antidepresan ilaçlarına benziyor bu?"

"Hoseok kullanmıyor ki."

"Bir sani-"
Jimin sözünü bitirmeden telefonu birisi elinden çekmiş ve kapatmıştı.
Jimin'e sorgular gözlerle bakıyordu.
"Bunun sende ne işi var?"

"Asıl sen napıyorsun bu ilaçları?Ne karıştırıyorsun Hoseok?"

"Bir şey karıştırdığım yok."

"Seni tanıyorum Hoseok, benden saklama."

"Antidepresan."

"Onu biliyorum, aptal.Neden kullandığını merak ediyorum."

"Bir süredir tedavi görüyorum, bu ilaçlarda onun için."

"Ne tedavisi?"

"Fobim için."
Jimin rahat bir nefes almıştı.

"Tedavi için olduğunu söyleyebilirdin, sana yardımcı olurdum.Birisi biliyor mu? "

"Shim...Shim ile birlikte gidiyordum bazen. Sadece o biliyor."

"Bize neden söylemedin? Sana bir şey oldu sandım! Üstelik bu ilaçlara ihtiyacın yok Hoseok."

"Yoongi, ben rahat olurum diye istediği gibi temas edemiyor. Sorma gereği duymadan beni öpebilsin istiyorum."

Jimin kısa süren bir sessizliğin ardından konuştu.
"Anladım, bir dahakine beraber gidelim. Bende sana nasıl yardımcı olabileceğim konusunda bir şeyler öğrenirim."
Hoseok kafasını olumlu anlamda salladı.

"Okula gelmeyecek misin artık?"

"Biliyorsun, gelemeyeceğim."

"Vazgeçmedi mi? Nasıl bu kadar...
Ne olacak peki? Bir kaç güne kadar evleneceksin."
        
"Bilmiyorum, hiçbir şey bilmiyorum."

                                ***
"Söylediğim gibi, hazırlıkları iki güne bitirin."
Telefonu kapattı ve yerine oturdu.
Aniden açılan kapıyla gözleri fal taşı gibi açılmıştı.

"Merhaba psikopat."

"Dora? Senin ne işin var burada?"

"Kusura bakma bebeğim. Sen oğlumun hayatını karartmaya devam ederken kayıtsız kalamazdım."

"Derdin ne senin?"
Dora koltuklardan birine yayılarak oturmuştu.

"Derdim: oğlumun mutluluğu."

"Şimdiye kadar gözünde değeri yoktu. Sevmiyordun oğlunu, şimdi mi sevdin?"

"Sevmediğim oğlum değil, sensin."

"Eminim öyledir."

"O daha çocuk, geri zekalı.
Evlendirmek istediğin adam kırklı yaşlarda. Evlendirme işinden vazgeçeceksin."

"Seni ilgilendirmiyor."

"Öyle mi? Ah peki, bende yediğin haltları kimler öğrense daha güzel olur diye düşünüyordum."

"Tehdit mi bu?" Dae yutkunmuştu.

"Tehdit değil hayatım. Ama dediğimi yapmazsan tehdit olabilir, paşa gönlün bilir."

Dae yumruğunu sıktı.

"Ne dersin? Vazgeçecek misin, yoksaaa...?"

Dae göz devirdi. "Her şeyi berbat etmekte mükemmelsin Dora."

"Teşekkür ederim ama duymak istediğim bu değil. Bana cevabını söyle."

"Peki, dediğin olsun bakalım ama oğlunun kimlerle, neler yaptığını takip etsen iyi olur."

"Oğluma güveniyorum."

"Aman..."

"Eh, o zaman görüşmeyiz canım."
Dora kapıyı çarpmış ve odadan çıkmıştı.
"Bu kadar basit işte."
Yüzündeki gururlu gülümseme ile şirketten ayrılmıştı.

Jimin'in evine doğru ilerliyordu. Kapıyı bir kaç kez çaldı ve açıldığında Jimin'e sarıldı.
"Hoseok içerde mi?"

"Odada."
Beraber Hoseok'un yanına çıktılar.
"Nasıl oldun bebeğim?"

"İyiyim."

"Bekar mısın?"

Hoseok gözlerini devirdi. "Anne, dalga geçilmeyecek bir konu olduğunu biliyorsun."

"Dalga geçmiyorum, harika annen o işi halletti."

"Ha?"

"Kolay oldu, biraz tehdit,şantajla. "
Hoseok, annesine sarılmak için yeltendiğinde duraksadı.

"Sarılayım, yok sarılmayayım! Yoongi'ye sözüm var anne, üzgünüm!"

"Sorun yok , hayatım."
Hoseok'un ellerini avuçlarına aldı ve gülümsedi.

"Kıskanıyorum!"
Jimin'in söylediği şeye kahkaha attılar.

"Seninde annen sayılırım!"
Jimin ve Dora birbirlerine tekrar sarıldılar.
"Yeter bu kadar, daha Yoongi'ye haber vermemiz gerek. Yazık, çocuk haber bekliyordur."

_____________________________________

Visal biter bitmez yeni kurgular yazmak istiyorum bu yüzden de elimden geldiğince erken bitirmeye çalışacağım.
Aklım da dört farklı kurgu var ve hangisini seçeceğim de çok kararsızım özellikle ikisi arasında çok kalıyorum.
Neyse boş yaptım gidiyorum belki birazdan bir bölüm daha atarım iyi geceler

Visal/SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin