17.Bölüm

47 4 0
                                    

Barlas ile olan son konuşmamızdan sonra bir daha hiç konuşmamıştık.
O yazana kadar yazmayı düşünmüyordum. Sadece bir an aklıma geldi ve sordum. Böyle bir şey düşünüp kızması hoş değildi.

Elim sürekli onla olan sohbetimize gitsede yazmayacaktım. İnat edip kendisi yazmazsa bende inatlaşırım.

Tavana bakıp bunları düşünürken artık kalkma vaktimin geldiğini fark ettim. Okullar açılmıştı! Okulu seviyorum fakat gün boyu görmek zorunda kaldığım kişilerden oldukça çok nefret ediyorum.

Daha fazla vakit kaybetmeden yatağını topladım , elimi yüzümü yıkadım ve biraz bir şeyler yedim.
Okul formamı giydim ve saate baktım.
Evden çıkmama 30 dk vardı.
Çantamı da kontrol ettim.

Okulda sadece 2 arkadaşım var.
Onlarla da okul dışında görüşmüyorum yani arkadaş sayılmam. Her türlü yanlız oluyorum...

Alarmım çalınca evden çıkma vaktimin geldiğini anladım. Evet , evden çıkmak için alarm kurdum.
Saate bakmayıp vaktimi kaçırmamak için geç kalmak istemem...

Okul yürüme mesafesindeydi.
15 dakikalık yolu sadece şarkı dinleyerek ve düşünerek geliyordum.
Yolda yürüken insanlar ne kadar garip bir varlıkmışım gibi baksalarda,
bakışlarını umursamıyordum.

Okula geldiğimde İstiklal Marşı için oluşturulan sınıf sırasından sınıfımı buldum. Klasik konuşma ve İstiklal Marşı okunduktan sonra sınıflara çıktık. Okula gelmeyi özlemiştim...

İlk derse matematik hocası girdi.
Şansın böylesi! İlk ders matematik ne demek? Benim uykum var , uykum!
Keşke sohbet etse. Direk ders işlemiştir mi? İşlenmez.

Bir şekilde matematik dersi bitmişti.
Arkadaşım ile dışarı, hava almaya çıkmıştık. Ayşe tam benim kafa dengim bir kızdı. Onunla sohbet etmek çok hoşuma gidiyor. Kendisi Çeçendi. Çeçenleri seviyordum çok iyi insanlardı...

Sohbet edip dolaşırken gözüme biri takıldı. 1.70'li boylarda, beyaz tenli , mavi gözlü bir çocuk. Kapşonu kapalıydı. Saçlarını göremiyordum.
Tahminimce Çeçendi. Genellikle onlar beyaz tenli ve mavi gözlü oluyorlar.
Tam gözlerimi üzerinden çekicekken o da bana baktı. Bakışları çok ruhsuzdu. Kötü hissettirdi...

Kimdi? Nasıl biriydi?
İçimde onla konuşma isteği oluştu.
Ama bunu anlamsız buldum.
Yapamazdım da zaten.

Daha fazla onunla ilgili düşünmedim zaten zil çalmıştı.


Okul Çıkışı

Sonunda bitmişti.
3 aylık bir tatilden sonra okula gelmek biraz yorucu olmuştu.
Ama hoş bir yorgunluktu.

Eve geldiğimde annem evde değildi.
Yine ve yine...
Odama geçtim. Çantamdaki kitapları kitaplığıma dizdim. Duşa girdim.
Duştan sonra günün ders tekrarını yaptım ve yorgunlukla kendimi yatağıma bıraktım.

Yatarak geçirdiğim tatilden sonra gün boyu meşgul olmak zorlamıştı.
Telefona hiç bakmamıştım. Bildirimler gelmişti. Arkadan bir şarkı açıp bildirimlere baktım. Annem ödevlerimi yapmamı ve yemek yemeni söyleyen bir mesaj atmıştı.
Diğer 3 bildirim pinteresttendi.
İlk Hira'nın mesajına baktım.
Mesaj:

Hira: Tuana

Hira: Nasılsın?

Hira: Barlas'a bir şey olmuş. Morali bozuk gibi.

Hira: Seni bir arkadaşımla tanıştırıcam. Adı Aslı.

Hira: Nerdesiin?

Ne çok mesaj atmıştı.
İlk hangisine cevap versem...
Sırayla hepsine cevap vermeye başladım. Mesaj:

Ms.505: Geldim!

Ms.505: İyiyim, sen nasılsın?

Ms.505: Nolmuş Barlas'a?

Ms.505: Ben utanırım tanışmasak?

Evet utanırdım.
Yeni tanıştığım kişilere karşı içimde bir utanma ve mesafe vardı.
Telefondan bile olsa utanırdım.
Ne diyeceğimi bilemezdim.

Hira: Bende iyiyim.

Hira: Bilmiyorum, söylemiyor.

Hira: Utanma. Çok iyi ve samimi bir kız. Tanışınca seveceksin eminim. O kadar grup kurdum. Tanışın diye.

Grubu görmüştüm.
Ama hala utanıyordum.
Hira'yı kırmakta istemiyordum.
Ne yapacağımı bilmiyordum.

Ms.505: Of! Tamam tanışıcam.

Hira: Teşekkürler!

Ms.505: Rica ederim.

"Hayır." demeyi biliyorum.
Ama bu kötü bir şey değil.
Sadece ben utangaç biriyim...
Hira ile olan sohbetten çıkıp Bartu'nun attığı mesaja baktım.
Mesaj:

Bartu: Naber la?

Ms.505: İyiyim, sen nasılsın?

Bartu: Bende iyiyim.

Bartu: Tuana

Ms.505: Efendim?

Bartu: Barlas'a bir şey olmuş. Hira ile sorduk söylemedi. Sen biliyor musun?

Galiba dün benle olan tartışmasından dolayı ama sanmıyorum.
Hem onlar Barlas ile benden daha yakın bana neden soruyorlar?

Ms.505: Bilmiyorum. Hem siz benden daha yakınsınız siz bilmelisiniz.

Bartu: Söylemiyor ki la.

Ms.505: Anladım.

Bartu ile olan sohbetten de çıktım.
Belki başka bir şey olmuştur.
Sonuçta ben onla konuşmuyorum.
Bana söylemez de zaten.
Ona göre onun bana söylediği şeyleri başkasına söyleyen biriyim nede olsa.
Ama bu doğru değil!
Kimseye onun bana söylediği şeyi söylememiştim ki.
Bunu düşünmüş olması çok yanlıştı.

Hira'nın kurduğu gruptan mesaj gelmişti. Daha fazla düşünmeden baktım. Mesaj:

Hira: Heh oldu!

Aslı: Hiraaa

Hira: Aslıı

Aslı: Napıyorsun?

Hira: Oturuyorum Aslım sen napıyorsun?

Aslı: Nasıl oturuyorsun?

Hira: Nasıl mı oturuyorum? Delii bu nasıl bir soru?

Aslı: Öyle deme. Oturmak çok çeşitli bir şey.

Hira: Tuanaa!

Ms.505: Geldim.

Hira: Heh iyi.

Aslı: Yeeyy

Hira: Aslı , Mete aktif mi?

Aslı: Aktif.

Hira: Hiç yazmıyor.

Aslı: Tch tch tch.

Ms.505: Mete kim?

Aslı: Benim sevgilim, kocam , birtanem, her şeyim , aşkım.

Hira: Onu da alalım gruba.

Aslı: Olur!

Yeni biri daha mı?
Benim gibi fazla utangaç biri için çok fazlaydı tüm bunlar.
Belki güzel olabilirdi ama.
Ben her türlü utanıyorum.
Zamanla alışırım ama ilk başlar benim için çok zor.

17. Bölüm Sonu

ELZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin