15.Bölüm

49 4 11
                                    

Okulun açılmasına 1 gün kalmıştı.
Hiç heyecanlı değilim.
İçimde hiç bi duygu yok.
Orası benim için bi nevi tımarhane.
Orayı düşündükçe sinirleniyorum.

Bugün yine pek modumda değildim.
Üzerimde güneş var gibiydi.
Bunu dememin sebebi güneşli günlerden nefret etmem. Kapalı havaların olduğu günleri seviyorum.
Ama güneş derimi yakıyor gibi.

Ne kadar yatağımdan kalkmak istemesemde kalktım.
Keşke yatarak bi ömür geçse...
Annem evde değildi.
Nedense hiç şaşırmadım!
Rutin olarak masayı topladım , kahvemi hazırladım ve odama geçtim.
Bugün ne yapmam gerekiyordu hiç karar vermemiştim.

Hayatımı genellikle planlı yaşıyordum. Akışına bırakınca her şey berbat oluyordu. Aslında böylede aynısı oluyor. Ne kadar plan yapmak istemesemde bugün kendime vakit ayıracaktım...

Vakit ayırmak dediğimde kafede oturup kahve ve kitapla takılacaktım.
Lanet olsun yalnızlığıma! Bunu seviyorum aynı zamanda nefret ediyorum. Çünkü bazen sıkıcı olabiliyor...

Geçen gün gittiğim kafeye gidecektim.
Oranın kahvelerini beğenmiştim.
Bugün kendimi kafeine boğacaktım çünkü bunu istiyorum!

Bu aralar geç saatlere kadar uyuduğum için saat 15.23 olmuştu bile. Hazırlanıp çıksam iyi olurdu.
Rahat şeyler giymeyi sevdiğim için altıma siyah bol eşofman üstüme bol bi sweatshirt giymiştim.

Hazırlığım bitince evden çıktım.
Kafeye geldiğimde saat 15.57 olmuştu.
Bugün pek telefona bakmamıştım.
Kahvemi beklerken bakabilirdim.
Hiç bildirim yoktu. Nedense hiç şaşırmadım! Bunu umursamadım.
Biraz YouTube'da takıldım.
O sırada kahvem gelmişti. Hayranlıkla baktım. Bi tür bağımlılık gibi ama sorun yok bu hoşuma gidiyor.

Kahvemi içerken etrafa baktım.
Gözüme geçen gördüğüm arkadaş grubu takıldı. Sanırım burası onların her zaman geldikleri bir yerdi.
Gözlerimi başka yöne çevireceğim an bana İnstagramdan istek atan kızla göz göze geldik. Hadi ama tam da sırasıydı! Bakmamış gibi gözlerimi kaçırdım. Onun bakışlarını hissedebiliyorum...

Kahvemi elime aldığım zaman titrediğimi fark ettim. Geri bırakıp eli elimi de uzattım ve baktım. Çok titriyorlardı. Bu görüntüyü görmek sinirlerimi bozdu ve hiç düşünmeden tek tek iki elimin üstüne vurdum.
Belki titremeleri durur diye.
Bi etki etmemişti. Şimdi kalbim de ağrımaya başlamıştı. Her şey o kadar ani gelişti ki bi yandan karşımdaki sandalye çekildi diğer yandan telefonuma bildirim geldi.

Sakin olmam gerekiyordu. Ama bu şartlar altında beceremiyordum!
Derin nefesler aldım verdim. Bununla başa çıkmak artık zor geliyordu.
Çok kötü hissettiriyor...

Gözümün önünde el şıklatılmasıyla daldığım düşüncelerden çıktım.
Karşımda bana beklenti ile bakan kıza baktım. Benle konuşmuştu.
Ne dediğini anlamadığım için ona
"Ha?" demiştim. Kabul biraz kaba olmuştu. Biraz değil baya!

"Seni görüyorum hep. Arkadaş olalım mı?"

Arkadaş olmak mı? Bu doğru olur muydu ki? Hem daha onu tanımıyorum. Çıkma teklifi etmedi ya!
Heyecanlandığım için saçmalamaya başlamıştım.

"Cevap vermeyecek misin?"

Düşünmekten cevap vermeyide unutmuştum! Bu aralar kafam o kadar karışık ki. Ama yinede bunu yapıcak ve teklifini kabul edecektim.

"Olur."

Sesim titredi.
Neden böyle oluyor?
O da benim gibi bi insan.

"Geçen gün kafeden çıkarken pek iyi görünmüyordun. Şimdi iyi misin?"

ELZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin