8. Bölüm

66 6 0
                                        

Akşam olmuştu.
Annem eve gelmişti.
Bugün kesin sormam gerekiyordu çünkü çok merak ediyorum.
Pek mutlu görünmüyordu ama soracaktım. Yanına gittim.

"Anne?" diye seslendim. Dalmıştı.
Ellerimi gözlerinin önüne getirdim ve şıklattım. Dalgınlığın etkisiyle sıçradı.

"Noldu?" diye sordu. Kararsız kaldım sorsam mı sormasam mı? Sorsam iyi olurdu. Sormasam merakımla kalırdım en iyisi sormak.

"Sabahları nereye gidiyorsun?" sorduğum soru onu tedirgin etmişti.
Cevap vermek yerine bir süre düşündü. "Arkadaşlarımla görüşüyorum." Verdiği cevap garip gelmişti. Pek arkadaşlarıyla takılmazdı. Hergün asla takılmazdı.
İnanmamıştım. Sakladığı bir şeyler vardı bundan eminim.

"Peki. 2 gündür ben evdeyken birisi kapıya kutu bırakıyor , zili çalıyor ve gidiyor. Sen evdeykende oluyor mu?" Vereceği cevap önemliydi.
Çünkü böyle devam ederse bu işi kurcalayacaktım.

"Ne kutusu? Hayır,olmuyor. Belki sen yanlış görüyorsundur." Ne? Ben doğru gördüğüme çok eminim. Aynı zamanda annemin bir şeyler sakladığından da çok eminim.

"Emin misin?" Ne dersem reddedeceği kesindi. Ama yinede soruyordum belki bir ihtimal için.
"Eminim Tuana. Sende kurcalama böyle şeyleri!" Tam da beklediğim gibi bir cevaptı. Yarın yine aynısı olursa malesef ki kurcalayacaktım.

Daha fazla soru sormadan odama geçtim. Kafa dağıtmak için telefona bakıcaktım. Tabi ki Barlas'a sataşmayacağım yapar mıyım öyle şey? Çok güzel yaparım. Barlas'la olan sohbete girdim. Mesaj:

Ms.505: İddayı ben kazandım.

Barlas: Ne iddası?

Ms.505: Unuttun mu? Senin buzlarını eritme iddası.

Barlas: İstemiyorum , çok saçma.

Ms.505: Değil. Görürsün eriticem o buzlarını.

Barlas: Görürüz.

Ms.505: Evet.

Barlas: Tamam.

Bende ne zaman diyecek diye dört gözle bekliyordum. Hiçte geç "Tamam." demedi. Zamanla söylemekten bıkar diyeceğim tabi o zamana kadar benim sabrım kalırsa.

Ms.505: Bende ne zaman şu kelimeyi söyleyeceksin diye bekliyordum.

Barlas: Olabilir.

Ms.505: Neden böylesin?

Barlas: Normalim.

Kendini kandırıyor.
Öncesini bilen biriyim.
Bu o değil. Az konuşmuş olsakta öyle birisi olmadığını anlayabiliyordum.
Ama bunu neden yaptığını bir türlü anlayamıyordum.

Ms.505: Kendini kandırıyorsun.
Sen böyle biri değilsin.

Barlas: Uzatma! Ben buyum.

Ms.505: Uzatmıyorum. Sen bu değilsin biliyorum.

Barlas: Tamam.
 
                                       Görüldü.

Bugünlük bu kadar Barlas yeterdi.
Biraz daha devam edersek kavga edecektik. Buzlarını eritmem için bu pek iyi olmayabilirdi. Yapıcak bir şeyim olmadığı için telefonda gezinirken arama geldi. Numaraya baktığımda gizliydi.

Şaka yapmak için neden hep beni buluyorlardı? Yaptıkları sıkmaya başlamıştı. Şaka yapmak için seçilen yanlış kişiydim.

Arkadaş ortamlarında insanları işletmek için gizliden numara sallandığını biliyordum. Ama benim böyle şeylerle uğraşacak vaktim ve sabrım yoktu. Hoşlanmıyordum.

Çağrıyı reddettim.
2 dakika sonra tekrar gizli numara aradı. Yetmedi mi? Yine reddettim.
Yine aradı. Sabrım dolmuştu.
Kim böyle durmadan arıyordu?

Bu seferki çağrıya cevap verdim.
Ama ilk karşı tarafın konuşmasını bekledim. Ses vermedi. Tam kapatacağım an bir ses geldi.

Şakaydı bu değil mi?
Alçakça bi şaka sadece.
Hadi ama! Bu ses kaydını kim , nereden bulmuştu? Özellikle mi beni aramıştı? Son bulsun artık bu saçma şaka!

8. Bölüm sonu.

ELZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin